Kategoriler
Eser Adı Yazar Yayınevi Açıklama İçindekiler Barkod
Arama  
Ana Sayfa Sipariş Takip Üyelik Yardım İletişim
 
 
Bülten
   

×
Sınai Mülkiyet Hakları Aleyhine İşlenen Suçlar
Temmuz 2007 / 1. Baskı / 269 Syf.
Fiyatı: 440.00 TL
İndirimli: 15.00 TL (%97)
24 saat içerisinde temin edilir.
 
Sepete Ekle
   

Çalışmanın konusu sınai mülkiyet haklarının cezai korunması başlığı taşımakta ise de gerek uygulamada sık karşılaşılması gerekse mevzuatta temel olarak kabul edilmesi nedeniyle marka ve patent haklarına yönelik açıklamalarımız ağırlıklı yer tutmuştur.

Üç bölümden oluşan kitapta, sınai mülkiyet hakları tanımlanmış ve bu hakların korunmasına yönelik uluslararası sözleşmelere ya da korumakla görevli kurumlara yer verilmiştir.

İkinci bölümde marka ve patent haklarına yönelik genel açıklamalar yapıldıktan sonra mevzuatta yer bulan suç tipleri, unsurları ile birlikte ayrı ayrı başlıklar halinde incelenmiştir.
Üçüncü ve son bölümde ise diğer sınai mülkiyet haklarına yönelik suç tiplerine yer verilmiş, ancak marka ve patent suçlarıyla bazı istisnalar hariç neredeyse bire bir aynı olan bu suç tiplerine ilişkin açıklamalarda marka ve patent suçlarına atıflar yapılmıştır.

Bu bölümde ayrıca sınai mülkiyet haklarına ilişkin genel sorunlara değinilmiş, bu konuda öneriler getirilmiş ve konuya yönelik olarak üzerinde çalışılan ancak henüz yasalaşmamış yeni mevzuat düzenlemeleri incelenmiştir. Son olarak haksız rekabet hukukunun sınai mülkiyet haklarıyla ayrışan, benzeşen hükümleri ve gerektiğinde sınai mülkiyet için uygulama alanı bulan düzenlemeleri açıklanmıştır.

Not: Özel indirime giren kitapların kapaklarında, normal kullanımını engellemeyecek şekilde, yıpranma veya küçük hasarlar bulunabilir.

Konu Başlıkları
Ekonomik Suçlar Bağlamında Sınai Mülkiyet Suçları
Marka Hakkı ve Marka Hakkı Aleyhine İşlenen Suçlar
İnternette Marka Hakkına Tecavüz
Buluş ve Patent Hakkı
Patent Hakkı Aleyhine İşlenen Suçlar
Coğrafi İşlemler
Endüstriyel Tasarım Hakkının Korunması
Faydalı Model Haklarının Korunması
Sınai Mülkiyet Hukukunda Güncel Gelişmeler ve Mevzuat Çalışmaları
Barkod: 9789750205347
Yayın Tarihi: Temmuz 2007
Baskı Sayısı:  1
Ebat: 16x24
Sayfa Sayısı: 269
Yayınevi: Seçkin Yayıncılık
Kapak Türü: Karton Kapaklı
Dili: Türkçe
Ekler: -

 

İÇİNDEKİLER
Özet  5
Abstract  9
Önsöz  11
Kısaltmalar  21
Giriş  23
Birinci Bölüm
SINAİ MÜLKİYET HUKUKUNUN GENEL ESASLARI
I. FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET KAVRAMI  25
A. Fikri ve Sınai Hakların Mülkiyet Alanına Dahil Olması  25
B. Fikri ve Sınai Hak Ayrımı  27
C- Değerlendirme  28
II. SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ CEZA HUKUKUNDAKİ YERİ  28
A. Ceza Hukukunun Sınai Haklara Yönelişi  28
B. Ceza Hukuku Müdahalesine Yönelik Eleştiriler  30
C. Ekonomik Suçlar Bağlamında Sınai Mülkiyet Suçları  32
III. SINAİ MÜLKİYET HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ  33
A. 20. yy’a Kadarki Gelişim  33
B. 20. yy’dan Sonraki Gelişim  34
IV. ULUSAL VE ULUSLAR ARASI ALANDA SINAİ MÜLKİYET HUKUKUNA
KAYNAKLIK EDEN ÖRGÜTLER VE SÖZLEŞMELER
 
 36
A. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO)  37
B. Paris Sözleşmesi  37
C. Madrid Sözleşmesi ve Protokolü  38
D. Gümrükler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)  40
E. Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi (TRIPs) (Agreement on
Trade Related Aspects of Intellectual Property Rights) 
 41
F. Patent İşbirliği Sözleşmesi (PCT) (Patent Cooperation Treaty)  41
G. Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) (European Patent Convention)  42
H. İç Pazarda Uyum Sağlama Ofisi (OHIM)  42
I. Viyana Anlaşması  43
İkinci Bölüm
MARKA VE PATENT HAKLARI ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR
I. MARKA HAKLARI ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR  45
A. Marka Hukukunun Temel Kavramları  45
1. Marka  45
a. Niteliği İtibariyle ‘Marka Olabilecek’ İşaretler  47
b. ‘Marka Olarak Tescil Edilebilecek’ İşaretler  50
2. Marka Türleri  51
a. Karşılaştırmalı Hukukta Marka Türleri  51
b. Türk Hukukunda Marka Türleri  51
c. Tanınmış Marka  55
4. Marka Hakkı  57
a. Hakkın İçeriği  57
b. Hakkın Kapsamı  58
c. Hakkın Tükenmesi  60
1. Genel Olarak 556 Sayılı KHK  60
a. Kanun Hükmünde Kararname ile Suç İhdası  61
b. 556 Sayılı KHK Değişiklikleri  63
c. 556 sayılı KHK Düzenlemesi ve Suçların Tasnifi  63
d. Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu ve 556 Sayılı KHK  65
2. 556 Sayılı KHK’da Düzenlenen Suç Tipleri  66
a. 61/A (a) Bendinde Düzenlenen Suçlar  66
aa. “Gerçeğe Aykırı Kimlik Bildiriminde Bulunmak” Suçu  67
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  68
bbb. Fail  68
ccc. Mağdur  69
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru:  69
eee. Kusurluluk Unsuru  71
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  75
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  77
hhh. Benzer Suç Tiplerinden Farkı  81
iii. Değerlendirme  82
bb. “Marka Koruması Olduğunu Belirten İşareti Kaldırmak” Suçu  83
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  84
bbb. Fail  85
ccc. Mağdur  85
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  85
eee. Kusurluluk Unsuru  87
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  88
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  88
hhh. Değerlendirme  89
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  90
bbb. Fail  90
ccc. Mağdur  90
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  91
eee. Kusurluluk Unsuru  92
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  93
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  94
hhh. Benzer Suç Tiplerinden Farkı  95
iii. Değerlendirme  95
b. 61/A (b) Bendinde Düzenlenen Suçlar  96
aa. “Marka Üzerinde Hukuksal İşlemlerle Elde Edilen Haklarla İlgili Hukuka Aykırı Tasarrufta
Bulunmak” Suçu 
 96
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  96
bbb. Fail  96
ccc. Mağdur  97
eee. Kusurluluk Unsuru  101
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  102
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  103
hhh. Değerlendirme  103
bb. “Markanın Korunduğu Fikrine Neden Olan Eylemlerde Bulunmak” Suçu  104
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  104
bbb. Fail  104
ccc. Mağdur  105
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  105
eee. Kusurluluk Unsuru  107
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  107
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  107
hhh. Değerlendirme  108
c. 61/A (c) Bendinde Düzenlenen Suç  108
aa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  109
cc. Mağdur  110
dd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  110
ee. Kusurluluk Unsuru  120
ff.Hukuka Aykırılık Unsuru  121
gg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  121
hh. Değerlendirme  122
3. Internette Marka Hakkına Tecavüz  123
a. Alan Adlarında Marka Hakkı İhlalleri  123
b. Alan Adları Dışında Marka Hakkı İhlalleri  125
4. Karşılaştırmalı Hukukta Marka Hakkına Tecavüz  126
5. Marka Suçlarında Genel Olarak Fail ve Diğer Sorumlular  126
6. Marka Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri  130
7. Marka Suçlarında Koğuşturma Koşulları  131
8. Marka Suçlarında Yaptırım  133
9. Marka Suçlarında Cezaya Etki Eden Nedenler  135
10. Marka Suçlarında Yetkili ve Görevli Mahkeme  136
11. Marka Suçlarında Ceza ve Dava Zamanaşımı  136
C. 556 Sayılı KHK’da Marka Hakkının Özel Hukuk Davalarıyla Korunması  136
II. PATENT HAKLARI ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR  138
A. Patent Hukukunun Temel Kavramları  138
1. Patent ve Buluş  138
a. Patent Alabilme ve Buluş Niteliğindeki Sonuçlar  140
b. Patent Verilecek Buluşlar  141
2. Patent Türleri  144
3. Tescil  145
4. Patent Hakkı  147
a. Hakkın Doğumu  147
b. Hakkın İçeriği  149
c. Hakkın Kapsamı ve Sınırları  150
aa. İstem/İstemler  151
bb. Eşdeğer Unsurlar  153
cc. Beyanlar  154
d. Hakkın Sona Ermesi  154
5. Patent Hakkına Getirilen Kısıtlamalar  156
b. Önalım Hakkı  158
6. Karşılaştırmalı Hukukta Patent Sistemlerinin Gelişimi  159
B- 551 Sayılı KHK’da Patent Hakkı Aleyhine İşlenen Suçlar  161
1. Genel Olarak 551 Sayılı KHK  161
a. 551 Sayılı KHK Kapsamı ve Yürürlükteki Şekli  161
b. Genel Olarak 551 Sayılı KHK’da Ceza Hukukuna İlişkin Düzenlemeler  162
2. 551 Sayılı KHK’da Düzenlenen Suç Tipleri  164
a. 73/A (a) Bendinde Düzenlenen Suçlar  164
aa. “Buluş Sahibi ve Patent İsteme Hakkında Gerçeğe Aykırı Bildirimde Bulunmak” Suçu  164
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  165
bbb. Fail  166
ccc. Mağdur  166
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  167
eee. Kusurluluk Unsuru  169
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  170
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  171
hhh. Benzer Suç Tiplerinden Farkı  172
iii. Değerlendirme  172
bb. “Patent Olduğunu Belirten İşareti Kaldırmak” Suçu  173
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  174
bbb. Fail  174
ccc. Mağdur  174
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  175
eee. Kusurluluk Unsuru  175
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  176
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  176
hhh. Değerlendirme  177
cc. “Kendini Patent Başvurusu Yapmış ya da Patent Sahibi Gibi Göstermek” Suçu  177
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  178
bbb. Fail  178
ccc. Mağdur  178
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  179
eee. Kusurluluk Unsuru  181
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  181
hhh. Değerlendirme  182
b. 73/A (b) Bendinde Düzenlenen Suçlar  182
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  183
bbb. Fail  183
ccc. Mağdur  184
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  184
eee. Kusurluluk Unsuru  188
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  188
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  189
bb. “Korunan Patent Hakkı Olmamasına Rağmen Hakkın Varolduğu Kanısı Uyandıracak
Patent Kullanımı” Suçu 
 190
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  190
bbb. Fail  190
ccc. Mağdur  191
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  191
eee. Kusurluluk Unsuru  192
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  193
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  194
hhh. Değerlendirme  194
c. 73/A (c) Bendinde Düzenlenen Suç  195
aa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  196
bb. Fail  196
cc. Mağdur  197
dd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  197
ee. Kusurluluk Unsuru  202
ff. Hukuka Aykırılık Unsuru  203
gg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  203
hh. Değerlendirme  204
3. Patent Suçlarında Genel Olarak Fail ve Diğer Sorumlular  205
4. Patent Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri  206
5. Patent Suçlarında Koğuşturma Koşulları  207
6. Patent Suçlarında Yaptırım  209
7. Patent Suçlarında Cezaya Etki Eden Nedenler  210
8. Patent Suçlarında Yetkili ve Görevli Mahkeme  211
9. Patent Suçlarında Ceza ve Dava Zamanaşımı  211
10. yTCK’da Düzenlenen Patente İlişkin Suç  212
C. 551 Sayılı KHK’da Patent Hakkının Özel Hukuk Davalarıyla Korunması  212
Üçüncü Bölüm
DİĞER SINAİ MÜLKİYET HAKLARI ALEYHİNE İŞLENEN
SUÇLAR VE SINAİ MÜLKİYET HUKUKUNA
YÖNELİK ÇALIŞMALAR
I. DİĞER SINAİ MÜLKİYET HAKLARI VE BU HAKLAR ALEYHİNE İŞLENEN
SUÇLAR
 
 2 1 7
II. DİĞER SINAİ MÜLKİYET HAKLARI  217
A. Faydalı Model  217
1. Hakkın İçeriği ve Unsurları  217
2. Hakkın Elde Edilmesi ve Korunması  219
3. Faydalı Model Hakkının Korunmasına Yönelik Ceza Hukuku Hükümleri  220
B. Endüstriyel Tasarımlar  221
1. Endüstriyel Tasarımların Unsurları  222
2. Endüstriyel Tasarım Hakkına İlişkin Özel Hukuk Hükümleri  223
3. Endüstriyel Tasarım Hakkının Korunmasına İlişkin Ceza Hukuku Hükümleri  224
C. Coğrafi İşaretler  230
1. Kavram ve Unsurları  230
2. Coğrafi İşaretlerin Korunmasına Yönelik Özel Hukuk Hükümleri  231
3. Coğrafi İşaretlerin Korunmasına Yönelik Ceza Hukuku Düzenlemeleri  233
III. SINAİ MÜLKİYET HAKLARINA YÖNELİK MEVZUAT ÇALIŞMALARI  235
A. Yalnızca KHK Metinlerinde Değişiklik Öngören Çözüm Önerileri  235
B. Konuyla İlgili Tüm Mevzuatın Yeniden ve Kanunla Düzenlenmesi Önerisine Dayalı
Yaklaşımlar 
 242
C. Sınai Mülkiyet Hukukundaki Somut Bazı Sorunlar ve Öngörülecek Suç- Ceza
Düzenlemesine Yönelik Öneri 
 243
1. Bazı Sorunlar  243
2. Öneriler  245
a. Topluluk Markasının Korunmasına Yönelik Mevcut Düzenlemeler  247
b. Topluluk Markasının Korunmasına Yönelik Suç Tipi Tasarısı  248
IV. SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASINDA HAKSIZ REKABET
HUKUKU
 
 252
A. Haksız Rekabet- Sınai Mülkiyet Hukuku İlişkisi  255
C. Haksız Rekabetten Kaynaklanan Ceza Sorumluluğu  256
Sonuç  261
Kaynakça  47
vd. Camcı, a.g.e., s. 8. Camcı, a.g.e., s. 26. 556 sayılı KHK’nın muhtelif maddeleri bu yasakları içermektedir. Ancak özellikle 7. ve 8. maddeler yasağın açıkça belirlendiği hükümlerdir. Doktrindeki farklı tanımlamalar için (Bkz. Yasaman, a.g.e., s. 5). Yasaman, a.g.e., s. 11. Tanınmış markanın reklam ve garanti fonksiyonu için (Bkz. Yasaman, a.g.e., s. 8). ATLI, M. Serdar, “Marka Türleri ve Korunması”, (Y.Lisans Tezi), İzmir, 2001, s. 99. Karahan, a.g.e., s. 285. NOMER, Füsun, “Tanınmış Marka: NIKE”, Prof. Dr. Erdoğan MOROĞLU’na 65. Yaş Günü Armağanı, İstanbul, 1999, s. 487. ÇOLAK, Uğur, “Paris Sözleşmesinin 6bis Maddesi Anlamında Tanınmış Markalar, Bu Tanınmışlığın Nasıl Belirleneceği Sorunu ve WIPO Kriterleri”, FMR-Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, yıl: 4, sayı: 2004/2, s. 26. Yargıtay 7.CD., 11.06.2003, 23283/4581 (aktaran MERAN, Necati, Marka Hakları ve Korunması, Ankara, 2004, s. 74). Yargıtay 11.HD. 24.03.2003 – 10575/2752 (aktaran Meran, a.g.e., s. 75). TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, s. 392, İLKAY, Umut İlkay, s. 26, (aktaran Meran, a.g.e., s. 71). Tanınmışlık için %30 ile %80 arasında oranlar verilmektedir. HEINZELMANN, Dissertation, s. 118 (aktaran Nomer, a.g.e., s. 500). Meran, a.g.e., s. 71. Nomer, a.g.e., s. 499. BGE 124 III 277 (aktaran Nomer, a.g.e.,, s. 487). Arkan, a.g.e.,(Marka Hukuku), s. 105. 556 sayılı KHK m. 7/1 (b): “..marka olarak tescil edilemezler: “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırd edilemeyecek kadar aynı olan markalar”,
Tanınmış markaya bu konuda istisna tanınması hakkında (Bkz. yuk. Tanınmış Marka, s.  51
). Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın “Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ” 02.07.2002 tarih ve 24803 sayılı RG’de yayınlanan değişikliklerle şu anda yürürlükte olan son halini almıştır. Sınıflara ait liste Tebliğ ekinde düzenlenmiştir. Bu tebliğ 12.7.1995 tarih ve 95/7094 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla taraf olunan “Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nis Anlaşması”(1957) dikkate alınarak hazırlanmıştır. Dolayısıyla tescil başvurularında, Ek listede sayılan mal veya hizmetlerin dışında mal veya hizmet belirtildiği takdirde Nis Anlaşması kapsamında ait olduğu sınıfta değerlendirilir. Bu Yönetmeliklerin en başında “556 sayılı KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik” gelmektedir. (R.G. 5.11.1995, 22454) 556 sayılı KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik m. 13 vd. Keskin, a.g.e., s. 48. Yargıtay 7. CD. E. 2000/6681, K. 2000/11243, Yargıtay 7. CD. E. 1997/9212, K. 1997/9477 (aktaran Meran, a.g.e., s. 193-194). ARKAN, Sabih, “Marka Hakkına Tecavüz- İşaretin Markasal Olarak Kullanılması Zorunluluğu?”, BATİDER, c.XX, Sayı: 3, 2000, s. 5. 556 sayılı KHK m. 12. Tekinalp, a.g.e. (Fikri Mülkiyet Hukuku), s. 346. Camcı, a.g.e., s. 50. OCAK, Nazmi, “Markalarda Tescilin Sağladığı Korumanın Kapsamı”, Prof. Dr. Ali BOZER’e Armağan, BATİH Enst., s. 270. Yargıtay 11. HD. 12.2.1972, E. 69/2871, K. 72/428 (aktaran Ocak, Markalarda Tescilin Sağladığı.., s. 273). Federal Mahkeme 2.9.1930, JdT 1931, I, 236 (aktaran Ocak, a.g.e., s. 273). TPE, a.g.e. (Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar) s. 14. TPE, a.g.e. (Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar) s. 22. ARKAN, Sabih, “Marka Hakkının Tüketilmesi”, Prof. Dr. Ali BOZER’e Armağan, BATİH Enst., 1998, s. 200. Arkan, a.g.e., (Marka Hakkının Tüketilmesi), s. 197. PINAR, Hamdi, “Marka Hukukunda Hakların Tükenmesi”, Prof. Dr. M. Kemel OĞUZMAN’ın Anısına Armağan, İstanbul, 2000, s. 907. The TRIPs Agreement, Article 6: “For the purposes of dispute settlement under this Agreement, subject to the povisions of Articles 3 and 4 nothing this Agreement shall be used to adress the issue of the exhaustion of intellectual property rights.” TPE, Markalar, t.y. Kanun Hükmünde Kararnameler hukukumuzda kanunlarla aynı değerde olup, olağan dönem ve olağanüstü dönem KHK’ları olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu iki türün yürürlüğe girme biçimi açısından usuli farklılıklar vardır. TEZİÇ, Erdoğan, Anayasa Hukuku, 5. bs., İstanbul, 1998, s. 27. Bu noktadan hareketle kanun koyucunun KHK’larla suç ihdasına izin vermemesi karşısında, yürütmenin diğer düzenleyici işlemleriyle suç ihdasının da evleviyetle mümkün olamayacağı doktrinde belirtilmektedir. (Bkz. İçel, Donay, s. 111 (aktaran YILDIZ, Ali Kemal, “Yürütme Organının Düzenleyici İşlemlerle Suç ve Ceza Yaratması”, Prof. Dr. Çetin ÖZEK Armağanı, İstanbul, 2004, s. 1048). Anayasa hükmünün (38. madde) metninde ‘kanun’ kelimesi kullanılmıştır. Bu durumda lafzi yorumla dahi KHK’larla suç ve ceza düzenlemesinin öngörülmediği anlaşılmaktadır. “.......her iki Anayasa (1961-1982) hükmü de kanun hükmünde kararnameler yoluyla suç ihdasını açıkça yasaklamış bulunmaktadır. Gerçekten de 1961 Anayasası’nın 64. maddesi ve 1982 Anayasası’nın 91. maddesi açıkça temel hak ve özgürlüklere ilişkin hakların kanun hükmünde kararnameyle düzenlenemeyeceğini belirtmiştir.” (İçel/ Donay, a.g.e.,(Karş ve Uyg. Ceza Hukuku) s. 108). İlke, yalnızca suç ve cezanın kanunla öngörülmesini değil, örnekseme yasağı, failin aleyhine geçmişe uygulama yasağı gibi ilkeleri de alt başlığında barındırır. (İçel/Donay, a.g.e. (Karş. ve Uyg. Ceza Hukuku,, s. 81 vd.) yTCK, kıyası ve kıyasa yol açacak geniş yorumlamayı da kanunilik ilkesi içinde yasaklamıştır. (m. 2) 765 sayılı (Mülga) TCK m. 1. Burada tarafımızdan kasıtlı olarak ‘aykırılık’ ifadesi değil, çelişki ifadesi kullanılmıştır. Zira normlar hiyerarşisinde KHK’lar Anayasanın altında yer aldığından, ancak Anayasaya uygunluğu denetlenebilir. Buna karşılık hiyerarşide kanunla aynı sırada yer alan KHK’nın normlar hiyerarşisine göre TCK’ya uyması zorunluluğu yoktur. Ancak elbette Ceza kanunu gibi temel bir Kanunun getirdiği düzenlemeye uymadan suç ihdas eden bir KHK düzenlemesi, hukuk sistemi açısından önemli bir boşluk yaratmaktadır. Kanımızca kanun koyucunun bu iradeyi derhal göstererek çelişkiyi gidermesi uygun olacaktır. Anayasa Mahkemesi Kararı, R.G. 14.5.2004/25462, AYM. 2.3.2004, E. 2002/92, K. 2004/25 (Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, Mevzuat Bilgi Bankası, güncelleme: 2006/1, Yararlanma tarihi: 17.02.2006). ALBAYRAK, Mustafa, Fikir ve Sanat Eserleri ile Sınai Mülkiyet Hakları Aleyhine İşlenen Suçlar, Ankara, 2004, s. 177-190. Keskin, a.g.e., s. 118. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, Kabul Tarihi 30 Mart 2005, RG. 31.03.2005/ 25772 (1. Mükerrer) Kanun, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 3: “Mevzuatta yürürlükten kaldırılan Türk Ceza Kanununa yapılan yollamalar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelere yapılmış sayılır. Mevzuatta yürürlükten kaldırılmış Türk Ceza Kanunun kitap, bab ve fasıllarına yapılmış olan yollamalar, o kitap, bab ve fasıl içinde yer almış hükümlerin karşılığını oluşturan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun maddelerine yapılmış sayılır.” Vekilin, marka hakkı sahibinden habersiz olarak bilgileri yanlış bildirmesi, ayrıca vekilin sorumluluğu kapsamında değerlendirilecektir. Marka vekilliği 556 sayılı KHK’nın 2/d bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “bu KHK’da belirtilen haklarla ilgili konularda ilgili kişileri Enstitü nezdinde temsil eden, danışmanlık yapan, ve haklarının korunması için Enstitü nezdinde gerekli girişimlerde bulunan ve işlemleri yürüten kişileri” ifade eder. Aydın, a.g.e., s. 78. Tüzel kişinin sorumluluğu patent suçlarında yalnızca tecavüz suçu için kabul edilmişken, marka suçlarında bütün marka suçları için sorumlu tutulmuştur. Oysa kanımızca tecavüz suçu için dahi bu sorumluluk tartışmalıyken bütün marka suçları için tüzel kişinin sorumluluğunu getirmek oldukça sakıncalıdır. Keskin, a.g.e., s. 119. Aydın, a.g.e., s. 78. Kişinin fizik kimliği, fizik yapısına ilişkin olan parmak izi, avuç içi izi, ses ve görüntülerini içermektedir. CMK m. 81’de üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı şüpheli veya sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde C.Savcısı emriyle (Tasarıda önce hakim kararı aranırken, yTCK yürürlüğe girmeden 25.05.2005 tarihinde 5353 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle fizik kimliğin tespiti için hakim kararı kaldırılmıştır) fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup teşhisi kolaylaştıracak diğer özellikleri ile sesi ve görüntülerinin kayda alınarak dosyasına koyulabileceğini düzenlemiştir. Ancak bu kayıtlar, itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına dair kararların kesinleşmesinden sonra C.Savcısı huzurunda yok edilir. İncelediğimiz suçun da üst sınırının iki yıl olması (bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir) bakımından, bu suç dolayısıyla şüpheli veya sanık bu işleme tabi tutulabilecektir. (ÜNVER, Yener/HAKERİ, Hakan, Sorularla Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara, 2006, s. 90). Aydın, a.g.e., s. 78. Keskin, a.g.e., s. 120, Tekinalp, a.g.e., (Fikri Mülkiyet Hukuku), s. 486. Yönetmeliğin 13. maddesi, marka başvurularının incelenemeye alınması için EK I örneğe göre hazırlanmış ve 11. maddedeki bilgileri içeren dilekçeyi aramaktadır. Aynı maddede, bu evrakların her hangi birinin eksikliği halinde başvurunun reddedileceği düzenlenmiştir. Suçun koruduğu hukuki değer ile ratio legis’inin aynı şey olup olmadığı doktrinde tartışılmıştır. Ünver’e göre, bu iki kavram farklılık içermekte, ratio legis, kanun koyucunun iradesini, normun koruma alanının kapsamı ve o alan içindeki davranışların şekli olarak saptanmasında rol oynayacak, hukuksal değer ise şekli olarak o koruma alanı içinde bulunan davranışın hukuksal değeri ihlal edip etmediğini saptamada yararlı olacaktır. Bu iki yorum aracı birlikte uygulanabileceği gibi ayrı ayrı da uygulanabilir. (ÜNVER, Yener, Ceza Hukukuyla Korunması Amaçlanan Hukuksal Değer, Ankara, 2003, s. 149). İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), İstanbul, 2000, s. 198. İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 237. ÖZBEK, Veli Özer, TCK İzmir Şerhi- Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, c. 1, Ankara, 2005, s. 258. Bkz. yTCK m. 21. Bkz. yTCK m. 22. İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 245. Özbek, a.g.e., s. 272. Centel vd, a.g.e., s. 400. Centel vd, a.g.e., s. 429. Cebir, şiddet, korkutma ve tehdit halleri yTCK m. 28 ile düzenlenmiş, “karşı koyulamayacak veya kurtulamayacak cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suçun işlenmesi halinde suçu işleyene değil, tehdit, cebir veya şiddeti kullanana” ceza verileceğini düzenlemiştir. Bkz. yTCK m. 29. İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 287. Özbek, a.g.e., s. 344. OZANSÜ, M.Cemil, “Yeni Türk Ceza Kanunu Çerçevesinde Hata Kavramı”, Suç Politikası - Prof. Dr. Dr. h.c. mult. Claus ROXIN’e Armağan, Ankara, 2006, s. 386. yTCK m. 30: “Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır. Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişin bu hatasından yararlanır. Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi bu hatasından yararlanır.” Ozansü, a.g.e., s. 394. Özgenç, Kusur Yargısı ve Yaş Küçüklüğü, s. 255 (aktaran SÖZÜER, Adem, “Hukuki Hata”, Yargıtay Dergisi, cilt 21, Sayı: 4, Ekim 1995, s. 483). Federal Alman Yargıtayı’nın bu konudaki bir kararı için Bkz. Sözüer, a.g.e., s. 483. İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 93. DEMİRBAŞ, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2005, s. 230. Hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı halinde eylemin baştan itibaren mi hukuka uygun doğduğu, yoksa bu nedenlerin hukuka aykırılığı sonradan mı ortadan kaldırıldığı konusunda doktrinde farklı görüşler vardır. Eylemin baştan beri hukuka uygun olduğu ve bizim de katıldığımız görüş İçel vd. tarafından savunulmuştur. (İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 107). İlke olarak somut olayda bu nedenler araştırılabilecekse de kanun hükmünün ‘gerçeğe aykırı beyanı’ içermeyeceği ve böyle bir hakkın olamayacağı, yine yetkili merciin suç olan emri hukuka uygun olamayacağı için hakkın kullanılması, kanun hükmünü veya yetkili merciin emrini yerine getirme nedenlerinin uygulama alanı bulma imkanı yoktur. Bkz. yTCK m. 25/1. 765 Türk Ceza Kanunu’nun hükme bağlamadığı hakkın kullanılması ve mağdurun rızası hukuka uygunluk nedenleri Kanunda yer almamasına rağmen uygulanmakta iken 5237 sayılı TCK (yTCK) bu hukuka uygunluk nedenlerini de hükme bağlamıştır.
Bkz. “Marka Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri”. s.  130
. Keskin, a.g.e., s. 144 vd. 765 sayılı TCK; “bir kimsenin işleme kastı (dolayısıyla taksirli suçlara teşebbüsün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır) taşıdığı cürümü (dolayısıyla kabahatlere teşebbüsün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır) elverişli araçlarla icraya başlayıp kendisi dışındaki nedenlerle icra hareketlerini tamamlayamaması” halinde eksik teşebbüs (765 sayılı TCK m. 61), “icra hareketlerini bitirmiş olup da kendisi dışındaki sebeplerle sonucun meydana gelmemesi” halinde ise tam teşebbüsü (765 sayılı TCK m. 62) düzenleyerek cezaların farklı oranda indirimini hükme bağlamıştı. Ancak suça yönelik icra hareketlerinin parçalara bölünemeyeceği suç tiplerinde eksik teşebbüsün, sonucu hareket bitişik suçlarda da tam teşebbüsün mümkün olmadığı bilinmektedir. “..failin suç tipinde tarif edilen hareketi yapmasıyla birlikte tamamlanan ve belirli bir sonucun meydana gelmesine ihtiyaç olmayan suçlar bakımından suçun tamamlanmasıyla teşebbüsü birbirinden ayırmak bazı güçlükler göstermektedir…..ilke olarak bu tür suçlar yapıları gereği teşebbüse müsait değildirler.” (İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 351). Centel vd, a.g.e., s. 459. Elverişli araç konusunda (Bkz. İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 321). Bu konuda doktrindeki görüşler hakkında (Bkz. Centel vd, a.g.e., s. 461 vd). İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 336. Ayrıca olası kastla işlenen suçlarla ihmali suçların teşebbüse elverişli olup olmadığı tartışmalıdır. (Özbek, a.g.e., s. 413). Aydın, a.g.e., s. 79. İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 369. İcra hareketlerini gerçekleştiren kişi üzerinde üstün hakimiyet kuran arka plandaki kişi dolaylı fail olarak isimlendirilir. İcra hareketlerini gerçekleştiren kişi araç olarak kullanılmıştır. (İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 399). TCK m. 37/2 dolaylı failliği düzenlemiştir. Azmettirme, kişiye suç işleme kararı verdirilmesidir. Başka deyişle ‘azmettirenin yönlendirmesi olmasaydı suç işlenmeyecekti’ denilebilecekse azmettirme söz konusudur. (Centel vd, a.g.e., s. 527). Bkz. yTCK m. 38. 556 sayılı KHK’nın 61/A maddesi ikinci fıkrasında tüm marka suçları için TCK 64, 65, 66 ve 67. maddelerinin uygulanacağını belirtmiştir ki, bu hükümler 765 sayılı TCK’nın iştiraki düzenleyen hükümleridir. Bugün yTCK ‘da hükümlerin madde numaraları farklı ise iştirak hükümlerinin geçerli olduğunu anlamak gerekir.
Bkz: aş. s.  126
. yTCK m. 43 zincirleme suçu, 44 ise fikri içtimayı hükme bağlamaktadır. İncelediğimiz suç tipine benzer bir suç olan ‘kimlik beyanından imtina’, 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nda (TCK m. 528) başlı başına ‘ammenin nizamına müteallik kabahatler’ başlığı altında bir kabahat olarak düzenlenmişti. Ancak 01.06.2005 tarihinden itibaren bugün yürürlükte olan 5237 sayılı yeni TCK, kabahatleri kapsamından çıkardığından bu suçla ilgili bir düzenlemeyi de kapsamamaktadır. Önceden TCK kapsamında yer alan kabahatler artık 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile düzenlenmiştir. Görünüşte içtima için bkz. (Özbek, a.g.e., s. 454). Keskin, a.g.e., s. 119. DÖNMEZER, Sulhi, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, göz. geç. ve yen. 15. bs., İstanbul, 1998, s. 379. Nakleden Keskin, a.g.e., s. 120. 765 sayılı eski TCK m. 528 bir aya kadar hafif hapis öngörmekteydi. Tutuklama kararının verilmesi hakkında Bkz. CMK m. 101. 556 sayılı KHK 61/A son fıkra: “(a), (b) ve (c) bentlerinde sayılan suçlar, hizmetlerini yaptıkları sırada bir işletmenin çalışanları tarafından doğrudan doğruya veya emir üzerine işlenmişse çalışanlar ve suçun işlenmesine mani olmayan işletme sahibi, müdür veya temsilcisi ve hangi unvan ve sıfatla olursa olsun işletmeyi fiilen yöneten kişi de aynı surette cezalandırılır. Bir tüzel kişinin işleri yürütülürken bu maddede sayılan suçlardan biri işlenirse, tüzel kişi, masraflar ve para cezasından müteselsilen sorumlu olur. Fiile iştirak edenler hakkında olayın mahiyetine göre 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 64, 65, 66 ve 67’nci maddeleri hükümleri uygulanır. Bu maddede sayılan suçlardan dolayı kovuşturma şikayete bağlıdır. Bu madde hükümlerinin uygulanmasında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 344’üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi uygulanmaz. Marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayandan başka, 61’inci maddede sayılanlar dışında kalan suçlarda Enstitü; marka hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken kimlik bildiriminin gerçeğe aykırı olarak yapılması ile korunan bir marka hakkının sahibi olmadığı veya koruma süresinin bittiği veya herhangi bir sebeple marka hakkının hükümsüzlüğü veya marka korumasından doğan hakkının sona ermesi durumlarında; kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticari evrakına veya ilanlarına, hukuken korunan bir marka hakkı ile ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde işaretler koyma veya bu amaçla ilan ve reklamlarda bu tarzda yazı, işaret veya ifadelerin kullanılması durumlarında, 8.3.1950 tarihli ve 5590 sayılı Kanun veya 17.7.1964 tarihli ve 507 sayılı Kanuna tabi kuruluşlar ve tüketici dernekleri de şikayet hakkına sahiptir. Şikayetin fiil ve failden haberdar olma tarihinden itibaren iki yıl içinde yapılması gerekir. Bu kapsamdaki suçlarla ilgili şikayet, acele işlerden sayılır. Marka hakkı başvurusu veya marka korumasından doğan haklara tecavüz dolayısıyla üretilmesi cezayı gerektiren eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, gereç, cihaz, makine gibi vasıtaların zapt edilmesi veya el konulması veya yok edilmesinde, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 36’ncı maddesi hükmü ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” Keskin, a.g.e., s. 122. Tüketici, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde “bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişidir” olarak tanımlamaktadır.
Bkz: aş. s.  126
. Aydın, a.g.e., s. 79. İçel/Donay, a.g.e. (Karş. ve Uyg. Ceza Hukuku), s. 127. İçel/Donay, a.g.e., (Karş. ve Uyg. Ceza Hukuku), s. 129. Keskin, a.g.e., s. 122. Tekinalp, a.g.e. (Fikri Mülkiyet Hukuku), s. 486. Aydın, a.g.e., s. 80.
Kast ve taksire ilişkin genel açıklamalar için Bkz: yuk. s.  71
.
Bkz: yuk. s.  71
vd. Bkz. yTCK m. 21. yTCK m. 29.
Bkz: aş. ‘Marka Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri’, s.  126
. İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 108. 556 sayılı KHK m. 29. Başvuru şartları KHK’nın 23. maddesinde belirtilmiştir. Ancak marka başvurusunda bulunanın kimlik bilgileri, markanın çoğaltmaya elverişli örneği, markanın kullanılacağı mal ve hizmetlerin listesi ve başvuru ücretinin ödendiğinin gösterir belgelerin eksikliği halinde Enstitü süre vermez, başvuruyu reddeder. 556 sayılı KHK m. 30. Keskin, a.g.e., s. 122. İçel/Donay, a.g.e. (Karş. ve Uyg. Ceza Hukuku), s. 123. Bkz. yTCK m. 28/1. Hukuki hata kavramı için Bkz. yTCK m. 4, (Sözüer, a.g.e., s. 488). İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 94.
Bkz: yuk. s.  75
vd. Mağdurun kamu olduğu suçlar için rıza kavramı kabul edilemez. Benzer tartışma, uzlaşma kurumunun kamuya yönelik suçlarda uygulanıp uygulamayacağı ile ilgili olarak tartışılmıştır. Zira uzlaşma kurumunda da kamu adına bir temsilcinin kamuyu temsil ederek uzlaşması mümkün görülmemiştir. (Ünver/Hakeri, a.g.e., s. 318). İcra hareketlerinin başlangıcı konusunda (Bkz. İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 336).
Bkz: aş. s.  57
. Bkz. 556 sayılı KHK m. 15-22. Bkz. 556 sayılı KHK m. 16. Aydın, a.g.e., s. 82. Deneyim Yayıncılık Kurulu, a.g.e., s. 72. Aydın, a.g.e., s. 83. Karahan, a.g.e., s. 75. Deneyim Yayıncılık Kurulu, a.g.e., s. 73. Karahan, a.g.e., s. 77. FİDAN, İsmail, Marka Hakkının İhlali, (Y.Lisans Tezi), Ankara, 2001, s. 60.
556 sayılı KHK’nın 61/A (d) bendi AYM tarafından iptal edilmiştir. Bkz: aş. s.  130
. Karş.görüş, Aydın, a.g.e., s. 85. Bkz. Keskin’in ifadenin taksir olarak anlaşılabileceği hakkındaki görüşü (Keskin, a.g.e., s. 124) İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 350.
Bkz: aş.s.  126
. Keskin, a.g.e., s. 124. Keskin, a.g.e., s. 124.
Bkz: aş. Marka Suçlarında Genel Olarak Fail ve Diğer Sorumlular, s.  126
. Aydın, a.g.e., s. 87. Aydın, a.g.e., s. 88.
Bkz: aş. ‘Marka Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri’, s.  130
. Albayrak, a.g.e. (Fikir ve Sanat Eserleri..), s. 180.
Bkz: aş.s.  126
. Keskin, a.g.e., s. 129. CENGİZ, Dilek, Türk Hukukunda İktibas veya İltibası Suretiyle Marka Hakkına Tecavüz, İstanbul, 1995, s. 8 vd. (aktaran Kesin, a.g.e., s. 133). Ocak, a.g.e. (Markaya Tecavüz), s. 15. Aydın, a.g.e., s. 92. Aydın, a.g.e., s. 91. Yargıtay 11. HD. 8.6.2000, E. 4615/K. 5298, (aktaran Karahan, a.g.e., s. 90). Aydın, a.g.e., s. 92.
Bkz: yuk. s.  55
vd. TPE, Markalar, s. 10. FİDAN, İsmail, Marka Hakkının İhlali, (Y.Lisans Tezi), Ankara, 2001, s. 40., Aydın, a.g.e., s. 93. Arkan, a.g.e. (Marka Hukuku), s. 102. Fransız hukukunda bu iki durumun varlığı hallerinde alıcıların karıştırdıkları sonucuna ulaşılmıştır.(Ocak, a.g.e., s. 22). Arseven, s. 139. (aktaran Ocak, a.g.e., s. 22). Bu konuda bkz. Yargıtay 11. HD. 30.12.1982, E. 5229, K. 5749 (Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, Mevzuat Bilgi Bankası, güncelleme: 2006/1, yararlanma tarihi: 20.01.2006) Ocak, bu konuda tağyir kavramını kullanmaktadır. (Ocak, a.g.e., s. 31). Fidan, a.g.e., s. 34. Fidan, a.g.e., s. 35. Fidan, a.g.e., s. 36. “..düz PAKSOY markası ile tescili istenen kenarı tırtıllı oval bir şekil içinde üstte AKSOYLAR ibaresi yazılı ve ortada yine oval içinde ağzı kapalı bir kerpeten resminin bir bütün olarak ele alındığında ilk bakışta mana, biçim ve telaffuz bakımından benzerlikleri bulunmadığı anlaşıldığından..” (Danıştay 12. D., 7.4.1970, E. 69/2241, K. 70/967, (aktaran Karahan, a.g.e., s. 93). Ocak, a.g.e., s. 31. “…çıplak gözle bakıldığında gözde bıraktığı izlenim, görünüş, okunuş itibariyle davalı markasının orta seviyedeki tüketici kesimi yanıltabilecek düzeyde davacı markası ile benzerlik taşıdığı görülmektedir” Yargıtay 11. HD., 23.1.1998, E. 1997/7938, K. 1998/158, (aktaran Karahan, a.g.e., s. 105). Fidan, a.g.e., s. 37. Ocak, a.g.e., s. 30. Ocak, a.g.e., s. 33.
Bkz: yuk. ‘Hakkın Tükenmesi’, s.  59
. Arkan, a.g.e., (“Marka Hakkına Tecavüz- İşaretin Markasal Olarak Kullanılması Zorunluluğu?”), s. 10. Arkan, a.g.e., (Marka Hukuku), s. 215. Arkan, a.g.e., (“Marka Hakkına Tecavüz-İşaretin Markasal olarak kullanılması Zorunluluğu”), s. 8. Arkan, a.g.e., (Marka Hukuku), s. 216 (aktaran ÖZEL, Çağlar, Marka Lisansı Sözleşmesi, Ankara, 2002, s. 180). Tekinalp, a.g.e., (aktaran Çağlar, a.g.e., s. 180). Aydın, a.g.e., s. 96. Yargıtay 7. CD. 11.06.2003 – 23283/4581, Yargıtay 7. CD. 15.04.2003 – 19284/1287, Yargıtay 7. CD. 20.10.2000 – 10157/13353 (aktaran Meran, a.g.e., s. 271). AYM 2.3.2004, 2002/92 E., 2004/25 K. “İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bergama Asliye Ceza Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU: 24.6.1995 günlü, 556 sayılı Markaları Korunması Hakkında Kanunu Hükmünde Kararname’nin 61. maddesinin (d) bendinin ve aynı kararnameye 4128 sayılı Yasa ile eklenen 61/A maddesinin (c) bendinin, Anayasanın 7, 13, 33, 38, 64 ve 91. maddelerine aykırılığı savıyla iptalleri istemidir. …………………………………… ESASIN İNCELENMESİ: ....İtiraz yoluna başvuran Mahkeme 24.6.1995 günlü, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61. maddesinin (d) bendi ile 4128 sayılı Yasa’nın 5. maddesiyle eklenen 61/A maddesinin (c) bendinin Anayasa’ya aykırılığını ileri sürerek iptalini istemektedir. Ancak, davada uygulanacak olan 61/A maddesinin (c) bendi, 61. maddede bentler halinde belirtilen eylemlerin tümü için geçerli ortak niteliği taşımaktadır.Somut olayda dava, 61. maddesinin (d) bendinde belirtilen eyleme ilişkin bulunduğundan 61/A maddesinin (c) bendinin esasına ilişkin incelemenin 61. maddenin itiraz konusu (d) bendi yönünden sınırlı olarak yapılması gerekir. B. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu Başvuran Mahkeme, kanun hükmünde kararnamelerle suç oluşturulamayacağını ve sözleşmeden doğan borç için hapis cezası öngörülemeyeceğini ileri sürerek, 24.6.1995 günlü, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61. maddesinin (d) bendi ve aynı Kararnameye, 4128 sayılı Yasa ile eklenen 61/A maddesinin (c) bendinde yer alan kuralların, Anayasa’nın 7., 13., 33., 38., 64. ve 91. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek iptalini istemiştir. 1. 61. Maddenin (d) Bendinin İncelenmesi ............. İtiraz konusu 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinde, 61/A maddesinde ceza öngörülen eylemler düzenlenmektedir. Suç ve cezalara ilişkin esasları düzenleyen 38. madde Anayasa’nın ikinci kısmının ikinci bölümünde yer aldığından bu konudaki düzenlemelerin kanun hükmünde kararname ile yapılması olanaklı değildir. Bu nedenle, itiraz konusu 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61. maddesinin (d) bendi Anayasa’nın 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir. .............. 2. 61/A Maddesinin (c) Bendinin İncelenmesi Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin (c) bendi, 4128 sayılı Yasa ile eklendiğinden Anayasa’nın cezaların yasa ile düzenlenmesine ilişkin 38. maddesine uyulmuştur. Ayrıca, Anayasa’da Kanun Hükmünde Kararnamelerin yasayla değiştirilmesini veya bunlara madde eklenmesini engelleyen bir kural da bulunmamaktadır. Öte yandan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Marka hakkında tecavüz sayılan fiiller” başlığını taşıyan 61. maddesinin (d) bendi delaletiyle, 61/A maddesinin itiraza konu (c) bendinde düzenlenen marka hakkında tecavüz suçu bakımından, yasa koyucunun suç kabul ederek yaptırıma bağladığı eylem, Anayasa’nın 38. maddesinde yazılı “bir kimsenin yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamayacağı”na ilişkin kural kapsamında görülemez. Zira Yasa’nın 61. maddesinin (d) bendinde tarif edilen eylem, sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek suçunu oluşturduğundan, 61-A maddenin (c) bendindeki ceza da sözleşmeden doğan bir suça ilişkin olmayıp, yasada belirtilen suça ilişkindir. Açıklanan nedenle, 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinin (d) bendi yönünden incelenen itiraz konusu 61/A maddesinin (c) bendi Anayasa’nın 38. maddesine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir...” (aktaran Albayrak, a.g.e., s. 166). Centel vd, a.g.e., s. 515. Centel vd, a.g.e., s. 515. Aydın, a.g.e., s. 36. Fidan, a.g.e., s. 65. Fidan, a.g.e., s. 66. Fidan, a.g.e., s. 67. İÇEL, Kayıhan/ ÜNVER, Yener, Kitle Haberleşme Hukuku, Kitle Haberleşme Hukuku (Basın-Radyo-Televizyon-Sinema-Video-İnternet), İstanbul, 2005, s. 468. Bunu engellemek için tanınmış markalar; markalarının aynı ve yakın benzerlerini internette alan adı olarak almışlarsa da bu konuda önce davranan bazı alan adı sahipleri, tanınmış marka sahiplerine alan adlarını büyük paralar karşılığı satma yoluna gitmiştir. Fidan, a.g.e., s. 71. Fidan, a.g.e., s. 72. (çevrimiçi) http://arbiter.wipo.int/domains/decisions/htlm/2001/d2001-0079. (aktaran Fidan, a.g.e., s. 73). Yargıtay 7.CD, 31.12.2002, 16066/20184 (aktaran Meran, a.g.e., s. 274). İçel/Ünver, a.g.e. (Kitle Haberleşme Hukuku), s. 480. İçel/Donay, a.g.e., s. 162 vd. Camcı, a.g.e., s. 11. Camcı, a.g.e., s. 26. Keskin, a.g.e., s. 135. Avrupa Mahkemesi, GRUR 1998-5, (aktaran Keskin, a.g.e., s. 136). Aydın, a.g.e., s. 38 vd. Anayasa m. 137: “….Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir surette yerine getirilemez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurutulamaz...” Aydın, a.g.e., s. 39. Aydın, a.g.e., s. 40. Cezanın şahsiliği Anayasa’nın 38. maddesinde de güvenceye alınmıştır. Hafızoğulları (aktaran Aydın, a.g.e., s. 40). ÜNVER, Yener, “Ceza Hukukunda Objektif Sorumluluk”, Ceza Hukuku Günleri, (26-27 Mart 1997), İstanbul, 1998, s. 130 vd. Bkz. yTCK m. 20/2. Madde gerekçesinde ‘tüzel kişilerin suç faili sayılıp sayılmaması ile bunlara yaptırım uygulanmasının farklı sorunlar olduğu, ancak gerçek kişilerin fail olabileceği, ancak tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmedilebileceği’ belirtilmiştir. (YURTCAN, Erdener, Yeni Türk Ceza Kanunu, İstanbul, 2005, s. 57). YARSUVAT, Duygun, “Tüzel Kişilerin Ceza Sorumluluğu”, Prof. Dr. Sahir ERMAN’a Armağan, İstanbul, 1999, s. 892. ÖZGENÇ, İzzet, “Tüzel Kişinin Sorumluluk Ehliyeti, Anayasa Mahkemesinin Bir Kararı Üzerine Düşünceler”, Reha POROY’a Armağan, İstanbul, 1995, s. 328. Maddenin gerekçesinde hukuk güvenliği ve birliğinin sağlanması için diğer kanunlarda yalnızca özel suç tanımına ve yaptırımlarına yer verilmesi, diğer hususlarda ise bu Kanunda yer alan genel hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. (YURTCAN, Erdener, Yeni Türk Ceza Kanunu, 2005, s, 37).
Marka hakkının tükenmesi konusunda Bkz: yuk. s.  59
. 556 sayılı KHK m. 10. MARANGHIDIS, G.M., Intellectual Property Laws of Europe, U.K., 1999, s. 184 (aktaran Aydın, a.g.e., s. 44). Keskin, a.g.e., s. 158. “Lisans alanın şikayette bulunması halinde marka lisans sözleşmesinin celp ettirilip sözleşmede dava açma ve takip yetkisinin verilip verilmediğinin tetkik edilmesi gerekir” (Yargıtay 7. CD 21.09.2000, E. 2000/7686, K. 2000/11532) (aktaran Aydın, a.g.e., s. 191). Bkz. yTCK Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 3. Bu eşyaların müsaderesi için Kanun metninde iyiniyetli üçüncü kişiye ait olmamak aranmıştır. İyiniyetin tespiti neye göre yapılacağı belirsiz olmakla hüküm hatalıdır. Burada öne çıkan unsur, kişinin iyiniyeti değil, eşyanın suçla ilgisi olmalıdır. Bu eşyalar için ise kamu güvenliği, kamu sağlığı ve genel ahlak açısından tehlikeliliği aranmaktadır. Burada örneğin bir taklit markalı tişört üretimi halinde, tişört üzerindeki bir işaretin ahlaka aykırı olduğu savunularak müsaderesinin mümkün olacağı ortaya çıkmaktadır. Kanımızca böyle bir düzenlemede konulan tehlikeliliğin tespiti güç olmakla birlikte müsadere kurumunun amacıyla hiçbir alakası da yoktur. 765 sayılı TCK hükümleri ile KHK hükümleri bakımından (Bkz. ALBAYRAK, Mustafa, “Markaların Korunması Hakkında KHK’ya göre Müsadere”, FMR, Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, yıl. 3, sayı. 2003/2, s. 13 vd). Centel vd, a.g.e., s. 762. Centel vd, a.g.e., s. 762. KARAN, Gülay, AB Mevzuatıyla Mukayeseli Olarak Taklit Markalı Ürünlere İlişkin Gümrük Uygulamaları: El Koyma ve İmha Prosedürü, I. İstanbul Fikri Mülkiyet Hukuku Sempozyumu, 05-06 Mayıs 2005, İstanbul Ticaret Üniversitesi, s. 31. Karan, a.g.e., s. 32. Karan, a.g.e., s. 34. Yargıtay 11. HD., 11.11.2003, E. 2003/4347, K. 2003/10776, 13.02.2004, E. 2003/1368, K. 2004/1201 (aktaran Karan, a.g.e., s. 34). Karan, a.g.e., s. 36. Karan, a.g.e., s. 38. Karan, a.g.e., s. 41. “Mahkemece sanıklara ait işyerinin yasada belirtilen şekilde olmayıp geçici bir depo mahiyetle olduğundan bahisle işyerinin kapatılmasına yer olmadığına karar verilmişse de, geçici olarak kullanma tahsisinin süresi belli olmadığı gibi; söz konusu deponun çay dolumu yapılması amacına yönelik olarak kullanıldığı anlaşıldığından işyerinin kapatılması kararı verilmesi gerektiği..” (Yargıtay 7. CD., 07.05.1996, E. 1996/3706, K. 1996/3430) (aktaran Aydın, a.g.e., s. 188). Bu süreler 765 sayılı TCK’da dava zamanaşımı için beş yıl, ceza zamanaşımı için on yıldı.
Bkz: yuk. s.  108
vd. NOYAN, Erdal, Marka Hukuku, Ankara, 2003, s. 254. Noyan, a.g.e., s. 254. Bkz. 556 sayılı KHK m. 66. Bkz. 556 sayılı KHK m. 62 (f). KAYA, Arslan, “Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar”, İ.H.F.M., c:LV, Sayı: 4, Prof. Dr. Orhan Münil ÇAĞIL’a Armağan Sayısı, s. 173. ÖZTEK, Selçuk, Son Değişikliklerden Sonra Türk Patent Hukukunun Ana Hatları, Avrupa Araştırmalar Dergisi, c. 4, Sayı: 1-2, 1996, s. 55 (aktaran Keskin, a.g.e., s. 21). HIRSCH, Ernst, Fikri ve Sınai Haklar, Ankara, 1948, s. 78.(aktaran Aydın, a.g.e., s. 120). TEKİNALP, Ünal, “Yeni Patent Hukukunda Buluş Sahibi İlkesi ve Gasp Davalarına İlişkin Bazı Sorunlar”, İ.H.F.M., c:LV, sayı: 4, 1997, Prof. Dr. Orhan Münil ÇAĞIL’a Armağan Sayısı, s. 130. Buna karşılık gerçek buluş sahibinin haklarını devretse dahi başvuru ya da patent sahibinden buluş yapan olarak tanınmasını ve adının patentte belirtilmesini isteme hakkı vardır. Zira bu hak buluş sahibinin manevi hakkıdır ve manevi hak devredilemez. Buna uyulmaması 73/A hükmü gereği suç teşkil edecektir. Buluşun birden çok kişi tarafından gerçekleştirilmesi halinde taraflar arasında başka türlü kararlaştırılmadığı takdirde patent isteme hakkının bu kişilere müştereken ait olacağı, 551 sayılı KHK m. 11/2’de yer almıştır. 5. maddesinde patent verilerek korunacak buluşların genel tanıma yer verilen KHK’da, devam hükümlerde de bu maddede sayılan koşulların (yenilik, sanayiye uygulanabilirlik, tekniğin bilinen durumunu aşma) tanımlamaları yapılmıştır. Bkz. 551 sayılı KHK m. 6. Alman hukukunda bilgisayar yazılımlarının bağımsız olarak patent korumasına konu edilememesi tartışılmaktadır. Bu noktada kanun metninde yer alan ‘als solche (münhasıran)’ ifadesi öne çıkarılmaktadır. Tartışmada ‘münhasıran’ ifadesinden yola çıkılarak teknik özellik taşımayan programların patentten yararlanamaması kabulüne karşılık; teknik bilgisayar programlarının patente elverişli olduğu ve dolayısıyla software bilgisayar programlarının patent alabileceği belirtilmektedir. (Aktaran Keskin, a.g.e., s. 45). Deneyim Yayıncılık Kurulu, a.g.e., s. 191. Aktaran Keskin, a.g.e., s. 45. Deneyim Yayıncılık Kurulu, a.g.e., s. 181. SARAÇ, Tahir, Patentten Doğan Hakka Tecavüz ve Hakkın Korunması, Ankara, 2003, s. 140. Rüçhan hakkı, sahibinin başvurusu daha sonra olsa bile diğer başvurulara göre önce yapılmış sayılmasıdır. Tekinalp, s. 357. (aktaran Meran, a.g.e., s. 121). Buluşun tescilden önce bir sergide teşhiri ona rüçhan hakkı sağlayacak ve diğer başvurulara göre önce yapılmış kabul edilecektir. (çevrimiçi) http://www.tpe.gov.tr/patent.htm (Siteye giriş: 20.08.2005) 551 sayılı KHK, m. 6. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 173. (çevrimiçi) http://tpe.gov.tr/patent.htm (Siteye giriş: 20.08.2005) TPE, Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar, s. 18. TPE, Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar, s. 57. Keskin, a.g.e., s. 44. 551 sayılı KHK m. 84/2. 551 sayılı KHK m. 62/7. Aydın, a.g.e., s. 121. AYİTER, Nuşin, İhtira Hukuku, s. 3. (Ayiter; buluş hakkının buluşla aynı anda doğduğunu ancak tescilden sonra mutlak hak haline geldiğini savunmaktadır), Hirsch, Blum/Pedrazzi (aktaran Saraç, a.g.e., s. 31). Troller (aktaran Saraç, a.g.e., s. 31). Tarifnamede yer alacak hususlarla ilgili Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik’in 8. maddesinde ayrıntılara yer verilmiştir. Bkz. 551 sayılı KHK m. 55. Bkz. 551 sayılı KHK m. 56. Bkz. 551 sayılı KHK m. 56. Bu mutlak hak, maddi olmayan mallar üzerindeki haklardandır. Hakkın mutlak olması; bu hakkın herkese karşı ileri sürülebilmesini ifade eder. Keskin, a.g.e., s. 36. Donay/Erman, a.g.e., s. 15. İngiliz hukukunda ‘true entitlement’ veya ‘the proper claimant’ terimleri kullanılmaktadır.(Tekinalp, a.g.e., (Yeni Patent Hukukunda...), s. 129). 551 sayılı KHK m. 44: “Başvuruda buluşu yapan belirtilir. Eğer başvuruda bulunan buluşu yapan değilse veya buluşu yapan birden çok kişi ise başvuruda bulunan kişinin buluşu yapan veya yapanlardan patent isteme hakkını ne şekilde elde ettiği başvuruda açıklanır. Buluşu yapanın belirtilmemesi veya patent isteme hakkının ne şekilde elde edildiğinin açıklanmaması halinde başvurunun incelenmesi işlemi başlatılmaz” ifadesiyle başvuru sahibinin patent hakkını devretse dahi önem taşıdığını göstermektedir. Hatta bu bildirime aykırı davranmak KHK’nın 73/A maddesiyle suç olarak düzenlenmiştir. Tekinalp, a.g.e., (Yeni Patent Hukukunda...), s. 131. Saraç, a.g.e., s. 151. Yargıtay 11. HD., 24.02.2000, E. 2000/922, K. 2000/1475 (aktaran Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, İçtihat Bilgi Bankası, güncelleme: 2005/6, yararlanma tarihi: 18.07.2005). Aydın, a.g.e., s. 121. Buluş sahibinin henüz buluşunu yaptığı ancak patent belgesi için başvurmadığı bu dönemdeki hakkı doktrinde, buluşçu hakkı ya da patent isteme hakkı olarak da isimlendirilmektedir. (Saraç, a.g.e., s. 27). Saraç, a.g.e., s. 153. 551 sayılı KHK m. 82. HIRSCH, Ernst, Fikri ve Sınai Haklar, s. 3. Alman Federal Mahkemesi de; patentin verilmesini hukuki açıdan idari bir imtiyaz sözleşmesi olarak tanımlamaktadır -BGH GRUR 1974, 146, 147- (aktaran Saraç, a.g.e., s. 29). Saraç, a.g.e., s. 35. Kaya, a.g.e.,(Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 175. Saraç, a.g.e., s. 166. Saraç, a.g.e., s. 92. Bkz. Kaya, a.g.e.,(Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 192. Hantman, s. 620-625 (aktaran Saraç, a.g.e., s. 95). Saraç, a.g.e., s. 96. 551 sayılı KHK m. 75. Saraç, a.g.e., s. 100. Kaya, a.g.e.(Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 179. ORTAN, A. Necip, “Avrupa Patent Sistemi Açısından Türk Patent Hukukunun Durumu”, Patent Sistemleri ve Patent Ofis Organizasyonları Uluslar arası Sempozyumu, Ankara, 1992, s. 190. Ortan, a.g.e., s. 191. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 184. 551 sayılı KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 9. maddesinde istemlere ilişkin ayrıntılı düzenlemeye yer verilmiştir. 551 sayılı KHK m. 83. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 180. Saraç, a.g.e., s. 46. Aydın, a.g.e., s. 124. Amerikan Yüksek Mahkemesi 339 US 605 (aktaran Saraç, a.g.e., s. 51). Saraç, a.g.e., s. 51. Saraç, a.g.e., s. 50. Saraç, a.g.e., s. 54. Patentin korumasının istemlerle doğrudan ilgili olduğu yukarıda açıklanmıştır. Örneğin ‘boyutları 10-15 cm. arasında olan ve ağırlığı 1 kg. olan diz üstü bilgisayar’ bir buluş olarak ortaya çıksa, bu buluşta, ağırlık ve boyutlar istemleri belirleyecek ve buluşun yeniliğini ortaya koyacaktır. Zira piyasada dizüstü bilgisayar olmasına karşın bu buluşa ‘buluş’ niteliği katan bu boyutlarıdır. Eğer bu istemlerden vazgeçilirse konu edilen buluş, yenilik niteliğini kaybedecek, dolayısıyla patente konu olamayacaktır. Zira zaten diz üstü bilgisayar daha önce buluş olarak tescillenmiştir. Bu durumda vazgeçme patentin tümünü etkileyeceğinden geri kalan kısmı geçersiz olduğundan devam etmeyecektir. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 178. Tekinalp, a.g.e., (Yeni Patent Hukukunda..), s. 134. Hükümsüzlük, hukuk düzenince öngörülen sebeplerin varlığında yargısal bir kararla patentin ortadan kaldırılması olarak tanımlanmakta, ancak patentin ortadan kaldırılmasının sicilden silinmesini gerektirdiği belirtilmektedir. (SARAÇ, Tahir, “Patent Hukukunda Hükümsüzlük Davaları”, I. İstanbul Fikri Mülkiyet Hukuku Sempozyumu 05-06- Mayıs 2005, İstanbul, s. 116). 551 sayılı KHK m. 130/2. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 200. Bkz. 551 sayılı KHK m. 76. ORTAN, A. Necip, “Çalışanların Buluşları”, I. İstanbul Fikri Mülkiyet Hukuku Sempozyumu 05-06- Mayıs 2005, İstanbul,.s. 190. 551 sayılı KHK m. 17. Bkz. 551 sayılı KHK m. 20. 551 sayılı KHK m. 31. Hubman/Götting/Forkel, s. 185 (aktaran Saraç, a.g.e., s. 103). Saraç, a.g.e., s. 108. Saraç, a.g.e., s. 109. Saraç, a.g.e., s. 104. Saraç, a.g.e., s. 104. Tekinalp, a.g.e.,(Yeni Patent Hukukunda...) s. 566. Aydın, a.g.e., s. 127. Ortan, a.g.e., s. 138. Japon Hükümet yetkilisi Korekiyo Takahashi hazırladığı raporda “ABD’nin büyük bir ülke olmasının nedenin patent sistemi olduğunu ve Japonya’nın da bu sisteme sahip olması gerektiğini” belirtmiştir. (YALÇINER, Uğur vd., a.g.e., s. 64). Kanımızca geçen yüzyılın ortalarında hazırlanmış rapor Japon Hükümetince iyi anlaşılmış olmalı ki, bugün dünyada Japonya, patent alanında önde giden ülkelerden biri konumuna gelmiştir. Azgelişmiş ülke ekonomilerine yönelik Robert Solow tarafından formüle edilen ‘Solow Modeli’ne göre üç temel üretim faktöründen biri teknik ilerlemedir (diğer ikisi ise emek ve sermaye olarak formüle edilmiştir) Yüksel, a.g.e., s. 13. Ortan, a.g.e., s. 138. Özellikle yarı iletken alet imalat prosesinde Tayvan’ın %84, Kore’nin %43 gibi önemli bir paya sahip oldukları belirtilmektedir. (Yalçıner vd., a.g.e., s. 71). Finansal Forum Gazetesi “Çin Nereye” başlıklı haber, 17.12.2005. Camcı, a.g.e., s. 4. Yüksel, a.g.e., 24. Donay/Erman, a.g.e., s. 16. Patente yönelik hakkı düzenleyen 136. madde; başvurunun yayınlanmasından sonra başvuru sahibinin tecavüze karşı hukuk ve ceza davası açabileceğini düzenlemektedir. 5194 sayılı Kanun ile bu maddenin 3. Fıkrasına “…ancak mahkeme patent ve faydalı modelin verildiğine ilişkin ilanın ilgili bültende yayımlanmasından önce öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez” hükmü eklenmiştir. 5194 sayılı Kanun öncesi hükümde “tespit davaları” ifadesi kullanılmış, 5194 sayılı Kanun ise hükmü genişleterek yalnızca davalar değil “tespit” ifadesi kullanılarak hükmün genişletilmesi hedeflenmiştir.
Bkz: yuk. "KHK ile Suç İhdası” s.  61
. Aydın, a.g.e., s. 119. Sınai hakların mülkiyet hakkı çerçevesinde görülmesi kabul gördüğünden ‘malik’ ya da ‘sahip’ kelimelerinin kullanılması olağandır. Aydın, a.g.e., s. 33. Albayrak, a.g.e., s. 369. Keskin, a.g.e., s. 54.
Bkz: yuk. s.  63
. 44. maddenin 1. fıkrası, söz konusu suç tipini ilgilendirmekte olduğundan yalnızca bu fıkraya yer verilmiştir. Tekinalp, a.g.e.(Yeni Patent Hukukunda...), s. 56. Aydın, a.g.e., s. 132. Elbette patent belgesi alındıktan sonraki lisans verme, rehin gibi tasarruflar Enstitü’ye bildirilecektir. Ancak burada sözü edilen, tescil öncesinde yapılan ve Enstitü’ye bildirme zorunluluğu olmayan tasarruflardır. 551 sayılı KHK m. 44/2: “Buluşu yapanın belirtilmemesi veya patent isteme hakkının ne şekilde elde edildiğinin açıklanmaması halinde başvurunun incelenmesi işlemi başlatılmaz.” Aydın, a.g.e., s. 132.
Bkz: Kast ve türleri için yuk. s.  71
vd.
Bkz: Kusurluluğu etkileyen nedenler için yuk. s.  75
. Bkz. yTCK m. 29. İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 287. Yanılgı ve sapma, kusurluluğu etkileyen nedenlerdendir. Unsurda esaslı yanılgı kusurluluğu ortadan kaldıracaktır. Unsurda yanılgı “suçun maddi unsurlarına ilişkin hususlardaki bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgidir.” Esaslı yanılgı ise “Fail eylemi gerçekleştirirken yanılmamış olsa idi eylem suç oluşturmayacaktı idiyse yanılgı esaslıdır” şeklinde açıklanmaktadır. (İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 276). Yürürlükteki 5237 sayılı TCK’da kanun hükmünü yerine getirme, yetkili merciin emrini yerine getirme (m. 24), meşru savunma ve zorunluluk hali (m. 25), hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası (m. 26) hukuka uygunluk nedenleri olarak düzenlenmiştir. Ancak kanunsuz emir ilkesi gereği, suç sayılan emrin yerine getirilmesi sorumluluğu kaldırmayacaktır. Patent sisteminin kendine özgü kuralları gereği patent suçlarında genel hukuka uygunluk nedenlerinin yanı sıra, bazı nedenler de hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmektedir. Bunlar ayrı ayrı açıklandıkları üzere, patent hakkının tükenmesi, işçi buluşları, zorunlu lisans, önalım hakları olarak belirtilmekte ve patent haklarının başka bazı kurumları da eklenerek genişletilmekte ya da daraltılabilmektedir. Marka suçlarında tüzel kişiler tüm marka suçları için sorumlu tutulurken, patent suçlarında yalnızca tecavüz suçu için sorumluluk öngörülmüştür.
Bu özel sorumluluk halinin iştirak olarak değerlendirilemeyeceği hakkında Bkz: yuk. s.  77
. Centel vd, a.g.e., s. 501. Türk Patent Enstitüsü, tüzel kişiliğe sahip, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı, özel bütçeli bir kurumdur. 5000 sayılı Kanun (R.G. 19.11.2003, 25294) m. 1 ile kurumun bu özelliklerini hükme bağlanmıştır. 5237 sayılı TCK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5. maddesi ağır para cezalarını adli para cezasına dönüştürmüştür: “Özel ceza kanunları ile ceza içeren kanunlarda öngörülen ‘ağır para’ cezaları, ‘adli para’ cezasına dönüştürülmüştür. Bu Kanunlarda Türk Ceza Kanununda belirlenen cezalar sistemine uygun değişiklik yapılıncaya kadar birinci fıkrada belirtilen kanunlarda alt ve üst sınırlardan birisi veya bunlardan her ikisi gösterilmemiş olmakla birlikte, alt veya üst sınırlar arasında uygulama yapılmasını gerektirir nitelikteki adli para cezalarında cezanın alt sınırı dörtyüzellimilyon, üst sınırı yüzmilyar Türk Lirası olarak uygulanır. Bu fıkra hükümleri nispi nitelikteki adli para cezaları hakkında uygulanamaz.” Bizim hukukumuzda patent numarası kullanılır. Hatta 551 sayılı KHK m. 69, patent başvurusundan veya patent hakkından doğan hakların üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için başvurunun veya patentin numarasının üçüncü kişilere bildirilmesini zorunlu kılmıştır. Aynı şekilde ürünün ambalajı, basılı evrak, ilan veya reklamda patent başvurusu veya hakkı olduğu izlenimini uyandıran beyanlar olduğu takdirde başvuru veya patentin numarasının da belirtilmesini şart koşmaktadır. (Bkz. 551 sayılı KHK m. 69).
Bkz: aş. s.  205
. Saraç, a.g.e., s. 119. Her ne kadar korumayı belirtmek için patent numarasının belirtilmesi zorunluluğu KHK ile (551 sayılı KHK m. 69) getirilmişse de bu zorunluluk, üçüncü kişilere karşı ileri sürülecek hak ve beyanlar için düzenlenmiştir. İsteyen patent sahibinin patent numarası dışında cümle veya kelime kullanmasına ise bir engel yoktur. Keskin, a.g.e., s. 57. Aydın, a.g.e., s. 134. yTCK m. 28. İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 4. Rıza, suçun oluşumu açısından fiilin işlenmesinden önce veya en geç işlendiği sırada açıklandığında etkili olur. (Yeni Türk Ceza Kanunu 26. madde gerekçesi) (YURTCAN, Erdener, Yeni Türk Ceza Kanunu, 2005, s. 70).
Bkz: aş. s.  206
. TCK m. 35/1: “Kişi işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” Keskin, a.g.e., s. 58. Aydın, a.g.e., s. 134. Aydın, a.g.e, s. 135. Keskin, a.g.e., s. 58.
Bkz: yuk. Tescil, s.  145
. 551 sayılı KHK m. 62. 765 sayılı (Mülga) TCK m. 503 “Bir kişiyi kandırabilecek nitelikte hile ve desiseler yaparak hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendine veya bir başkasına haksız bir menfaat sağlayan kişiye...” ifadelerini kullanmakta iken, 5237 sayılı TCK m. 157 ile “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendine veya bir başkasına yarar sağlayan kişiye...”, hükmü getirilmiştir. Kanımızca yeni TCK ile hüküm ifadesinde bazı değişiklikler olmuşsa da uygulamada tipe uygun eylem unsurunda bir değişiklik olmamıştır İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 110. İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 155. yTCK m. 157. Keskin, a.g.e., s. 58.
Bkz: aş. s.  205
. yTCK bazı maddelerinde belirli suçlardan tüzel kişinin yarar sağlaması durumunda tüzel kişi hakkında güvenlik tedbirine hükmedilebileceğini hükme bağlamıştır. Örneğin, rüşvet, bilişim suçları gibi suçlarda bu yönde düzenleme vardır. Gerçek hak sahibi, her zaman patent hakkı sahibi olmayabilir. Örneğin, inhisari lisans alan kişi de sonradan devraldığı hak üzerinde tek yetkili olduğundan belirli süre ve şartlar içinde patent sahibi, patent üzerinde devir, lisans gibi işlemlere yetkili değildir. Bu durumda inhisari lisans alan, suçun mağdur konumunda olacaktır. Suç tipinde yarar elde etmek ya da zarar vermek aranmamıştır. Patentin lisansı ile ilgili hükümler, KHK’nın 94-120. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemelere zorunlu lisans da dahildir. Saraç, a.g.e., s. 117. TD. 15.3.1971, E. 1970/1922, K. 1971/1954, (aktaran Saraç, a.g.e., s. 119). Saraç, a.g.e., s. 125. Saraç, a.g.e., s. 125. Saraç, a.g.e., s. 119. Keskin, a.g.e., s. 59.
Kast karinesi hakkında bkz: yuk. s.  71
.
Bkz: aş. s.  20 5
.
Bkz: aş. s.  205
. KHK düzenlemesinde 22.06.2004 tarihli ve 5194 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle faydalı model hakkına yönelik suçlar da madde kapsamına alındığından 165. maddeye yapılan atıf da 5194 sayılı Kanunla eklenmiştir. Faydalı modelde koruma süresi 10 yıldır. (Bkz. 551 sayılı KHK m. 164). Patent ve faydalı model başvurularında ödenen başvuru ücreti, inceleme ve araştırma ücretleri dışında bu hakların koruma süresi devamınca her yıl için ayrı bir ücret ödenmektedir. Bu ücretler Enstitü tarafından belirlenir. (TPE, Patent ve Faydalı Model Belgesi Kılavuzu, Mart 2004, s. 25). Keskin, a.g.e., s. 62. Vazgeçme, Patent siciline kayıt tarihi itibarıyla sonuç doğurur. (Keskin, a.g.e., s. 62).
Bkz: yuk. s.  154
vd. Aydın, a.g.e., s. 140. İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 155. İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 155. Mücbir sebeple ilgili talebin, hakkın sona erdiğine ilişkin ilanından itibaren 6 ay içinde yapılması gereği vardır. KHK, bu durumda patentin yeniden geçerlilik kazanmasının Enstitü’nün kararı ile olacağını düzenlemiştir. (Bkz. 551 sayılı KHK m. 134).
Bkz: aş. s.  206
.
Bkz: aş. s.  210
. Doktrinde aynı suç işleme kararı “failin hareketleri arasında bulunması gereken sübjektif bağlantı” olarak tanımlanmakta ve “her hareketin bir öncekinin devamı gibi gözükmesi” şeklinde açıklanmaktadır. (İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 445).
Bu konuda Bkz: yuk. s.  88
.
Bkz: aş. s.  205
. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise, başvurunun yayınlanmış olmasına dahi bakılmaz. (Bkz. 551 sayılı KHK m. 82). Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 185. Saraç, a.g.e., s. 170. Saraç, a.g.e., s. 172. Bernhardt/Krasser s. 545, (aktaran Saraç, a.g.e., s. 174). Bkz. 551 sayılı KHK m. 75. Saraç, a.g.e., s. 179. Saraç, a.g.e., s. 180. Aydın, a.g.e., s. 143. Aydın, a.g.e., s. 143. TPE, Patent ve Faydalı Model, s. 4. Saraç, a.g.e., s. 185. Aydın, a.g.e., s. 148. Alt lisans verme, lisans alanın da başkasına lisans hakkını verebilmesini ifade eder.
Bkz: yuk. s.  119
. Keskin, a.g.e., s. 67. Keskin, a.g.e., s. 68. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 190. Saraç bu konuda 136. madde fiillerini doğrudan tecavüz, 74. madde eylemlerini dolaylı tecavüz olarak isimlendirmektedir. (Saraç, a.g.e., s. 164). 551 sayılı KHK m. 74: “Patent sahibinin patent konusu buluşun uygulanmasını mümkün kılan ve buluşun esasını teşkil eden bir kısmı ile ilgili unsurların veya araçların üçüncü kişiler tarafından, patent konusu buluşu kullanmaya yetkili olmayan kişilere verilmesini önleme hakkı vardır…” 5237 sayılı TCK’da hukuka uygunluk nedeni olarak rıza, suçun işlenmesinden önce veya en geç işlenmesi esnasında verileceğinden henüz ortada mağdur olmadığı düşünülerek ‘mağdur’ kavramı yerine ‘ilgili’ ifadesi kullanılmıştır. Ancak biz ceza hukukumuzda bu terim yerleşik olduğundan ve konunun daha açık ifadesini sağladığı kanaatiyle ‘mağdur’ kelimesini kullanacağız.
Bkz: yuk. ‘Patent Hakkına Getirilen Kısıtlamalar’ s.  156
. 551 sayılı KHK m. 20.
Bkz: aş. s.  205
. Keskin, a.g.e., s. 68.
Cezanın şahsiliği kuralıyla ilgi ve objektif sorumluluk bakımından Bkz: yuk. s.  122
.
Tüzel kişilerin ceza sorumluluğu hakkında Bkz: yuk. s.  122
vd. Aydın ve Keskin bu nedenleri hukuka uygunluk nedeni olarak belirlemekte, Saraç ise bu hakkın kapsamının sınırları olarak belirlemektedir. (Bkz. Keskin, a.g.e., s. 69 vd, Aydın, a.g.e., s. 125 vd, Saraç, a.g.e., s. 90 vd).
Bkz: yuk. s.  156
.
Bkz: yuk. s.  158
.
Bkz: yuk. s.  154
.
Bkz: yuk. s.  151
vd. Aydın, a.g.e., s. 50. Centel vd, a.g.e., s. 762. Centel vd, a.g.e., s. 762. Gayrımenkuller, hak ve alacaklara el koyma CMK m. 128 ile düzenlenmiştir. Aydın, a.g.e., s. 54. Keskin, a.g.e., s. 87. Tekinalp, a.g.e. (Yeni Patent Hukukunda Buluş Sahibi ve Gasp Davalarına İlişkin Bazı Sorunlar), s. 132. Tekinalp, a.g.e.(Yeni Patent Hukukunda..), s. 132. Tekinalp, a.g.e.(Yeni Patent Hukukunda..), s. 133. Bkz. ERGÜN, Mevcü, “Patentten Doğan Haklara Tecavüz Olmadığının Tespiti”, FMR-Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, yıl. 4, sayı: 2004/3, s. 35 vd. Yargıtay 11. H.D., 9.7.2002, E. 2002/4013, K. 2002/7210 (aktaran Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, İçtihat Bilgi Bankası, güncelleme: 2005/7, yararlanma tarihi: 15.09.2005), Yargıtay 11. H.D., T. 22.6.2004, E. 2003/11048, K. 2004/6959 (aktaran Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, İçtihat Bilgi Bankası, güncelleme: 2005/7, yararlanma tarihi: 15.09.2005). Albayrak, a.g.e., s. 356. 551 sayılı KHK m. 137/1 (d). Tekinalp, a.g.e. (Fikri Mülkiyet), s. 607. Tekinalp, a.g.e. (Fikri Mülkiyet), s. 608.
Kaldı ki, uluslararası anlaşmalarla bazı yükümlülükler yüklenen ülkemiz; tüm sınai mülkiyet haklarını bugünkü düzenine kavuşturan mevzuat çalışmalarını ardı ardına KHK’lar çıkardığı 1995 yılında hayata geçirmiştir. Bir seri halindeki düzenlemeler, arkasında aynı iradeyi barındırması sebebiyle büyük benzerlikler içermektedir. Öyle ki, kanımızca, hukuki hatalar dahi tekrarlanmıştır. Örneğin, marka ve patent suçlarının Kanun değil KHK ile düzenlenmesi konusunda yaşanan tartışma devam ederken diğer sınai mülkiyet suçlarında da benzer yanlış yapılmıştır. KHK ile düzenleme konusunda (Bkz: yuk. s.  61
). Deneyim Yayıncılık Yayın Kurulu, a.g.e., s. 389. Deneyim Yayıncılık Yayın Kurulu, a.g.e., s. 390. Deneyim, a.g.e., s. 390. Bkz. 551 sayılı KHK m. 8.
Konu hk. Bkz: yuk. s.  140
. Deneyim Yayıncılık Yayın Kurulu, a.g.e., s. 391. TPE, Patent/Faydalı Model Belgesi Başvuru Kılavuzu, Aralık 2003, s. 21. 551 sayılı KHK. m. 161. 551 sayılı KHK m. 167, 168. TPE, Patent/Faydalı Model Belgesi Başvuru Kılavuzu, Aralık 2003, s. 23.
Bkz: yuk. Patent Suçları, s.  164
vd. Faydalı modeller için de patentte olduğu gibi korumayı belirten tescil numarası kullanılır. Buluşlar üzerinde kullanılan tasarruf yetkilerinin aynısı faydalı modeller üzerinde de vardır.
136. maddedeki fiiller için Bkz: yuk. s.  182
. Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (R.G. 27.6.1995-22326). SULUK, Cahit, “Tasarım Hukuku”, Ankara, s. 36. HESKETT, John, Industrial Design, s. 8. (aktaran Suluk, a.g.e., s. 38). KHK ile fikir ve sanat eserleri mevzuatındaki koruma farklıysa da 554 sayılı KHK, m. 1/sonda, KHK korumasının şartları varsa, 5846 sayılı FSEK’ya göre korumaya engel olmayacağını hükme bağlamıştır. FSEK, tasarımın korunabilmesi için eser niteliğinde olmasını aramaktadır. 1/B maddesinde eser tanımı “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar, veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade edecek şekilde kullanılmış ve 2-7. maddelerde eser kategorileri sayma yoluyla belirlenmiştir. Bunlardan başka bir kategori ihdas edilemeyecektir. Bu durumda bu koşulları taşıyan bir tasarım FSEK’ye göre de korumaya tabi olabilecektir. (Suluk, a.g.e., s. 585). 554 sayılı KHK m. 3/1 (a). Suluk, a.g.e., s. 38. Suluk, a.g.e., s. 40. 554 sayılı KHK m. 17. Gasp, “gerçek tasarım hakkı sahibi dışındaki bir kimse tarafından tescil başvurusu yapılması veya hak sahibi dışında biri adına tasarımın tescil edilmesidir”. (Suluk, a.g.e., s. 456). 554 sayılı KHK m. 19/1. Bu durumda, 48/A maddesinde düzenlenen suçun tipik eylem unsuruna gasp da dahil olacaktır. Zira 48/A maddesinin (c) bendinde ‘48. maddede sayılan fiillerin işlenmesinin suç teşkil edeceği’ düzenlenmiş, gasp da bu eylemlerden biri olarak dolaylı şeklide suçun tipik eylem unsurunu teşkil etmiştir. Bkz. 554 sayılı KHK m. 24. 554 sayılı KHK m. 37. 554 sayılı KHK m. 48/A/1 (a) Markalarda ambalaj veya hizmetle ilgili ürün üzerine konulan ® işareti tescilli olduğunu belirtmektedir. Suluk, a.g.e., s. 542. 554 sayılı KHK m. 48/A/1 (b). Bu konuda (Bkz. Suluk, a.g.e., s. 544). Suluk, a.g.e., s. 543. 554 sayılı KHK m. 48/A/1 (c). İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 403. İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 404. Jescheck (aktaran İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 405). 5237 sayılı TCK’da (m. 39) yardımda bulunma halleri açıkça sayılmış, ancak suçun işlenmesine mani olmamak bu haller içinde belirtilmemiştir. Bu nedenle kanımızca genel iştirak hükümlerine göre Kanunda açıkça yer almayan bir eylemin iştirak hükümlerine göre değerlendirilmesi yerinde değildir. Ancak konumuz olan suçlar bakımından mani olmayanların sorumlu tutulmasına KHK’da açıkça yer verildiği için buradaki sorumluluğu reddetmek olası değildir. Aydın, a.g.e., s. 43. Tüzel kişilerin cezai sorumluluğu oldukça tartışılmıştır. Her ne kadar tüzel kişiler hakkında hürriyeti bağlayıcı cezalar uygulanamayacaksa da 5237 sayılı TCK’nın 60. maddesinde tüzel kişiler hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerine yer verilmiştir. İznin iptali, müsadere gibi bazı güvenlik tedbirlerinin kanunda belirtilen özel hallerde tüzel kişilere uygulanacağı belirtilmektedir. Ancak 554 sayılı KHK’nın 48/A maddesinde tüzel kişinin doğrudan cezai sorumluğu değil, failden dolayı müteselsilen para cezasından ve masraflardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Kanımızca tüzel kişinin cezai sorumluğu bu bakımdan farklılık arz etmektedir. Suluk, a.g.e., s. 539., HAFIZOĞULLARI, Zeki, “Fikir ve Sanat Eserlerinin Cezai Himayesi”, A.Ü.H.F.D., 1999, s. 4 (aktaran Aydın, a.g.e., s. 42). Uzlaştırma kurumu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi ile hukukumuza 2004 yılından itibaren girmiştir. TCK’nın hükümlerine göre uzlaştırmanın mümkün olduğu suçlarda (şikayete tabi suçlarda) “C.Savcısı., 1. Suç failine fiilinden dolayı sorumluluğu kabul edip etmediğini soracaktır. 2. Fail sorumluluğu kabullendiğinde fiilin neden olduğu maddi ve manevi zararların tümünü veya büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabul edip etmediğini soracaktır. Cevap olumlu ise, 3. Durumu mağdura, varsa yasal temsilcisine bildirecektir. 4. Mağdur özgür iradesiyle uzlaşacağını bildirdiğinde dosya zararın uzlaşmaya uygun olarak giderilmesine kadar muhafaza edilir. Zarar uzlaşma çerçevesinde giderilmezse kamu davası derhal açılacaktır. 5. Zarar giderildiğinde C.Savcısı kovuşturmaya yer olmadığına karar verecektir.....Uzlaştırmacı bir avukat olacaktır.” (CMK gerekçesi, m. 253) (ÜLGEN, Celal, “Ceza Muhakemesi Kanunu”, 2005, s. 332). Ancak CMK m. 254 bu kurumun Savcılık aşaması geçilip dava açılmış ise, Mahkemeler tarafından da aynı usulle yapılabileceğini düzenlemektedir. Bu durumda uzlaştırma müzakereleri olumlu sonuçlandığı takdirde davanın düşmesine karar verilir. Doktrinde Ünver, uzlaştırma kurumunun yalnızca şikayete tabi suçlarda öngörülmesinin yetersiz olduğunu, bazı re’sen kovuşturulan suçlar için de öngörülmesi gereğini belirtmektedir. Zira şikayete tabi suçlarda zaten şikayetten feragat veya vazgeçmenin söz konusu olabildiği belirtilmektedir. (ÜNVER, Yener, “Deliller ve Değerlendirilmesi”, Legal Hukuk Dergisi, yıl: 3, sayı: 31, Ağustos 2005, Ceza Hukuku Sempozyumu, s. 2905). Ünver/ Hakeri, a.g.e., s. 319. TPE, Coğrafi İşaretler, s. 3. Aydın, a.g.e., s. 168. Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (R.G. 27.6.1995-22326). 555 sayılı KHK, m. 3. TRIPS m. 22 “Protection of Geographical Indications” başlığı taşımakta ve coğrafi işaretlerin korunmasını düzenlemektedir. Madde metni: “1. Bu Anlaşmada coğrafi işaretler, bir malın kalitesinin, namının veya diğer özelliklerinin esas olarak coğrafi menşeine atfedildiği durumlarda, bir malın menşeinin herhangi bir üyenin ülkesi veya bu ülkede bir bölge veya yer olduğunu gösteren işaretler anlamında kullanılmaktadır. 2. Üyeler coğrafi işaretlerle ilgili olarak aşağıdaki hususları engellemek için ilgili taraflara yasal imkanlar sağlayacaklardır. (a) Bir malın sunumunda veya isminde kamuyu malın menşei konusunda yanıltacak şekilde malın menşeinin gerçek menşei yeri dışında bir başka coğrafi bölge olduğunu gösteren veya öneren herhangi bir yolun kullanılması, (b) Paris Sözleşmesi’nin (1967) 10’uncu maddesindeki anlamıyla haksız rekabet fiili oluşturan herhangi bir kullanım. 3. Herhangi bir üye, mevzuatı izin verdiği takdirde veya ilgili bir tarafın talebi üzerine bu yenin ülkesinde bu mallara ait bir markada bu coğrafi işaretin kullanılması kamuyu malların gerçek menşe yeri konusunda yanıltacak nitelikte ise, menşei belirtilen ülke olmayan mallar için bir coğrafi işaret içeren veya bu işaretten ibaret olan bir markanın tescilini resmen reddedecek veya geçersiz kılacaktır. 4. Paragraf 1, 2 ve 3 kapsamındaki koruma, malların menşei olan ülke, bölge veya yer ile ilgili olarak harfi harfine doğru olmakla birlikte, gerçeğe aykırı olarak kamuya malların menşeinin bir başka ülke olduğunu beyan eden coğrafi işaretler aleyhinde uygulanacaktır.” (Meran, a.g.e., s. 387). 555 sayılı KHK 3. maddesindeki tanımlar içerisinde üreticiyi, “tarım ürünleri, el sanatları ve sanayi ürünlerini üretenler veya doğal kullanıma hazır hale getirenler veya yukarıda sayılanların ticaretini yapanlar” olarak tanımlamıştır. Bugün tescilli olan coğrafi işaretlerden Erzincan Tulum Peyniri Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası adına, Kangal Türk Çoban Köpeği Askeri Veteriner Okulu Eğitim ve Merkezi Komutanlığı adına, Şanlıurfa Biberi Şanlıurfa Belediye Başkanlığı adına, Kangal Çoban Köpeği ise Kangal Kaymakamlığı adına tescillidir. Anamur muzu gibi şahıslar adına tescilli coğrafi işaretler de mevcuttur. (çevrimiçi) http://www.tpe.gov.tr (Siteye giriş: 04.05.2006) TPE, Marka ve Coğrafi İşaret Başvurularının Hazırlanması, Marka ve Coğrafi İşaret İşlemleri ile İlgili Bilgiler ve gerekli Belgeler, Temmuz 2004, s. 51. “...en az bir yaşındaki koyundan elde edilen et yağ, sinir, damar ve zarlarından ayrılır. Ayıklanan et parçalar halinde bir gün dinlendirilir. ...Bir buçuk tabir edilen Adana Kebabın eti 270-280 gramdan az olamaz...Adana kebabının koşullara uygunluğunun denetimi Adana Ticaret Odasının koordinatörlüğünde Adana Büyükşehir, Yüreğir İlçe ve Seyhan İlçe Belediyelerinden birer kişinin katılımı ile de oluşturulacak toplam altı kişilik Komisyon tarafından yapılacaktır..” (Adana Kebabı, Tescil Belgeleri) (çevrimiçi) http://www.tpe.gov.tr (Siteye giriş: 04.05.2006) 555 sayılı KHK, öz adı, ‘o ürünün ilk üretildiği veya pazarlandığı bölge veya yöre ile ilgili olsa da bir ürünün genel adı haline gelmiş olan adı’ olarak tanımlamaktadır. Aydın, a.g.e., s. 173. Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanlığı adına verilen ve 19.04.2004 havale tarihli Kanun Teklifi, Sayı: 805, (çevrimiçi) http:// www.tbmm.gov.tr (Siteye giriş: 20.06.2005) yTCK m. 38/3 hükmünde ‘azmettirenin ortaya çıkarılmasını sağlayan fail için ceza indirimi’ öngörülmesi benzeri bir tekliftir. Ancak bu suç teklifte, azmettiren değil yine failin bildirilmesinden söz edilmektedir. Doktrinde Ünver, yTCK 38. madde düzenlemesine yönelik eleştirilerinde ispiyonculuğu meşrulaştıracak bir düzenleme öngörülmesinin hatalı olduğunu, Devletin kendi hukuka uygun delil toplama işini vatandaşa havale edildiği, mağdurun rızası alınmaksızın bir nevi af öngörüldüğünü belirtmektedir. (Ünver, a.g.e. (“Deliller ve Değerlendirilmesi”), s. 2885. Kanımızca aynı eleştiriler bu teklif için de söylenebilecektir. (çevrimiçi) http://www.tpe.gov.tr (Siteye giriş: 17.02.2006) Taslağın 113. maddesinde “a- Doğal ortamından izole edilen veya daha önceden doğada var olduğu halde teknik bir işlemle üretilen biyolojik materyal, b- Teknik uygulanabilirliği belirli bir bitki çeşidi veya hayvan ırkı ile sınırlandırılamayan bir buluşla ortaya çıkan bitki veya hayvanlar, c- Mikrobiyolojik ya da diğer teknik bir işlem veya bir bitki çeşidi veya hayvan ırkı olmamak koşuluyla bu tür bir işlemle elde edilen bir ürün” patentlenebilir biyoteknolojik buluş olarak sayılmıştır. Şahin, a.g.e., s. 52. İstanbul Barosu kayıtlarına göre 1 Haziran –31 Aralık 2005 tarihleri arasında 100 uzlaşma talebinden 4’ü markalar aleyhine işlenen suçlarda, 2’si patent aleyhine işlenen suçlarda yapılmıştır. (İstanbul Barosu, CMK Uygulama Servisi Faaliyet Raporu 01.06.2005-31.12.2005, İstanbul, 2006). Topluluk markası, 20.12.1993 tarih ve 40/94 sayılı Topluluk Markası Hakkında Tüzük ile yürürlüğe girmiştir. Tüzük ile kurulan merkezi ofis (OHIM) 01.01.1996 tarihinden itibaren ofise yapılacak marka başvurularının tüm üye ülkelerde yapılmış sayılacağı kabul edildi. Böylece Ofise tescili yapılan Topluluk markası tüm AB çapında korunacaktır. Tüzüğün 5/1 (b) maddesinde Türk vatandaşlarının Paris Sözleşmesine ve DTÖ Kuruluş Anlaşmasına taraf olduğu için Topluluk markası korumasından yararlanabileceği hükme bağlanmıştır. (TPE, Sınai Mülkiyet Hakları ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar, s. 32). TPE, Sınai Mülkiyet Hakları ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar, s. 32. Alman Markalar Kanunu § 143 fıkra 1a., DANNECKER, Gerhard, “Topluluk Markasının Korunmasına Yönelik Bir Suç Tipi Tasarısı”, Suç Politikası, (çev. Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal YILDIZ), Ankara, 2006, Seçkin, s. 236. Dannecker, a.g.e., s. 229-241. Bkz. Editörler: DELMAS, Mireille/VERVAELE, J.A.E., Corpus Juris (Avrupa Birliğinin Mali Çıkarlarının Korunmasına İlişkin Ceza Hukuku Kuralları), (çev. Serap KESKİN, Hamide ZAFER, Ümit KOCASAKAL), Ankara, 2001. Bkz. Corpus Juris, s. 89 vd. Bkz. TEKİNALP, Ünal, Türk Hukukunun AB Hukukuna ve Avrupa Konvansiyonuna Uyumu Sorunu, Ankara, 2003, s. 23. Dannecker, a.g.e., s. 237. Dannecker, a.g.e., s. 237. Dannecker, a.g.e., s. 240. Dannecker, a.g.e., s. 236. Tasarı incelenmeye devam etmektedir. (ŞAHİN, Seyit A., “Avrupa Toplulukları Adalet Divanının Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarına İlişkin Verdiği Kararların İncelenmesi”, (Y. Lisans Tezi) A.Ü. S.B.E., Ankara, 2003, s. 47). Şahin, a.g.e., s. 48. Türk Ticaret Kanunu, RG. 09.07.1956-9353, Yürürlük Tarihi: 1.1.1957. Yargıtay 11. H.D. 27.2.1996, 1995/8218-1196 (aktaran Camcı, a.g.e., s. 193).
Tanınmış markanın tescilsiz korunması hakkında Bkz: yuk. Tanınmış Marka s.  35
 


İbrahim Burak Şen
Kasım 2024
520.00 TL
Sepete Ekle
Mustafa Arslantürk
Kasım 2024
1130.00 TL
Sepete Ekle
Berrin Rumeysa Mermer
Kasım 2024
340.00 TL
Sepete Ekle
M. Sıddık Çinko
Kasım 2024
720.00 TL
Sepete Ekle





 

İÇİNDEKİLER
Özet  5
Abstract  9
Önsöz  11
Kısaltmalar  21
Giriş  23
Birinci Bölüm
SINAİ MÜLKİYET HUKUKUNUN GENEL ESASLARI
I. FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET KAVRAMI  25
A. Fikri ve Sınai Hakların Mülkiyet Alanına Dahil Olması  25
B. Fikri ve Sınai Hak Ayrımı  27
C- Değerlendirme  28
II. SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ CEZA HUKUKUNDAKİ YERİ  28
A. Ceza Hukukunun Sınai Haklara Yönelişi  28
B. Ceza Hukuku Müdahalesine Yönelik Eleştiriler  30
C. Ekonomik Suçlar Bağlamında Sınai Mülkiyet Suçları  32
III. SINAİ MÜLKİYET HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ  33
A. 20. yy’a Kadarki Gelişim  33
B. 20. yy’dan Sonraki Gelişim  34
IV. ULUSAL VE ULUSLAR ARASI ALANDA SINAİ MÜLKİYET HUKUKUNA
KAYNAKLIK EDEN ÖRGÜTLER VE SÖZLEŞMELER
 
 36
A. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO)  37
B. Paris Sözleşmesi  37
C. Madrid Sözleşmesi ve Protokolü  38
D. Gümrükler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)  40
E. Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi (TRIPs) (Agreement on
Trade Related Aspects of Intellectual Property Rights) 
 41
F. Patent İşbirliği Sözleşmesi (PCT) (Patent Cooperation Treaty)  41
G. Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) (European Patent Convention)  42
H. İç Pazarda Uyum Sağlama Ofisi (OHIM)  42
I. Viyana Anlaşması  43
İkinci Bölüm
MARKA VE PATENT HAKLARI ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR
I. MARKA HAKLARI ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR  45
A. Marka Hukukunun Temel Kavramları  45
1. Marka  45
a. Niteliği İtibariyle ‘Marka Olabilecek’ İşaretler  47
b. ‘Marka Olarak Tescil Edilebilecek’ İşaretler  50
2. Marka Türleri  51
a. Karşılaştırmalı Hukukta Marka Türleri  51
b. Türk Hukukunda Marka Türleri  51
c. Tanınmış Marka  55
4. Marka Hakkı  57
a. Hakkın İçeriği  57
b. Hakkın Kapsamı  58
c. Hakkın Tükenmesi  60
1. Genel Olarak 556 Sayılı KHK  60
a. Kanun Hükmünde Kararname ile Suç İhdası  61
b. 556 Sayılı KHK Değişiklikleri  63
c. 556 sayılı KHK Düzenlemesi ve Suçların Tasnifi  63
d. Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu ve 556 Sayılı KHK  65
2. 556 Sayılı KHK’da Düzenlenen Suç Tipleri  66
a. 61/A (a) Bendinde Düzenlenen Suçlar  66
aa. “Gerçeğe Aykırı Kimlik Bildiriminde Bulunmak” Suçu  67
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  68
bbb. Fail  68
ccc. Mağdur  69
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru:  69
eee. Kusurluluk Unsuru  71
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  75
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  77
hhh. Benzer Suç Tiplerinden Farkı  81
iii. Değerlendirme  82
bb. “Marka Koruması Olduğunu Belirten İşareti Kaldırmak” Suçu  83
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  84
bbb. Fail  85
ccc. Mağdur  85
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  85
eee. Kusurluluk Unsuru  87
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  88
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  88
hhh. Değerlendirme  89
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  90
bbb. Fail  90
ccc. Mağdur  90
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  91
eee. Kusurluluk Unsuru  92
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  93
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  94
hhh. Benzer Suç Tiplerinden Farkı  95
iii. Değerlendirme  95
b. 61/A (b) Bendinde Düzenlenen Suçlar  96
aa. “Marka Üzerinde Hukuksal İşlemlerle Elde Edilen Haklarla İlgili Hukuka Aykırı Tasarrufta
Bulunmak” Suçu 
 96
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  96
bbb. Fail  96
ccc. Mağdur  97
eee. Kusurluluk Unsuru  101
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  102
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  103
hhh. Değerlendirme  103
bb. “Markanın Korunduğu Fikrine Neden Olan Eylemlerde Bulunmak” Suçu  104
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  104
bbb. Fail  104
ccc. Mağdur  105
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  105
eee. Kusurluluk Unsuru  107
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  107
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  107
hhh. Değerlendirme  108
c. 61/A (c) Bendinde Düzenlenen Suç  108
aa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  109
cc. Mağdur  110
dd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  110
ee. Kusurluluk Unsuru  120
ff.Hukuka Aykırılık Unsuru  121
gg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  121
hh. Değerlendirme  122
3. Internette Marka Hakkına Tecavüz  123
a. Alan Adlarında Marka Hakkı İhlalleri  123
b. Alan Adları Dışında Marka Hakkı İhlalleri  125
4. Karşılaştırmalı Hukukta Marka Hakkına Tecavüz  126
5. Marka Suçlarında Genel Olarak Fail ve Diğer Sorumlular  126
6. Marka Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri  130
7. Marka Suçlarında Koğuşturma Koşulları  131
8. Marka Suçlarında Yaptırım  133
9. Marka Suçlarında Cezaya Etki Eden Nedenler  135
10. Marka Suçlarında Yetkili ve Görevli Mahkeme  136
11. Marka Suçlarında Ceza ve Dava Zamanaşımı  136
C. 556 Sayılı KHK’da Marka Hakkının Özel Hukuk Davalarıyla Korunması  136
II. PATENT HAKLARI ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR  138
A. Patent Hukukunun Temel Kavramları  138
1. Patent ve Buluş  138
a. Patent Alabilme ve Buluş Niteliğindeki Sonuçlar  140
b. Patent Verilecek Buluşlar  141
2. Patent Türleri  144
3. Tescil  145
4. Patent Hakkı  147
a. Hakkın Doğumu  147
b. Hakkın İçeriği  149
c. Hakkın Kapsamı ve Sınırları  150
aa. İstem/İstemler  151
bb. Eşdeğer Unsurlar  153
cc. Beyanlar  154
d. Hakkın Sona Ermesi  154
5. Patent Hakkına Getirilen Kısıtlamalar  156
b. Önalım Hakkı  158
6. Karşılaştırmalı Hukukta Patent Sistemlerinin Gelişimi  159
B- 551 Sayılı KHK’da Patent Hakkı Aleyhine İşlenen Suçlar  161
1. Genel Olarak 551 Sayılı KHK  161
a. 551 Sayılı KHK Kapsamı ve Yürürlükteki Şekli  161
b. Genel Olarak 551 Sayılı KHK’da Ceza Hukukuna İlişkin Düzenlemeler  162
2. 551 Sayılı KHK’da Düzenlenen Suç Tipleri  164
a. 73/A (a) Bendinde Düzenlenen Suçlar  164
aa. “Buluş Sahibi ve Patent İsteme Hakkında Gerçeğe Aykırı Bildirimde Bulunmak” Suçu  164
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  165
bbb. Fail  166
ccc. Mağdur  166
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  167
eee. Kusurluluk Unsuru  169
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  170
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  171
hhh. Benzer Suç Tiplerinden Farkı  172
iii. Değerlendirme  172
bb. “Patent Olduğunu Belirten İşareti Kaldırmak” Suçu  173
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  174
bbb. Fail  174
ccc. Mağdur  174
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  175
eee. Kusurluluk Unsuru  175
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  176
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  176
hhh. Değerlendirme  177
cc. “Kendini Patent Başvurusu Yapmış ya da Patent Sahibi Gibi Göstermek” Suçu  177
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  178
bbb. Fail  178
ccc. Mağdur  178
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  179
eee. Kusurluluk Unsuru  181
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  181
hhh. Değerlendirme  182
b. 73/A (b) Bendinde Düzenlenen Suçlar  182
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  183
bbb. Fail  183
ccc. Mağdur  184
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  184
eee. Kusurluluk Unsuru  188
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  188
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  189
bb. “Korunan Patent Hakkı Olmamasına Rağmen Hakkın Varolduğu Kanısı Uyandıracak
Patent Kullanımı” Suçu 
 190
aaa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  190
bbb. Fail  190
ccc. Mağdur  191
ddd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  191
eee. Kusurluluk Unsuru  192
fff. Hukuka Aykırılık Unsuru  193
ggg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  194
hhh. Değerlendirme  194
c. 73/A (c) Bendinde Düzenlenen Suç  195
aa. Suçla Korunması Amaçlanan Hukuki Değer  196
bb. Fail  196
cc. Mağdur  197
dd. Tipe Uygun Eylem Unsuru  197
ee. Kusurluluk Unsuru  202
ff. Hukuka Aykırılık Unsuru  203
gg. Suçun Özel Görünüş Biçimleri  203
hh. Değerlendirme  204
3. Patent Suçlarında Genel Olarak Fail ve Diğer Sorumlular  205
4. Patent Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri  206
5. Patent Suçlarında Koğuşturma Koşulları  207
6. Patent Suçlarında Yaptırım  209
7. Patent Suçlarında Cezaya Etki Eden Nedenler  210
8. Patent Suçlarında Yetkili ve Görevli Mahkeme  211
9. Patent Suçlarında Ceza ve Dava Zamanaşımı  211
10. yTCK’da Düzenlenen Patente İlişkin Suç  212
C. 551 Sayılı KHK’da Patent Hakkının Özel Hukuk Davalarıyla Korunması  212
Üçüncü Bölüm
DİĞER SINAİ MÜLKİYET HAKLARI ALEYHİNE İŞLENEN
SUÇLAR VE SINAİ MÜLKİYET HUKUKUNA
YÖNELİK ÇALIŞMALAR
I. DİĞER SINAİ MÜLKİYET HAKLARI VE BU HAKLAR ALEYHİNE İŞLENEN
SUÇLAR
 
 2 1 7
II. DİĞER SINAİ MÜLKİYET HAKLARI  217
A. Faydalı Model  217
1. Hakkın İçeriği ve Unsurları  217
2. Hakkın Elde Edilmesi ve Korunması  219
3. Faydalı Model Hakkının Korunmasına Yönelik Ceza Hukuku Hükümleri  220
B. Endüstriyel Tasarımlar  221
1. Endüstriyel Tasarımların Unsurları  222
2. Endüstriyel Tasarım Hakkına İlişkin Özel Hukuk Hükümleri  223
3. Endüstriyel Tasarım Hakkının Korunmasına İlişkin Ceza Hukuku Hükümleri  224
C. Coğrafi İşaretler  230
1. Kavram ve Unsurları  230
2. Coğrafi İşaretlerin Korunmasına Yönelik Özel Hukuk Hükümleri  231
3. Coğrafi İşaretlerin Korunmasına Yönelik Ceza Hukuku Düzenlemeleri  233
III. SINAİ MÜLKİYET HAKLARINA YÖNELİK MEVZUAT ÇALIŞMALARI  235
A. Yalnızca KHK Metinlerinde Değişiklik Öngören Çözüm Önerileri  235
B. Konuyla İlgili Tüm Mevzuatın Yeniden ve Kanunla Düzenlenmesi Önerisine Dayalı
Yaklaşımlar 
 242
C. Sınai Mülkiyet Hukukundaki Somut Bazı Sorunlar ve Öngörülecek Suç- Ceza
Düzenlemesine Yönelik Öneri 
 243
1. Bazı Sorunlar  243
2. Öneriler  245
a. Topluluk Markasının Korunmasına Yönelik Mevcut Düzenlemeler  247
b. Topluluk Markasının Korunmasına Yönelik Suç Tipi Tasarısı  248
IV. SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASINDA HAKSIZ REKABET
HUKUKU
 
 252
A. Haksız Rekabet- Sınai Mülkiyet Hukuku İlişkisi  255
C. Haksız Rekabetten Kaynaklanan Ceza Sorumluluğu  256
Sonuç  261
Kaynakça  47
vd. Camcı, a.g.e., s. 8. Camcı, a.g.e., s. 26. 556 sayılı KHK’nın muhtelif maddeleri bu yasakları içermektedir. Ancak özellikle 7. ve 8. maddeler yasağın açıkça belirlendiği hükümlerdir. Doktrindeki farklı tanımlamalar için (Bkz. Yasaman, a.g.e., s. 5). Yasaman, a.g.e., s. 11. Tanınmış markanın reklam ve garanti fonksiyonu için (Bkz. Yasaman, a.g.e., s. 8). ATLI, M. Serdar, “Marka Türleri ve Korunması”, (Y.Lisans Tezi), İzmir, 2001, s. 99. Karahan, a.g.e., s. 285. NOMER, Füsun, “Tanınmış Marka: NIKE”, Prof. Dr. Erdoğan MOROĞLU’na 65. Yaş Günü Armağanı, İstanbul, 1999, s. 487. ÇOLAK, Uğur, “Paris Sözleşmesinin 6bis Maddesi Anlamında Tanınmış Markalar, Bu Tanınmışlığın Nasıl Belirleneceği Sorunu ve WIPO Kriterleri”, FMR-Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, yıl: 4, sayı: 2004/2, s. 26. Yargıtay 7.CD., 11.06.2003, 23283/4581 (aktaran MERAN, Necati, Marka Hakları ve Korunması, Ankara, 2004, s. 74). Yargıtay 11.HD. 24.03.2003 – 10575/2752 (aktaran Meran, a.g.e., s. 75). TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, s. 392, İLKAY, Umut İlkay, s. 26, (aktaran Meran, a.g.e., s. 71). Tanınmışlık için %30 ile %80 arasında oranlar verilmektedir. HEINZELMANN, Dissertation, s. 118 (aktaran Nomer, a.g.e., s. 500). Meran, a.g.e., s. 71. Nomer, a.g.e., s. 499. BGE 124 III 277 (aktaran Nomer, a.g.e.,, s. 487). Arkan, a.g.e.,(Marka Hukuku), s. 105. 556 sayılı KHK m. 7/1 (b): “..marka olarak tescil edilemezler: “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırd edilemeyecek kadar aynı olan markalar”,
Tanınmış markaya bu konuda istisna tanınması hakkında (Bkz. yuk. Tanınmış Marka, s.  51
). Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın “Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ” 02.07.2002 tarih ve 24803 sayılı RG’de yayınlanan değişikliklerle şu anda yürürlükte olan son halini almıştır. Sınıflara ait liste Tebliğ ekinde düzenlenmiştir. Bu tebliğ 12.7.1995 tarih ve 95/7094 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla taraf olunan “Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nis Anlaşması”(1957) dikkate alınarak hazırlanmıştır. Dolayısıyla tescil başvurularında, Ek listede sayılan mal veya hizmetlerin dışında mal veya hizmet belirtildiği takdirde Nis Anlaşması kapsamında ait olduğu sınıfta değerlendirilir. Bu Yönetmeliklerin en başında “556 sayılı KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik” gelmektedir. (R.G. 5.11.1995, 22454) 556 sayılı KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik m. 13 vd. Keskin, a.g.e., s. 48. Yargıtay 7. CD. E. 2000/6681, K. 2000/11243, Yargıtay 7. CD. E. 1997/9212, K. 1997/9477 (aktaran Meran, a.g.e., s. 193-194). ARKAN, Sabih, “Marka Hakkına Tecavüz- İşaretin Markasal Olarak Kullanılması Zorunluluğu?”, BATİDER, c.XX, Sayı: 3, 2000, s. 5. 556 sayılı KHK m. 12. Tekinalp, a.g.e. (Fikri Mülkiyet Hukuku), s. 346. Camcı, a.g.e., s. 50. OCAK, Nazmi, “Markalarda Tescilin Sağladığı Korumanın Kapsamı”, Prof. Dr. Ali BOZER’e Armağan, BATİH Enst., s. 270. Yargıtay 11. HD. 12.2.1972, E. 69/2871, K. 72/428 (aktaran Ocak, Markalarda Tescilin Sağladığı.., s. 273). Federal Mahkeme 2.9.1930, JdT 1931, I, 236 (aktaran Ocak, a.g.e., s. 273). TPE, a.g.e. (Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar) s. 14. TPE, a.g.e. (Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar) s. 22. ARKAN, Sabih, “Marka Hakkının Tüketilmesi”, Prof. Dr. Ali BOZER’e Armağan, BATİH Enst., 1998, s. 200. Arkan, a.g.e., (Marka Hakkının Tüketilmesi), s. 197. PINAR, Hamdi, “Marka Hukukunda Hakların Tükenmesi”, Prof. Dr. M. Kemel OĞUZMAN’ın Anısına Armağan, İstanbul, 2000, s. 907. The TRIPs Agreement, Article 6: “For the purposes of dispute settlement under this Agreement, subject to the povisions of Articles 3 and 4 nothing this Agreement shall be used to adress the issue of the exhaustion of intellectual property rights.” TPE, Markalar, t.y. Kanun Hükmünde Kararnameler hukukumuzda kanunlarla aynı değerde olup, olağan dönem ve olağanüstü dönem KHK’ları olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu iki türün yürürlüğe girme biçimi açısından usuli farklılıklar vardır. TEZİÇ, Erdoğan, Anayasa Hukuku, 5. bs., İstanbul, 1998, s. 27. Bu noktadan hareketle kanun koyucunun KHK’larla suç ihdasına izin vermemesi karşısında, yürütmenin diğer düzenleyici işlemleriyle suç ihdasının da evleviyetle mümkün olamayacağı doktrinde belirtilmektedir. (Bkz. İçel, Donay, s. 111 (aktaran YILDIZ, Ali Kemal, “Yürütme Organının Düzenleyici İşlemlerle Suç ve Ceza Yaratması”, Prof. Dr. Çetin ÖZEK Armağanı, İstanbul, 2004, s. 1048). Anayasa hükmünün (38. madde) metninde ‘kanun’ kelimesi kullanılmıştır. Bu durumda lafzi yorumla dahi KHK’larla suç ve ceza düzenlemesinin öngörülmediği anlaşılmaktadır. “.......her iki Anayasa (1961-1982) hükmü de kanun hükmünde kararnameler yoluyla suç ihdasını açıkça yasaklamış bulunmaktadır. Gerçekten de 1961 Anayasası’nın 64. maddesi ve 1982 Anayasası’nın 91. maddesi açıkça temel hak ve özgürlüklere ilişkin hakların kanun hükmünde kararnameyle düzenlenemeyeceğini belirtmiştir.” (İçel/ Donay, a.g.e.,(Karş ve Uyg. Ceza Hukuku) s. 108). İlke, yalnızca suç ve cezanın kanunla öngörülmesini değil, örnekseme yasağı, failin aleyhine geçmişe uygulama yasağı gibi ilkeleri de alt başlığında barındırır. (İçel/Donay, a.g.e. (Karş. ve Uyg. Ceza Hukuku,, s. 81 vd.) yTCK, kıyası ve kıyasa yol açacak geniş yorumlamayı da kanunilik ilkesi içinde yasaklamıştır. (m. 2) 765 sayılı (Mülga) TCK m. 1. Burada tarafımızdan kasıtlı olarak ‘aykırılık’ ifadesi değil, çelişki ifadesi kullanılmıştır. Zira normlar hiyerarşisinde KHK’lar Anayasanın altında yer aldığından, ancak Anayasaya uygunluğu denetlenebilir. Buna karşılık hiyerarşide kanunla aynı sırada yer alan KHK’nın normlar hiyerarşisine göre TCK’ya uyması zorunluluğu yoktur. Ancak elbette Ceza kanunu gibi temel bir Kanunun getirdiği düzenlemeye uymadan suç ihdas eden bir KHK düzenlemesi, hukuk sistemi açısından önemli bir boşluk yaratmaktadır. Kanımızca kanun koyucunun bu iradeyi derhal göstererek çelişkiyi gidermesi uygun olacaktır. Anayasa Mahkemesi Kararı, R.G. 14.5.2004/25462, AYM. 2.3.2004, E. 2002/92, K. 2004/25 (Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, Mevzuat Bilgi Bankası, güncelleme: 2006/1, Yararlanma tarihi: 17.02.2006). ALBAYRAK, Mustafa, Fikir ve Sanat Eserleri ile Sınai Mülkiyet Hakları Aleyhine İşlenen Suçlar, Ankara, 2004, s. 177-190. Keskin, a.g.e., s. 118. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, Kabul Tarihi 30 Mart 2005, RG. 31.03.2005/ 25772 (1. Mükerrer) Kanun, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 3: “Mevzuatta yürürlükten kaldırılan Türk Ceza Kanununa yapılan yollamalar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelere yapılmış sayılır. Mevzuatta yürürlükten kaldırılmış Türk Ceza Kanunun kitap, bab ve fasıllarına yapılmış olan yollamalar, o kitap, bab ve fasıl içinde yer almış hükümlerin karşılığını oluşturan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun maddelerine yapılmış sayılır.” Vekilin, marka hakkı sahibinden habersiz olarak bilgileri yanlış bildirmesi, ayrıca vekilin sorumluluğu kapsamında değerlendirilecektir. Marka vekilliği 556 sayılı KHK’nın 2/d bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “bu KHK’da belirtilen haklarla ilgili konularda ilgili kişileri Enstitü nezdinde temsil eden, danışmanlık yapan, ve haklarının korunması için Enstitü nezdinde gerekli girişimlerde bulunan ve işlemleri yürüten kişileri” ifade eder. Aydın, a.g.e., s. 78. Tüzel kişinin sorumluluğu patent suçlarında yalnızca tecavüz suçu için kabul edilmişken, marka suçlarında bütün marka suçları için sorumlu tutulmuştur. Oysa kanımızca tecavüz suçu için dahi bu sorumluluk tartışmalıyken bütün marka suçları için tüzel kişinin sorumluluğunu getirmek oldukça sakıncalıdır. Keskin, a.g.e., s. 119. Aydın, a.g.e., s. 78. Kişinin fizik kimliği, fizik yapısına ilişkin olan parmak izi, avuç içi izi, ses ve görüntülerini içermektedir. CMK m. 81’de üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı şüpheli veya sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde C.Savcısı emriyle (Tasarıda önce hakim kararı aranırken, yTCK yürürlüğe girmeden 25.05.2005 tarihinde 5353 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle fizik kimliğin tespiti için hakim kararı kaldırılmıştır) fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup teşhisi kolaylaştıracak diğer özellikleri ile sesi ve görüntülerinin kayda alınarak dosyasına koyulabileceğini düzenlemiştir. Ancak bu kayıtlar, itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına dair kararların kesinleşmesinden sonra C.Savcısı huzurunda yok edilir. İncelediğimiz suçun da üst sınırının iki yıl olması (bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir) bakımından, bu suç dolayısıyla şüpheli veya sanık bu işleme tabi tutulabilecektir. (ÜNVER, Yener/HAKERİ, Hakan, Sorularla Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara, 2006, s. 90). Aydın, a.g.e., s. 78. Keskin, a.g.e., s. 120, Tekinalp, a.g.e., (Fikri Mülkiyet Hukuku), s. 486. Yönetmeliğin 13. maddesi, marka başvurularının incelenemeye alınması için EK I örneğe göre hazırlanmış ve 11. maddedeki bilgileri içeren dilekçeyi aramaktadır. Aynı maddede, bu evrakların her hangi birinin eksikliği halinde başvurunun reddedileceği düzenlenmiştir. Suçun koruduğu hukuki değer ile ratio legis’inin aynı şey olup olmadığı doktrinde tartışılmıştır. Ünver’e göre, bu iki kavram farklılık içermekte, ratio legis, kanun koyucunun iradesini, normun koruma alanının kapsamı ve o alan içindeki davranışların şekli olarak saptanmasında rol oynayacak, hukuksal değer ise şekli olarak o koruma alanı içinde bulunan davranışın hukuksal değeri ihlal edip etmediğini saptamada yararlı olacaktır. Bu iki yorum aracı birlikte uygulanabileceği gibi ayrı ayrı da uygulanabilir. (ÜNVER, Yener, Ceza Hukukuyla Korunması Amaçlanan Hukuksal Değer, Ankara, 2003, s. 149). İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), İstanbul, 2000, s. 198. İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 237. ÖZBEK, Veli Özer, TCK İzmir Şerhi- Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, c. 1, Ankara, 2005, s. 258. Bkz. yTCK m. 21. Bkz. yTCK m. 22. İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 245. Özbek, a.g.e., s. 272. Centel vd, a.g.e., s. 400. Centel vd, a.g.e., s. 429. Cebir, şiddet, korkutma ve tehdit halleri yTCK m. 28 ile düzenlenmiş, “karşı koyulamayacak veya kurtulamayacak cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suçun işlenmesi halinde suçu işleyene değil, tehdit, cebir veya şiddeti kullanana” ceza verileceğini düzenlemiştir. Bkz. yTCK m. 29. İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 287. Özbek, a.g.e., s. 344. OZANSÜ, M.Cemil, “Yeni Türk Ceza Kanunu Çerçevesinde Hata Kavramı”, Suç Politikası - Prof. Dr. Dr. h.c. mult. Claus ROXIN’e Armağan, Ankara, 2006, s. 386. yTCK m. 30: “Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır. Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişin bu hatasından yararlanır. Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi bu hatasından yararlanır.” Ozansü, a.g.e., s. 394. Özgenç, Kusur Yargısı ve Yaş Küçüklüğü, s. 255 (aktaran SÖZÜER, Adem, “Hukuki Hata”, Yargıtay Dergisi, cilt 21, Sayı: 4, Ekim 1995, s. 483). Federal Alman Yargıtayı’nın bu konudaki bir kararı için Bkz. Sözüer, a.g.e., s. 483. İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 93. DEMİRBAŞ, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2005, s. 230. Hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı halinde eylemin baştan itibaren mi hukuka uygun doğduğu, yoksa bu nedenlerin hukuka aykırılığı sonradan mı ortadan kaldırıldığı konusunda doktrinde farklı görüşler vardır. Eylemin baştan beri hukuka uygun olduğu ve bizim de katıldığımız görüş İçel vd. tarafından savunulmuştur. (İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 107). İlke olarak somut olayda bu nedenler araştırılabilecekse de kanun hükmünün ‘gerçeğe aykırı beyanı’ içermeyeceği ve böyle bir hakkın olamayacağı, yine yetkili merciin suç olan emri hukuka uygun olamayacağı için hakkın kullanılması, kanun hükmünü veya yetkili merciin emrini yerine getirme nedenlerinin uygulama alanı bulma imkanı yoktur. Bkz. yTCK m. 25/1. 765 Türk Ceza Kanunu’nun hükme bağlamadığı hakkın kullanılması ve mağdurun rızası hukuka uygunluk nedenleri Kanunda yer almamasına rağmen uygulanmakta iken 5237 sayılı TCK (yTCK) bu hukuka uygunluk nedenlerini de hükme bağlamıştır.
Bkz. “Marka Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri”. s.  130
. Keskin, a.g.e., s. 144 vd. 765 sayılı TCK; “bir kimsenin işleme kastı (dolayısıyla taksirli suçlara teşebbüsün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır) taşıdığı cürümü (dolayısıyla kabahatlere teşebbüsün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır) elverişli araçlarla icraya başlayıp kendisi dışındaki nedenlerle icra hareketlerini tamamlayamaması” halinde eksik teşebbüs (765 sayılı TCK m. 61), “icra hareketlerini bitirmiş olup da kendisi dışındaki sebeplerle sonucun meydana gelmemesi” halinde ise tam teşebbüsü (765 sayılı TCK m. 62) düzenleyerek cezaların farklı oranda indirimini hükme bağlamıştı. Ancak suça yönelik icra hareketlerinin parçalara bölünemeyeceği suç tiplerinde eksik teşebbüsün, sonucu hareket bitişik suçlarda da tam teşebbüsün mümkün olmadığı bilinmektedir. “..failin suç tipinde tarif edilen hareketi yapmasıyla birlikte tamamlanan ve belirli bir sonucun meydana gelmesine ihtiyaç olmayan suçlar bakımından suçun tamamlanmasıyla teşebbüsü birbirinden ayırmak bazı güçlükler göstermektedir…..ilke olarak bu tür suçlar yapıları gereği teşebbüse müsait değildirler.” (İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 351). Centel vd, a.g.e., s. 459. Elverişli araç konusunda (Bkz. İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 321). Bu konuda doktrindeki görüşler hakkında (Bkz. Centel vd, a.g.e., s. 461 vd). İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 336. Ayrıca olası kastla işlenen suçlarla ihmali suçların teşebbüse elverişli olup olmadığı tartışmalıdır. (Özbek, a.g.e., s. 413). Aydın, a.g.e., s. 79. İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 369. İcra hareketlerini gerçekleştiren kişi üzerinde üstün hakimiyet kuran arka plandaki kişi dolaylı fail olarak isimlendirilir. İcra hareketlerini gerçekleştiren kişi araç olarak kullanılmıştır. (İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 399). TCK m. 37/2 dolaylı failliği düzenlemiştir. Azmettirme, kişiye suç işleme kararı verdirilmesidir. Başka deyişle ‘azmettirenin yönlendirmesi olmasaydı suç işlenmeyecekti’ denilebilecekse azmettirme söz konusudur. (Centel vd, a.g.e., s. 527). Bkz. yTCK m. 38. 556 sayılı KHK’nın 61/A maddesi ikinci fıkrasında tüm marka suçları için TCK 64, 65, 66 ve 67. maddelerinin uygulanacağını belirtmiştir ki, bu hükümler 765 sayılı TCK’nın iştiraki düzenleyen hükümleridir. Bugün yTCK ‘da hükümlerin madde numaraları farklı ise iştirak hükümlerinin geçerli olduğunu anlamak gerekir.
Bkz: aş. s.  126
. yTCK m. 43 zincirleme suçu, 44 ise fikri içtimayı hükme bağlamaktadır. İncelediğimiz suç tipine benzer bir suç olan ‘kimlik beyanından imtina’, 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nda (TCK m. 528) başlı başına ‘ammenin nizamına müteallik kabahatler’ başlığı altında bir kabahat olarak düzenlenmişti. Ancak 01.06.2005 tarihinden itibaren bugün yürürlükte olan 5237 sayılı yeni TCK, kabahatleri kapsamından çıkardığından bu suçla ilgili bir düzenlemeyi de kapsamamaktadır. Önceden TCK kapsamında yer alan kabahatler artık 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile düzenlenmiştir. Görünüşte içtima için bkz. (Özbek, a.g.e., s. 454). Keskin, a.g.e., s. 119. DÖNMEZER, Sulhi, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, göz. geç. ve yen. 15. bs., İstanbul, 1998, s. 379. Nakleden Keskin, a.g.e., s. 120. 765 sayılı eski TCK m. 528 bir aya kadar hafif hapis öngörmekteydi. Tutuklama kararının verilmesi hakkında Bkz. CMK m. 101. 556 sayılı KHK 61/A son fıkra: “(a), (b) ve (c) bentlerinde sayılan suçlar, hizmetlerini yaptıkları sırada bir işletmenin çalışanları tarafından doğrudan doğruya veya emir üzerine işlenmişse çalışanlar ve suçun işlenmesine mani olmayan işletme sahibi, müdür veya temsilcisi ve hangi unvan ve sıfatla olursa olsun işletmeyi fiilen yöneten kişi de aynı surette cezalandırılır. Bir tüzel kişinin işleri yürütülürken bu maddede sayılan suçlardan biri işlenirse, tüzel kişi, masraflar ve para cezasından müteselsilen sorumlu olur. Fiile iştirak edenler hakkında olayın mahiyetine göre 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 64, 65, 66 ve 67’nci maddeleri hükümleri uygulanır. Bu maddede sayılan suçlardan dolayı kovuşturma şikayete bağlıdır. Bu madde hükümlerinin uygulanmasında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 344’üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi uygulanmaz. Marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayandan başka, 61’inci maddede sayılanlar dışında kalan suçlarda Enstitü; marka hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken kimlik bildiriminin gerçeğe aykırı olarak yapılması ile korunan bir marka hakkının sahibi olmadığı veya koruma süresinin bittiği veya herhangi bir sebeple marka hakkının hükümsüzlüğü veya marka korumasından doğan hakkının sona ermesi durumlarında; kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticari evrakına veya ilanlarına, hukuken korunan bir marka hakkı ile ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde işaretler koyma veya bu amaçla ilan ve reklamlarda bu tarzda yazı, işaret veya ifadelerin kullanılması durumlarında, 8.3.1950 tarihli ve 5590 sayılı Kanun veya 17.7.1964 tarihli ve 507 sayılı Kanuna tabi kuruluşlar ve tüketici dernekleri de şikayet hakkına sahiptir. Şikayetin fiil ve failden haberdar olma tarihinden itibaren iki yıl içinde yapılması gerekir. Bu kapsamdaki suçlarla ilgili şikayet, acele işlerden sayılır. Marka hakkı başvurusu veya marka korumasından doğan haklara tecavüz dolayısıyla üretilmesi cezayı gerektiren eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, gereç, cihaz, makine gibi vasıtaların zapt edilmesi veya el konulması veya yok edilmesinde, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 36’ncı maddesi hükmü ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” Keskin, a.g.e., s. 122. Tüketici, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde “bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişidir” olarak tanımlamaktadır.
Bkz: aş. s.  126
. Aydın, a.g.e., s. 79. İçel/Donay, a.g.e. (Karş. ve Uyg. Ceza Hukuku), s. 127. İçel/Donay, a.g.e., (Karş. ve Uyg. Ceza Hukuku), s. 129. Keskin, a.g.e., s. 122. Tekinalp, a.g.e. (Fikri Mülkiyet Hukuku), s. 486. Aydın, a.g.e., s. 80.
Kast ve taksire ilişkin genel açıklamalar için Bkz: yuk. s.  71
.
Bkz: yuk. s.  71
vd. Bkz. yTCK m. 21. yTCK m. 29.
Bkz: aş. ‘Marka Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri’, s.  126
. İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 108. 556 sayılı KHK m. 29. Başvuru şartları KHK’nın 23. maddesinde belirtilmiştir. Ancak marka başvurusunda bulunanın kimlik bilgileri, markanın çoğaltmaya elverişli örneği, markanın kullanılacağı mal ve hizmetlerin listesi ve başvuru ücretinin ödendiğinin gösterir belgelerin eksikliği halinde Enstitü süre vermez, başvuruyu reddeder. 556 sayılı KHK m. 30. Keskin, a.g.e., s. 122. İçel/Donay, a.g.e. (Karş. ve Uyg. Ceza Hukuku), s. 123. Bkz. yTCK m. 28/1. Hukuki hata kavramı için Bkz. yTCK m. 4, (Sözüer, a.g.e., s. 488). İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 94.
Bkz: yuk. s.  75
vd. Mağdurun kamu olduğu suçlar için rıza kavramı kabul edilemez. Benzer tartışma, uzlaşma kurumunun kamuya yönelik suçlarda uygulanıp uygulamayacağı ile ilgili olarak tartışılmıştır. Zira uzlaşma kurumunda da kamu adına bir temsilcinin kamuyu temsil ederek uzlaşması mümkün görülmemiştir. (Ünver/Hakeri, a.g.e., s. 318). İcra hareketlerinin başlangıcı konusunda (Bkz. İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 336).
Bkz: aş. s.  57
. Bkz. 556 sayılı KHK m. 15-22. Bkz. 556 sayılı KHK m. 16. Aydın, a.g.e., s. 82. Deneyim Yayıncılık Kurulu, a.g.e., s. 72. Aydın, a.g.e., s. 83. Karahan, a.g.e., s. 75. Deneyim Yayıncılık Kurulu, a.g.e., s. 73. Karahan, a.g.e., s. 77. FİDAN, İsmail, Marka Hakkının İhlali, (Y.Lisans Tezi), Ankara, 2001, s. 60.
556 sayılı KHK’nın 61/A (d) bendi AYM tarafından iptal edilmiştir. Bkz: aş. s.  130
. Karş.görüş, Aydın, a.g.e., s. 85. Bkz. Keskin’in ifadenin taksir olarak anlaşılabileceği hakkındaki görüşü (Keskin, a.g.e., s. 124) İçel vd, a.g.e., (Suç Teorisi), s. 350.
Bkz: aş.s.  126
. Keskin, a.g.e., s. 124. Keskin, a.g.e., s. 124.
Bkz: aş. Marka Suçlarında Genel Olarak Fail ve Diğer Sorumlular, s.  126
. Aydın, a.g.e., s. 87. Aydın, a.g.e., s. 88.
Bkz: aş. ‘Marka Suçlarında Özel Hukuka Uygunluk Nedenleri’, s.  130
. Albayrak, a.g.e. (Fikir ve Sanat Eserleri..), s. 180.
Bkz: aş.s.  126
. Keskin, a.g.e., s. 129. CENGİZ, Dilek, Türk Hukukunda İktibas veya İltibası Suretiyle Marka Hakkına Tecavüz, İstanbul, 1995, s. 8 vd. (aktaran Kesin, a.g.e., s. 133). Ocak, a.g.e. (Markaya Tecavüz), s. 15. Aydın, a.g.e., s. 92. Aydın, a.g.e., s. 91. Yargıtay 11. HD. 8.6.2000, E. 4615/K. 5298, (aktaran Karahan, a.g.e., s. 90). Aydın, a.g.e., s. 92.
Bkz: yuk. s.  55
vd. TPE, Markalar, s. 10. FİDAN, İsmail, Marka Hakkının İhlali, (Y.Lisans Tezi), Ankara, 2001, s. 40., Aydın, a.g.e., s. 93. Arkan, a.g.e. (Marka Hukuku), s. 102. Fransız hukukunda bu iki durumun varlığı hallerinde alıcıların karıştırdıkları sonucuna ulaşılmıştır.(Ocak, a.g.e., s. 22). Arseven, s. 139. (aktaran Ocak, a.g.e., s. 22). Bu konuda bkz. Yargıtay 11. HD. 30.12.1982, E. 5229, K. 5749 (Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, Mevzuat Bilgi Bankası, güncelleme: 2006/1, yararlanma tarihi: 20.01.2006) Ocak, bu konuda tağyir kavramını kullanmaktadır. (Ocak, a.g.e., s. 31). Fidan, a.g.e., s. 34. Fidan, a.g.e., s. 35. Fidan, a.g.e., s. 36. “..düz PAKSOY markası ile tescili istenen kenarı tırtıllı oval bir şekil içinde üstte AKSOYLAR ibaresi yazılı ve ortada yine oval içinde ağzı kapalı bir kerpeten resminin bir bütün olarak ele alındığında ilk bakışta mana, biçim ve telaffuz bakımından benzerlikleri bulunmadığı anlaşıldığından..” (Danıştay 12. D., 7.4.1970, E. 69/2241, K. 70/967, (aktaran Karahan, a.g.e., s. 93). Ocak, a.g.e., s. 31. “…çıplak gözle bakıldığında gözde bıraktığı izlenim, görünüş, okunuş itibariyle davalı markasının orta seviyedeki tüketici kesimi yanıltabilecek düzeyde davacı markası ile benzerlik taşıdığı görülmektedir” Yargıtay 11. HD., 23.1.1998, E. 1997/7938, K. 1998/158, (aktaran Karahan, a.g.e., s. 105). Fidan, a.g.e., s. 37. Ocak, a.g.e., s. 30. Ocak, a.g.e., s. 33.
Bkz: yuk. ‘Hakkın Tükenmesi’, s.  59
. Arkan, a.g.e., (“Marka Hakkına Tecavüz- İşaretin Markasal Olarak Kullanılması Zorunluluğu?”), s. 10. Arkan, a.g.e., (Marka Hukuku), s. 215. Arkan, a.g.e., (“Marka Hakkına Tecavüz-İşaretin Markasal olarak kullanılması Zorunluluğu”), s. 8. Arkan, a.g.e., (Marka Hukuku), s. 216 (aktaran ÖZEL, Çağlar, Marka Lisansı Sözleşmesi, Ankara, 2002, s. 180). Tekinalp, a.g.e., (aktaran Çağlar, a.g.e., s. 180). Aydın, a.g.e., s. 96. Yargıtay 7. CD. 11.06.2003 – 23283/4581, Yargıtay 7. CD. 15.04.2003 – 19284/1287, Yargıtay 7. CD. 20.10.2000 – 10157/13353 (aktaran Meran, a.g.e., s. 271). AYM 2.3.2004, 2002/92 E., 2004/25 K. “İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bergama Asliye Ceza Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU: 24.6.1995 günlü, 556 sayılı Markaları Korunması Hakkında Kanunu Hükmünde Kararname’nin 61. maddesinin (d) bendinin ve aynı kararnameye 4128 sayılı Yasa ile eklenen 61/A maddesinin (c) bendinin, Anayasanın 7, 13, 33, 38, 64 ve 91. maddelerine aykırılığı savıyla iptalleri istemidir. …………………………………… ESASIN İNCELENMESİ: ....İtiraz yoluna başvuran Mahkeme 24.6.1995 günlü, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61. maddesinin (d) bendi ile 4128 sayılı Yasa’nın 5. maddesiyle eklenen 61/A maddesinin (c) bendinin Anayasa’ya aykırılığını ileri sürerek iptalini istemektedir. Ancak, davada uygulanacak olan 61/A maddesinin (c) bendi, 61. maddede bentler halinde belirtilen eylemlerin tümü için geçerli ortak niteliği taşımaktadır.Somut olayda dava, 61. maddesinin (d) bendinde belirtilen eyleme ilişkin bulunduğundan 61/A maddesinin (c) bendinin esasına ilişkin incelemenin 61. maddenin itiraz konusu (d) bendi yönünden sınırlı olarak yapılması gerekir. B. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu Başvuran Mahkeme, kanun hükmünde kararnamelerle suç oluşturulamayacağını ve sözleşmeden doğan borç için hapis cezası öngörülemeyeceğini ileri sürerek, 24.6.1995 günlü, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61. maddesinin (d) bendi ve aynı Kararnameye, 4128 sayılı Yasa ile eklenen 61/A maddesinin (c) bendinde yer alan kuralların, Anayasa’nın 7., 13., 33., 38., 64. ve 91. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek iptalini istemiştir. 1. 61. Maddenin (d) Bendinin İncelenmesi ............. İtiraz konusu 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinde, 61/A maddesinde ceza öngörülen eylemler düzenlenmektedir. Suç ve cezalara ilişkin esasları düzenleyen 38. madde Anayasa’nın ikinci kısmının ikinci bölümünde yer aldığından bu konudaki düzenlemelerin kanun hükmünde kararname ile yapılması olanaklı değildir. Bu nedenle, itiraz konusu 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61. maddesinin (d) bendi Anayasa’nın 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir. .............. 2. 61/A Maddesinin (c) Bendinin İncelenmesi Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin (c) bendi, 4128 sayılı Yasa ile eklendiğinden Anayasa’nın cezaların yasa ile düzenlenmesine ilişkin 38. maddesine uyulmuştur. Ayrıca, Anayasa’da Kanun Hükmünde Kararnamelerin yasayla değiştirilmesini veya bunlara madde eklenmesini engelleyen bir kural da bulunmamaktadır. Öte yandan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Marka hakkında tecavüz sayılan fiiller” başlığını taşıyan 61. maddesinin (d) bendi delaletiyle, 61/A maddesinin itiraza konu (c) bendinde düzenlenen marka hakkında tecavüz suçu bakımından, yasa koyucunun suç kabul ederek yaptırıma bağladığı eylem, Anayasa’nın 38. maddesinde yazılı “bir kimsenin yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamayacağı”na ilişkin kural kapsamında görülemez. Zira Yasa’nın 61. maddesinin (d) bendinde tarif edilen eylem, sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek suçunu oluşturduğundan, 61-A maddenin (c) bendindeki ceza da sözleşmeden doğan bir suça ilişkin olmayıp, yasada belirtilen suça ilişkindir. Açıklanan nedenle, 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinin (d) bendi yönünden incelenen itiraz konusu 61/A maddesinin (c) bendi Anayasa’nın 38. maddesine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir...” (aktaran Albayrak, a.g.e., s. 166). Centel vd, a.g.e., s. 515. Centel vd, a.g.e., s. 515. Aydın, a.g.e., s. 36. Fidan, a.g.e., s. 65. Fidan, a.g.e., s. 66. Fidan, a.g.e., s. 67. İÇEL, Kayıhan/ ÜNVER, Yener, Kitle Haberleşme Hukuku, Kitle Haberleşme Hukuku (Basın-Radyo-Televizyon-Sinema-Video-İnternet), İstanbul, 2005, s. 468. Bunu engellemek için tanınmış markalar; markalarının aynı ve yakın benzerlerini internette alan adı olarak almışlarsa da bu konuda önce davranan bazı alan adı sahipleri, tanınmış marka sahiplerine alan adlarını büyük paralar karşılığı satma yoluna gitmiştir. Fidan, a.g.e., s. 71. Fidan, a.g.e., s. 72. (çevrimiçi) http://arbiter.wipo.int/domains/decisions/htlm/2001/d2001-0079. (aktaran Fidan, a.g.e., s. 73). Yargıtay 7.CD, 31.12.2002, 16066/20184 (aktaran Meran, a.g.e., s. 274). İçel/Ünver, a.g.e. (Kitle Haberleşme Hukuku), s. 480. İçel/Donay, a.g.e., s. 162 vd. Camcı, a.g.e., s. 11. Camcı, a.g.e., s. 26. Keskin, a.g.e., s. 135. Avrupa Mahkemesi, GRUR 1998-5, (aktaran Keskin, a.g.e., s. 136). Aydın, a.g.e., s. 38 vd. Anayasa m. 137: “….Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir surette yerine getirilemez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurutulamaz...” Aydın, a.g.e., s. 39. Aydın, a.g.e., s. 40. Cezanın şahsiliği Anayasa’nın 38. maddesinde de güvenceye alınmıştır. Hafızoğulları (aktaran Aydın, a.g.e., s. 40). ÜNVER, Yener, “Ceza Hukukunda Objektif Sorumluluk”, Ceza Hukuku Günleri, (26-27 Mart 1997), İstanbul, 1998, s. 130 vd. Bkz. yTCK m. 20/2. Madde gerekçesinde ‘tüzel kişilerin suç faili sayılıp sayılmaması ile bunlara yaptırım uygulanmasının farklı sorunlar olduğu, ancak gerçek kişilerin fail olabileceği, ancak tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmedilebileceği’ belirtilmiştir. (YURTCAN, Erdener, Yeni Türk Ceza Kanunu, İstanbul, 2005, s. 57). YARSUVAT, Duygun, “Tüzel Kişilerin Ceza Sorumluluğu”, Prof. Dr. Sahir ERMAN’a Armağan, İstanbul, 1999, s. 892. ÖZGENÇ, İzzet, “Tüzel Kişinin Sorumluluk Ehliyeti, Anayasa Mahkemesinin Bir Kararı Üzerine Düşünceler”, Reha POROY’a Armağan, İstanbul, 1995, s. 328. Maddenin gerekçesinde hukuk güvenliği ve birliğinin sağlanması için diğer kanunlarda yalnızca özel suç tanımına ve yaptırımlarına yer verilmesi, diğer hususlarda ise bu Kanunda yer alan genel hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. (YURTCAN, Erdener, Yeni Türk Ceza Kanunu, 2005, s, 37).
Marka hakkının tükenmesi konusunda Bkz: yuk. s.  59
. 556 sayılı KHK m. 10. MARANGHIDIS, G.M., Intellectual Property Laws of Europe, U.K., 1999, s. 184 (aktaran Aydın, a.g.e., s. 44). Keskin, a.g.e., s. 158. “Lisans alanın şikayette bulunması halinde marka lisans sözleşmesinin celp ettirilip sözleşmede dava açma ve takip yetkisinin verilip verilmediğinin tetkik edilmesi gerekir” (Yargıtay 7. CD 21.09.2000, E. 2000/7686, K. 2000/11532) (aktaran Aydın, a.g.e., s. 191). Bkz. yTCK Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 3. Bu eşyaların müsaderesi için Kanun metninde iyiniyetli üçüncü kişiye ait olmamak aranmıştır. İyiniyetin tespiti neye göre yapılacağı belirsiz olmakla hüküm hatalıdır. Burada öne çıkan unsur, kişinin iyiniyeti değil, eşyanın suçla ilgisi olmalıdır. Bu eşyalar için ise kamu güvenliği, kamu sağlığı ve genel ahlak açısından tehlikeliliği aranmaktadır. Burada örneğin bir taklit markalı tişört üretimi halinde, tişört üzerindeki bir işaretin ahlaka aykırı olduğu savunularak müsaderesinin mümkün olacağı ortaya çıkmaktadır. Kanımızca böyle bir düzenlemede konulan tehlikeliliğin tespiti güç olmakla birlikte müsadere kurumunun amacıyla hiçbir alakası da yoktur. 765 sayılı TCK hükümleri ile KHK hükümleri bakımından (Bkz. ALBAYRAK, Mustafa, “Markaların Korunması Hakkında KHK’ya göre Müsadere”, FMR, Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, yıl. 3, sayı. 2003/2, s. 13 vd). Centel vd, a.g.e., s. 762. Centel vd, a.g.e., s. 762. KARAN, Gülay, AB Mevzuatıyla Mukayeseli Olarak Taklit Markalı Ürünlere İlişkin Gümrük Uygulamaları: El Koyma ve İmha Prosedürü, I. İstanbul Fikri Mülkiyet Hukuku Sempozyumu, 05-06 Mayıs 2005, İstanbul Ticaret Üniversitesi, s. 31. Karan, a.g.e., s. 32. Karan, a.g.e., s. 34. Yargıtay 11. HD., 11.11.2003, E. 2003/4347, K. 2003/10776, 13.02.2004, E. 2003/1368, K. 2004/1201 (aktaran Karan, a.g.e., s. 34). Karan, a.g.e., s. 36. Karan, a.g.e., s. 38. Karan, a.g.e., s. 41. “Mahkemece sanıklara ait işyerinin yasada belirtilen şekilde olmayıp geçici bir depo mahiyetle olduğundan bahisle işyerinin kapatılmasına yer olmadığına karar verilmişse de, geçici olarak kullanma tahsisinin süresi belli olmadığı gibi; söz konusu deponun çay dolumu yapılması amacına yönelik olarak kullanıldığı anlaşıldığından işyerinin kapatılması kararı verilmesi gerektiği..” (Yargıtay 7. CD., 07.05.1996, E. 1996/3706, K. 1996/3430) (aktaran Aydın, a.g.e., s. 188). Bu süreler 765 sayılı TCK’da dava zamanaşımı için beş yıl, ceza zamanaşımı için on yıldı.
Bkz: yuk. s.  108
vd. NOYAN, Erdal, Marka Hukuku, Ankara, 2003, s. 254. Noyan, a.g.e., s. 254. Bkz. 556 sayılı KHK m. 66. Bkz. 556 sayılı KHK m. 62 (f). KAYA, Arslan, “Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar”, İ.H.F.M., c:LV, Sayı: 4, Prof. Dr. Orhan Münil ÇAĞIL’a Armağan Sayısı, s. 173. ÖZTEK, Selçuk, Son Değişikliklerden Sonra Türk Patent Hukukunun Ana Hatları, Avrupa Araştırmalar Dergisi, c. 4, Sayı: 1-2, 1996, s. 55 (aktaran Keskin, a.g.e., s. 21). HIRSCH, Ernst, Fikri ve Sınai Haklar, Ankara, 1948, s. 78.(aktaran Aydın, a.g.e., s. 120). TEKİNALP, Ünal, “Yeni Patent Hukukunda Buluş Sahibi İlkesi ve Gasp Davalarına İlişkin Bazı Sorunlar”, İ.H.F.M., c:LV, sayı: 4, 1997, Prof. Dr. Orhan Münil ÇAĞIL’a Armağan Sayısı, s. 130. Buna karşılık gerçek buluş sahibinin haklarını devretse dahi başvuru ya da patent sahibinden buluş yapan olarak tanınmasını ve adının patentte belirtilmesini isteme hakkı vardır. Zira bu hak buluş sahibinin manevi hakkıdır ve manevi hak devredilemez. Buna uyulmaması 73/A hükmü gereği suç teşkil edecektir. Buluşun birden çok kişi tarafından gerçekleştirilmesi halinde taraflar arasında başka türlü kararlaştırılmadığı takdirde patent isteme hakkının bu kişilere müştereken ait olacağı, 551 sayılı KHK m. 11/2’de yer almıştır. 5. maddesinde patent verilerek korunacak buluşların genel tanıma yer verilen KHK’da, devam hükümlerde de bu maddede sayılan koşulların (yenilik, sanayiye uygulanabilirlik, tekniğin bilinen durumunu aşma) tanımlamaları yapılmıştır. Bkz. 551 sayılı KHK m. 6. Alman hukukunda bilgisayar yazılımlarının bağımsız olarak patent korumasına konu edilememesi tartışılmaktadır. Bu noktada kanun metninde yer alan ‘als solche (münhasıran)’ ifadesi öne çıkarılmaktadır. Tartışmada ‘münhasıran’ ifadesinden yola çıkılarak teknik özellik taşımayan programların patentten yararlanamaması kabulüne karşılık; teknik bilgisayar programlarının patente elverişli olduğu ve dolayısıyla software bilgisayar programlarının patent alabileceği belirtilmektedir. (Aktaran Keskin, a.g.e., s. 45). Deneyim Yayıncılık Kurulu, a.g.e., s. 191. Aktaran Keskin, a.g.e., s. 45. Deneyim Yayıncılık Kurulu, a.g.e., s. 181. SARAÇ, Tahir, Patentten Doğan Hakka Tecavüz ve Hakkın Korunması, Ankara, 2003, s. 140. Rüçhan hakkı, sahibinin başvurusu daha sonra olsa bile diğer başvurulara göre önce yapılmış sayılmasıdır. Tekinalp, s. 357. (aktaran Meran, a.g.e., s. 121). Buluşun tescilden önce bir sergide teşhiri ona rüçhan hakkı sağlayacak ve diğer başvurulara göre önce yapılmış kabul edilecektir. (çevrimiçi) http://www.tpe.gov.tr/patent.htm (Siteye giriş: 20.08.2005) 551 sayılı KHK, m. 6. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 173. (çevrimiçi) http://tpe.gov.tr/patent.htm (Siteye giriş: 20.08.2005) TPE, Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar, s. 18. TPE, Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar, s. 57. Keskin, a.g.e., s. 44. 551 sayılı KHK m. 84/2. 551 sayılı KHK m. 62/7. Aydın, a.g.e., s. 121. AYİTER, Nuşin, İhtira Hukuku, s. 3. (Ayiter; buluş hakkının buluşla aynı anda doğduğunu ancak tescilden sonra mutlak hak haline geldiğini savunmaktadır), Hirsch, Blum/Pedrazzi (aktaran Saraç, a.g.e., s. 31). Troller (aktaran Saraç, a.g.e., s. 31). Tarifnamede yer alacak hususlarla ilgili Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik’in 8. maddesinde ayrıntılara yer verilmiştir. Bkz. 551 sayılı KHK m. 55. Bkz. 551 sayılı KHK m. 56. Bkz. 551 sayılı KHK m. 56. Bu mutlak hak, maddi olmayan mallar üzerindeki haklardandır. Hakkın mutlak olması; bu hakkın herkese karşı ileri sürülebilmesini ifade eder. Keskin, a.g.e., s. 36. Donay/Erman, a.g.e., s. 15. İngiliz hukukunda ‘true entitlement’ veya ‘the proper claimant’ terimleri kullanılmaktadır.(Tekinalp, a.g.e., (Yeni Patent Hukukunda...), s. 129). 551 sayılı KHK m. 44: “Başvuruda buluşu yapan belirtilir. Eğer başvuruda bulunan buluşu yapan değilse veya buluşu yapan birden çok kişi ise başvuruda bulunan kişinin buluşu yapan veya yapanlardan patent isteme hakkını ne şekilde elde ettiği başvuruda açıklanır. Buluşu yapanın belirtilmemesi veya patent isteme hakkının ne şekilde elde edildiğinin açıklanmaması halinde başvurunun incelenmesi işlemi başlatılmaz” ifadesiyle başvuru sahibinin patent hakkını devretse dahi önem taşıdığını göstermektedir. Hatta bu bildirime aykırı davranmak KHK’nın 73/A maddesiyle suç olarak düzenlenmiştir. Tekinalp, a.g.e., (Yeni Patent Hukukunda...), s. 131. Saraç, a.g.e., s. 151. Yargıtay 11. HD., 24.02.2000, E. 2000/922, K. 2000/1475 (aktaran Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, İçtihat Bilgi Bankası, güncelleme: 2005/6, yararlanma tarihi: 18.07.2005). Aydın, a.g.e., s. 121. Buluş sahibinin henüz buluşunu yaptığı ancak patent belgesi için başvurmadığı bu dönemdeki hakkı doktrinde, buluşçu hakkı ya da patent isteme hakkı olarak da isimlendirilmektedir. (Saraç, a.g.e., s. 27). Saraç, a.g.e., s. 153. 551 sayılı KHK m. 82. HIRSCH, Ernst, Fikri ve Sınai Haklar, s. 3. Alman Federal Mahkemesi de; patentin verilmesini hukuki açıdan idari bir imtiyaz sözleşmesi olarak tanımlamaktadır -BGH GRUR 1974, 146, 147- (aktaran Saraç, a.g.e., s. 29). Saraç, a.g.e., s. 35. Kaya, a.g.e.,(Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 175. Saraç, a.g.e., s. 166. Saraç, a.g.e., s. 92. Bkz. Kaya, a.g.e.,(Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 192. Hantman, s. 620-625 (aktaran Saraç, a.g.e., s. 95). Saraç, a.g.e., s. 96. 551 sayılı KHK m. 75. Saraç, a.g.e., s. 100. Kaya, a.g.e.(Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 179. ORTAN, A. Necip, “Avrupa Patent Sistemi Açısından Türk Patent Hukukunun Durumu”, Patent Sistemleri ve Patent Ofis Organizasyonları Uluslar arası Sempozyumu, Ankara, 1992, s. 190. Ortan, a.g.e., s. 191. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 184. 551 sayılı KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 9. maddesinde istemlere ilişkin ayrıntılı düzenlemeye yer verilmiştir. 551 sayılı KHK m. 83. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 180. Saraç, a.g.e., s. 46. Aydın, a.g.e., s. 124. Amerikan Yüksek Mahkemesi 339 US 605 (aktaran Saraç, a.g.e., s. 51). Saraç, a.g.e., s. 51. Saraç, a.g.e., s. 50. Saraç, a.g.e., s. 54. Patentin korumasının istemlerle doğrudan ilgili olduğu yukarıda açıklanmıştır. Örneğin ‘boyutları 10-15 cm. arasında olan ve ağırlığı 1 kg. olan diz üstü bilgisayar’ bir buluş olarak ortaya çıksa, bu buluşta, ağırlık ve boyutlar istemleri belirleyecek ve buluşun yeniliğini ortaya koyacaktır. Zira piyasada dizüstü bilgisayar olmasına karşın bu buluşa ‘buluş’ niteliği katan bu boyutlarıdır. Eğer bu istemlerden vazgeçilirse konu edilen buluş, yenilik niteliğini kaybedecek, dolayısıyla patente konu olamayacaktır. Zira zaten diz üstü bilgisayar daha önce buluş olarak tescillenmiştir. Bu durumda vazgeçme patentin tümünü etkileyeceğinden geri kalan kısmı geçersiz olduğundan devam etmeyecektir. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 178. Tekinalp, a.g.e., (Yeni Patent Hukukunda..), s. 134. Hükümsüzlük, hukuk düzenince öngörülen sebeplerin varlığında yargısal bir kararla patentin ortadan kaldırılması olarak tanımlanmakta, ancak patentin ortadan kaldırılmasının sicilden silinmesini gerektirdiği belirtilmektedir. (SARAÇ, Tahir, “Patent Hukukunda Hükümsüzlük Davaları”, I. İstanbul Fikri Mülkiyet Hukuku Sempozyumu 05-06- Mayıs 2005, İstanbul, s. 116). 551 sayılı KHK m. 130/2. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 200. Bkz. 551 sayılı KHK m. 76. ORTAN, A. Necip, “Çalışanların Buluşları”, I. İstanbul Fikri Mülkiyet Hukuku Sempozyumu 05-06- Mayıs 2005, İstanbul,.s. 190. 551 sayılı KHK m. 17. Bkz. 551 sayılı KHK m. 20. 551 sayılı KHK m. 31. Hubman/Götting/Forkel, s. 185 (aktaran Saraç, a.g.e., s. 103). Saraç, a.g.e., s. 108. Saraç, a.g.e., s. 109. Saraç, a.g.e., s. 104. Saraç, a.g.e., s. 104. Tekinalp, a.g.e.,(Yeni Patent Hukukunda...) s. 566. Aydın, a.g.e., s. 127. Ortan, a.g.e., s. 138. Japon Hükümet yetkilisi Korekiyo Takahashi hazırladığı raporda “ABD’nin büyük bir ülke olmasının nedenin patent sistemi olduğunu ve Japonya’nın da bu sisteme sahip olması gerektiğini” belirtmiştir. (YALÇINER, Uğur vd., a.g.e., s. 64). Kanımızca geçen yüzyılın ortalarında hazırlanmış rapor Japon Hükümetince iyi anlaşılmış olmalı ki, bugün dünyada Japonya, patent alanında önde giden ülkelerden biri konumuna gelmiştir. Azgelişmiş ülke ekonomilerine yönelik Robert Solow tarafından formüle edilen ‘Solow Modeli’ne göre üç temel üretim faktöründen biri teknik ilerlemedir (diğer ikisi ise emek ve sermaye olarak formüle edilmiştir) Yüksel, a.g.e., s. 13. Ortan, a.g.e., s. 138. Özellikle yarı iletken alet imalat prosesinde Tayvan’ın %84, Kore’nin %43 gibi önemli bir paya sahip oldukları belirtilmektedir. (Yalçıner vd., a.g.e., s. 71). Finansal Forum Gazetesi “Çin Nereye” başlıklı haber, 17.12.2005. Camcı, a.g.e., s. 4. Yüksel, a.g.e., 24. Donay/Erman, a.g.e., s. 16. Patente yönelik hakkı düzenleyen 136. madde; başvurunun yayınlanmasından sonra başvuru sahibinin tecavüze karşı hukuk ve ceza davası açabileceğini düzenlemektedir. 5194 sayılı Kanun ile bu maddenin 3. Fıkrasına “…ancak mahkeme patent ve faydalı modelin verildiğine ilişkin ilanın ilgili bültende yayımlanmasından önce öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez” hükmü eklenmiştir. 5194 sayılı Kanun öncesi hükümde “tespit davaları” ifadesi kullanılmış, 5194 sayılı Kanun ise hükmü genişleterek yalnızca davalar değil “tespit” ifadesi kullanılarak hükmün genişletilmesi hedeflenmiştir.
Bkz: yuk. "KHK ile Suç İhdası” s.  61
. Aydın, a.g.e., s. 119. Sınai hakların mülkiyet hakkı çerçevesinde görülmesi kabul gördüğünden ‘malik’ ya da ‘sahip’ kelimelerinin kullanılması olağandır. Aydın, a.g.e., s. 33. Albayrak, a.g.e., s. 369. Keskin, a.g.e., s. 54.
Bkz: yuk. s.  63
. 44. maddenin 1. fıkrası, söz konusu suç tipini ilgilendirmekte olduğundan yalnızca bu fıkraya yer verilmiştir. Tekinalp, a.g.e.(Yeni Patent Hukukunda...), s. 56. Aydın, a.g.e., s. 132. Elbette patent belgesi alındıktan sonraki lisans verme, rehin gibi tasarruflar Enstitü’ye bildirilecektir. Ancak burada sözü edilen, tescil öncesinde yapılan ve Enstitü’ye bildirme zorunluluğu olmayan tasarruflardır. 551 sayılı KHK m. 44/2: “Buluşu yapanın belirtilmemesi veya patent isteme hakkının ne şekilde elde edildiğinin açıklanmaması halinde başvurunun incelenmesi işlemi başlatılmaz.” Aydın, a.g.e., s. 132.
Bkz: Kast ve türleri için yuk. s.  71
vd.
Bkz: Kusurluluğu etkileyen nedenler için yuk. s.  75
. Bkz. yTCK m. 29. İçel vd., a.g.e., (Suç Teorisi), s. 287. Yanılgı ve sapma, kusurluluğu etkileyen nedenlerdendir. Unsurda esaslı yanılgı kusurluluğu ortadan kaldıracaktır. Unsurda yanılgı “suçun maddi unsurlarına ilişkin hususlardaki bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgidir.” Esaslı yanılgı ise “Fail eylemi gerçekleştirirken yanılmamış olsa idi eylem suç oluşturmayacaktı idiyse yanılgı esaslıdır” şeklinde açıklanmaktadır. (İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 276). Yürürlükteki 5237 sayılı TCK’da kanun hükmünü yerine getirme, yetkili merciin emrini yerine getirme (m. 24), meşru savunma ve zorunluluk hali (m. 25), hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası (m. 26) hukuka uygunluk nedenleri olarak düzenlenmiştir. Ancak kanunsuz emir ilkesi gereği, suç sayılan emrin yerine getirilmesi sorumluluğu kaldırmayacaktır. Patent sisteminin kendine özgü kuralları gereği patent suçlarında genel hukuka uygunluk nedenlerinin yanı sıra, bazı nedenler de hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmektedir. Bunlar ayrı ayrı açıklandıkları üzere, patent hakkının tükenmesi, işçi buluşları, zorunlu lisans, önalım hakları olarak belirtilmekte ve patent haklarının başka bazı kurumları da eklenerek genişletilmekte ya da daraltılabilmektedir. Marka suçlarında tüzel kişiler tüm marka suçları için sorumlu tutulurken, patent suçlarında yalnızca tecavüz suçu için sorumluluk öngörülmüştür.
Bu özel sorumluluk halinin iştirak olarak değerlendirilemeyeceği hakkında Bkz: yuk. s.  77
. Centel vd, a.g.e., s. 501. Türk Patent Enstitüsü, tüzel kişiliğe sahip, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı, özel bütçeli bir kurumdur. 5000 sayılı Kanun (R.G. 19.11.2003, 25294) m. 1 ile kurumun bu özelliklerini hükme bağlanmıştır. 5237 sayılı TCK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5. maddesi ağır para cezalarını adli para cezasına dönüştürmüştür: “Özel ceza kanunları ile ceza içeren kanunlarda öngörülen ‘ağır para’ cezaları, ‘adli para’ cezasına dönüştürülmüştür. Bu Kanunlarda Türk Ceza Kanununda belirlenen cezalar sistemine uygun değişiklik yapılıncaya kadar birinci fıkrada belirtilen kanunlarda alt ve üst sınırlardan birisi veya bunlardan her ikisi gösterilmemiş olmakla birlikte, alt veya üst sınırlar arasında uygulama yapılmasını gerektirir nitelikteki adli para cezalarında cezanın alt sınırı dörtyüzellimilyon, üst sınırı yüzmilyar Türk Lirası olarak uygulanır. Bu fıkra hükümleri nispi nitelikteki adli para cezaları hakkında uygulanamaz.” Bizim hukukumuzda patent numarası kullanılır. Hatta 551 sayılı KHK m. 69, patent başvurusundan veya patent hakkından doğan hakların üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için başvurunun veya patentin numarasının üçüncü kişilere bildirilmesini zorunlu kılmıştır. Aynı şekilde ürünün ambalajı, basılı evrak, ilan veya reklamda patent başvurusu veya hakkı olduğu izlenimini uyandıran beyanlar olduğu takdirde başvuru veya patentin numarasının da belirtilmesini şart koşmaktadır. (Bkz. 551 sayılı KHK m. 69).
Bkz: aş. s.  205
. Saraç, a.g.e., s. 119. Her ne kadar korumayı belirtmek için patent numarasının belirtilmesi zorunluluğu KHK ile (551 sayılı KHK m. 69) getirilmişse de bu zorunluluk, üçüncü kişilere karşı ileri sürülecek hak ve beyanlar için düzenlenmiştir. İsteyen patent sahibinin patent numarası dışında cümle veya kelime kullanmasına ise bir engel yoktur. Keskin, a.g.e., s. 57. Aydın, a.g.e., s. 134. yTCK m. 28. İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 4. Rıza, suçun oluşumu açısından fiilin işlenmesinden önce veya en geç işlendiği sırada açıklandığında etkili olur. (Yeni Türk Ceza Kanunu 26. madde gerekçesi) (YURTCAN, Erdener, Yeni Türk Ceza Kanunu, 2005, s. 70).
Bkz: aş. s.  206
. TCK m. 35/1: “Kişi işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” Keskin, a.g.e., s. 58. Aydın, a.g.e., s. 134. Aydın, a.g.e, s. 135. Keskin, a.g.e., s. 58.
Bkz: yuk. Tescil, s.  145
. 551 sayılı KHK m. 62. 765 sayılı (Mülga) TCK m. 503 “Bir kişiyi kandırabilecek nitelikte hile ve desiseler yaparak hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendine veya bir başkasına haksız bir menfaat sağlayan kişiye...” ifadelerini kullanmakta iken, 5237 sayılı TCK m. 157 ile “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendine veya bir başkasına yarar sağlayan kişiye...”, hükmü getirilmiştir. Kanımızca yeni TCK ile hüküm ifadesinde bazı değişiklikler olmuşsa da uygulamada tipe uygun eylem unsurunda bir değişiklik olmamıştır İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 110. İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 155. yTCK m. 157. Keskin, a.g.e., s. 58.
Bkz: aş. s.  205
. yTCK bazı maddelerinde belirli suçlardan tüzel kişinin yarar sağlaması durumunda tüzel kişi hakkında güvenlik tedbirine hükmedilebileceğini hükme bağlamıştır. Örneğin, rüşvet, bilişim suçları gibi suçlarda bu yönde düzenleme vardır. Gerçek hak sahibi, her zaman patent hakkı sahibi olmayabilir. Örneğin, inhisari lisans alan kişi de sonradan devraldığı hak üzerinde tek yetkili olduğundan belirli süre ve şartlar içinde patent sahibi, patent üzerinde devir, lisans gibi işlemlere yetkili değildir. Bu durumda inhisari lisans alan, suçun mağdur konumunda olacaktır. Suç tipinde yarar elde etmek ya da zarar vermek aranmamıştır. Patentin lisansı ile ilgili hükümler, KHK’nın 94-120. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemelere zorunlu lisans da dahildir. Saraç, a.g.e., s. 117. TD. 15.3.1971, E. 1970/1922, K. 1971/1954, (aktaran Saraç, a.g.e., s. 119). Saraç, a.g.e., s. 125. Saraç, a.g.e., s. 125. Saraç, a.g.e., s. 119. Keskin, a.g.e., s. 59.
Kast karinesi hakkında bkz: yuk. s.  71
.
Bkz: aş. s.  20 5
.
Bkz: aş. s.  205
. KHK düzenlemesinde 22.06.2004 tarihli ve 5194 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle faydalı model hakkına yönelik suçlar da madde kapsamına alındığından 165. maddeye yapılan atıf da 5194 sayılı Kanunla eklenmiştir. Faydalı modelde koruma süresi 10 yıldır. (Bkz. 551 sayılı KHK m. 164). Patent ve faydalı model başvurularında ödenen başvuru ücreti, inceleme ve araştırma ücretleri dışında bu hakların koruma süresi devamınca her yıl için ayrı bir ücret ödenmektedir. Bu ücretler Enstitü tarafından belirlenir. (TPE, Patent ve Faydalı Model Belgesi Kılavuzu, Mart 2004, s. 25). Keskin, a.g.e., s. 62. Vazgeçme, Patent siciline kayıt tarihi itibarıyla sonuç doğurur. (Keskin, a.g.e., s. 62).
Bkz: yuk. s.  154
vd. Aydın, a.g.e., s. 140. İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 155. İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 155. Mücbir sebeple ilgili talebin, hakkın sona erdiğine ilişkin ilanından itibaren 6 ay içinde yapılması gereği vardır. KHK, bu durumda patentin yeniden geçerlilik kazanmasının Enstitü’nün kararı ile olacağını düzenlemiştir. (Bkz. 551 sayılı KHK m. 134).
Bkz: aş. s.  206
.
Bkz: aş. s.  210
. Doktrinde aynı suç işleme kararı “failin hareketleri arasında bulunması gereken sübjektif bağlantı” olarak tanımlanmakta ve “her hareketin bir öncekinin devamı gibi gözükmesi” şeklinde açıklanmaktadır. (İçel vd, a.g.e. (Suç Teorisi), s. 445).
Bu konuda Bkz: yuk. s.  88
.
Bkz: aş. s.  205
. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise, başvurunun yayınlanmış olmasına dahi bakılmaz. (Bkz. 551 sayılı KHK m. 82). Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 185. Saraç, a.g.e., s. 170. Saraç, a.g.e., s. 172. Bernhardt/Krasser s. 545, (aktaran Saraç, a.g.e., s. 174). Bkz. 551 sayılı KHK m. 75. Saraç, a.g.e., s. 179. Saraç, a.g.e., s. 180. Aydın, a.g.e., s. 143. Aydın, a.g.e., s. 143. TPE, Patent ve Faydalı Model, s. 4. Saraç, a.g.e., s. 185. Aydın, a.g.e., s. 148. Alt lisans verme, lisans alanın da başkasına lisans hakkını verebilmesini ifade eder.
Bkz: yuk. s.  119
. Keskin, a.g.e., s. 67. Keskin, a.g.e., s. 68. Kaya, a.g.e., (Türk Hukukunda Patentten Doğan Haklar), s. 190. Saraç bu konuda 136. madde fiillerini doğrudan tecavüz, 74. madde eylemlerini dolaylı tecavüz olarak isimlendirmektedir. (Saraç, a.g.e., s. 164). 551 sayılı KHK m. 74: “Patent sahibinin patent konusu buluşun uygulanmasını mümkün kılan ve buluşun esasını teşkil eden bir kısmı ile ilgili unsurların veya araçların üçüncü kişiler tarafından, patent konusu buluşu kullanmaya yetkili olmayan kişilere verilmesini önleme hakkı vardır…” 5237 sayılı TCK’da hukuka uygunluk nedeni olarak rıza, suçun işlenmesinden önce veya en geç işlenmesi esnasında verileceğinden henüz ortada mağdur olmadığı düşünülerek ‘mağdur’ kavramı yerine ‘ilgili’ ifadesi kullanılmıştır. Ancak biz ceza hukukumuzda bu terim yerleşik olduğundan ve konunun daha açık ifadesini sağladığı kanaatiyle ‘mağdur’ kelimesini kullanacağız.
Bkz: yuk. ‘Patent Hakkına Getirilen Kısıtlamalar’ s.  156
. 551 sayılı KHK m. 20.
Bkz: aş. s.  205
. Keskin, a.g.e., s. 68.
Cezanın şahsiliği kuralıyla ilgi ve objektif sorumluluk bakımından Bkz: yuk. s.  122
.
Tüzel kişilerin ceza sorumluluğu hakkında Bkz: yuk. s.  122
vd. Aydın ve Keskin bu nedenleri hukuka uygunluk nedeni olarak belirlemekte, Saraç ise bu hakkın kapsamının sınırları olarak belirlemektedir. (Bkz. Keskin, a.g.e., s. 69 vd, Aydın, a.g.e., s. 125 vd, Saraç, a.g.e., s. 90 vd).
Bkz: yuk. s.  156
.
Bkz: yuk. s.  158
.
Bkz: yuk. s.  154
.
Bkz: yuk. s.  151
vd. Aydın, a.g.e., s. 50. Centel vd, a.g.e., s. 762. Centel vd, a.g.e., s. 762. Gayrımenkuller, hak ve alacaklara el koyma CMK m. 128 ile düzenlenmiştir. Aydın, a.g.e., s. 54. Keskin, a.g.e., s. 87. Tekinalp, a.g.e. (Yeni Patent Hukukunda Buluş Sahibi ve Gasp Davalarına İlişkin Bazı Sorunlar), s. 132. Tekinalp, a.g.e.(Yeni Patent Hukukunda..), s. 132. Tekinalp, a.g.e.(Yeni Patent Hukukunda..), s. 133. Bkz. ERGÜN, Mevcü, “Patentten Doğan Haklara Tecavüz Olmadığının Tespiti”, FMR-Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, yıl. 4, sayı: 2004/3, s. 35 vd. Yargıtay 11. H.D., 9.7.2002, E. 2002/4013, K. 2002/7210 (aktaran Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, İçtihat Bilgi Bankası, güncelleme: 2005/7, yararlanma tarihi: 15.09.2005), Yargıtay 11. H.D., T. 22.6.2004, E. 2003/11048, K. 2004/6959 (aktaran Kazancı Hukuk Otomasyon Programı, İçtihat Bilgi Bankası, güncelleme: 2005/7, yararlanma tarihi: 15.09.2005). Albayrak, a.g.e., s. 356. 551 sayılı KHK m. 137/1 (d). Tekinalp, a.g.e. (Fikri Mülkiyet), s. 607. Tekinalp, a.g.e. (Fikri Mülkiyet), s. 608.
Kaldı ki, uluslararası anlaşmalarla bazı yükümlülükler yüklenen ülkemiz; tüm sınai mülkiyet haklarını bugünkü düzenine kavuşturan mevzuat çalışmalarını ardı ardına KHK’lar çıkardığı 1995 yılında hayata geçirmiştir. Bir seri halindeki düzenlemeler, arkasında aynı iradeyi barındırması sebebiyle büyük benzerlikler içermektedir. Öyle ki, kanımızca, hukuki hatalar dahi tekrarlanmıştır. Örneğin, marka ve patent suçlarının Kanun değil KHK ile düzenlenmesi konusunda yaşanan tartışma devam ederken diğer sınai mülkiyet suçlarında da benzer yanlış yapılmıştır. KHK ile düzenleme konusunda (Bkz: yuk. s.  61
). Deneyim Yayıncılık Yayın Kurulu, a.g.e., s. 389. Deneyim Yayıncılık Yayın Kurulu, a.g.e., s. 390. Deneyim, a.g.e., s. 390. Bkz. 551 sayılı KHK m. 8.
Konu hk. Bkz: yuk. s.  140
. Deneyim Yayıncılık Yayın Kurulu, a.g.e., s. 391. TPE, Patent/Faydalı Model Belgesi Başvuru Kılavuzu, Aralık 2003, s. 21. 551 sayılı KHK. m. 161. 551 sayılı KHK m. 167, 168. TPE, Patent/Faydalı Model Belgesi Başvuru Kılavuzu, Aralık 2003, s. 23.
Bkz: yuk. Patent Suçları, s.  164
vd. Faydalı modeller için de patentte olduğu gibi korumayı belirten tescil numarası kullanılır. Buluşlar üzerinde kullanılan tasarruf yetkilerinin aynısı faydalı modeller üzerinde de vardır.
136. maddedeki fiiller için Bkz: yuk. s.  182
. Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (R.G. 27.6.1995-22326). SULUK, Cahit, “Tasarım Hukuku”, Ankara, s. 36. HESKETT, John, Industrial Design, s. 8. (aktaran Suluk, a.g.e., s. 38). KHK ile fikir ve sanat eserleri mevzuatındaki koruma farklıysa da 554 sayılı KHK, m. 1/sonda, KHK korumasının şartları varsa, 5846 sayılı FSEK’ya göre korumaya engel olmayacağını hükme bağlamıştır. FSEK, tasarımın korunabilmesi için eser niteliğinde olmasını aramaktadır. 1/B maddesinde eser tanımı “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar, veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade edecek şekilde kullanılmış ve 2-7. maddelerde eser kategorileri sayma yoluyla belirlenmiştir. Bunlardan başka bir kategori ihdas edilemeyecektir. Bu durumda bu koşulları taşıyan bir tasarım FSEK’ye göre de korumaya tabi olabilecektir. (Suluk, a.g.e., s. 585). 554 sayılı KHK m. 3/1 (a). Suluk, a.g.e., s. 38. Suluk, a.g.e., s. 40. 554 sayılı KHK m. 17. Gasp, “gerçek tasarım hakkı sahibi dışındaki bir kimse tarafından tescil başvurusu yapılması veya hak sahibi dışında biri adına tasarımın tescil edilmesidir”. (Suluk, a.g.e., s. 456). 554 sayılı KHK m. 19/1. Bu durumda, 48/A maddesinde düzenlenen suçun tipik eylem unsuruna gasp da dahil olacaktır. Zira 48/A maddesinin (c) bendinde ‘48. maddede sayılan fiillerin işlenmesinin suç teşkil edeceği’ düzenlenmiş, gasp da bu eylemlerden biri olarak dolaylı şeklide suçun tipik eylem unsurunu teşkil etmiştir. Bkz. 554 sayılı KHK m. 24. 554 sayılı KHK m. 37. 554 sayılı KHK m. 48/A/1 (a) Markalarda ambalaj veya hizmetle ilgili ürün üzerine konulan ® işareti tescilli olduğunu belirtmektedir. Suluk, a.g.e., s. 542. 554 sayılı KHK m. 48/A/1 (b). Bu konuda (Bkz. Suluk, a.g.e., s. 544). Suluk, a.g.e., s. 543. 554 sayılı KHK m. 48/A/1 (c). İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 403. İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 404. Jescheck (aktaran İçel vd., a.g.e. (Suç Teorisi), s. 405). 5237 sayılı TCK’da (m. 39) yardımda bulunma halleri açıkça sayılmış, ancak suçun işlenmesine mani olmamak bu haller içinde belirtilmemiştir. Bu nedenle kanımızca genel iştirak hükümlerine göre Kanunda açıkça yer almayan bir eylemin iştirak hükümlerine göre değerlendirilmesi yerinde değildir. Ancak konumuz olan suçlar bakımından mani olmayanların sorumlu tutulmasına KHK’da açıkça yer verildiği için buradaki sorumluluğu reddetmek olası değildir. Aydın, a.g.e., s. 43. Tüzel kişilerin cezai sorumluluğu oldukça tartışılmıştır. Her ne kadar tüzel kişiler hakkında hürriyeti bağlayıcı cezalar uygulanamayacaksa da 5237 sayılı TCK’nın 60. maddesinde tüzel kişiler hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerine yer verilmiştir. İznin iptali, müsadere gibi bazı güvenlik tedbirlerinin kanunda belirtilen özel hallerde tüzel kişilere uygulanacağı belirtilmektedir. Ancak 554 sayılı KHK’nın 48/A maddesinde tüzel kişinin doğrudan cezai sorumluğu değil, failden dolayı müteselsilen para cezasından ve masraflardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Kanımızca tüzel kişinin cezai sorumluğu bu bakımdan farklılık arz etmektedir. Suluk, a.g.e., s. 539., HAFIZOĞULLARI, Zeki, “Fikir ve Sanat Eserlerinin Cezai Himayesi”, A.Ü.H.F.D., 1999, s. 4 (aktaran Aydın, a.g.e., s. 42). Uzlaştırma kurumu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi ile hukukumuza 2004 yılından itibaren girmiştir. TCK’nın hükümlerine göre uzlaştırmanın mümkün olduğu suçlarda (şikayete tabi suçlarda) “C.Savcısı., 1. Suç failine fiilinden dolayı sorumluluğu kabul edip etmediğini soracaktır. 2. Fail sorumluluğu kabullendiğinde fiilin neden olduğu maddi ve manevi zararların tümünü veya büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabul edip etmediğini soracaktır. Cevap olumlu ise, 3. Durumu mağdura, varsa yasal temsilcisine bildirecektir. 4. Mağdur özgür iradesiyle uzlaşacağını bildirdiğinde dosya zararın uzlaşmaya uygun olarak giderilmesine kadar muhafaza edilir. Zarar uzlaşma çerçevesinde giderilmezse kamu davası derhal açılacaktır. 5. Zarar giderildiğinde C.Savcısı kovuşturmaya yer olmadığına karar verecektir.....Uzlaştırmacı bir avukat olacaktır.” (CMK gerekçesi, m. 253) (ÜLGEN, Celal, “Ceza Muhakemesi Kanunu”, 2005, s. 332). Ancak CMK m. 254 bu kurumun Savcılık aşaması geçilip dava açılmış ise, Mahkemeler tarafından da aynı usulle yapılabileceğini düzenlemektedir. Bu durumda uzlaştırma müzakereleri olumlu sonuçlandığı takdirde davanın düşmesine karar verilir. Doktrinde Ünver, uzlaştırma kurumunun yalnızca şikayete tabi suçlarda öngörülmesinin yetersiz olduğunu, bazı re’sen kovuşturulan suçlar için de öngörülmesi gereğini belirtmektedir. Zira şikayete tabi suçlarda zaten şikayetten feragat veya vazgeçmenin söz konusu olabildiği belirtilmektedir. (ÜNVER, Yener, “Deliller ve Değerlendirilmesi”, Legal Hukuk Dergisi, yıl: 3, sayı: 31, Ağustos 2005, Ceza Hukuku Sempozyumu, s. 2905). Ünver/ Hakeri, a.g.e., s. 319. TPE, Coğrafi İşaretler, s. 3. Aydın, a.g.e., s. 168. Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (R.G. 27.6.1995-22326). 555 sayılı KHK, m. 3. TRIPS m. 22 “Protection of Geographical Indications” başlığı taşımakta ve coğrafi işaretlerin korunmasını düzenlemektedir. Madde metni: “1. Bu Anlaşmada coğrafi işaretler, bir malın kalitesinin, namının veya diğer özelliklerinin esas olarak coğrafi menşeine atfedildiği durumlarda, bir malın menşeinin herhangi bir üyenin ülkesi veya bu ülkede bir bölge veya yer olduğunu gösteren işaretler anlamında kullanılmaktadır. 2. Üyeler coğrafi işaretlerle ilgili olarak aşağıdaki hususları engellemek için ilgili taraflara yasal imkanlar sağlayacaklardır. (a) Bir malın sunumunda veya isminde kamuyu malın menşei konusunda yanıltacak şekilde malın menşeinin gerçek menşei yeri dışında bir başka coğrafi bölge olduğunu gösteren veya öneren herhangi bir yolun kullanılması, (b) Paris Sözleşmesi’nin (1967) 10’uncu maddesindeki anlamıyla haksız rekabet fiili oluşturan herhangi bir kullanım. 3. Herhangi bir üye, mevzuatı izin verdiği takdirde veya ilgili bir tarafın talebi üzerine bu yenin ülkesinde bu mallara ait bir markada bu coğrafi işaretin kullanılması kamuyu malların gerçek menşe yeri konusunda yanıltacak nitelikte ise, menşei belirtilen ülke olmayan mallar için bir coğrafi işaret içeren veya bu işaretten ibaret olan bir markanın tescilini resmen reddedecek veya geçersiz kılacaktır. 4. Paragraf 1, 2 ve 3 kapsamındaki koruma, malların menşei olan ülke, bölge veya yer ile ilgili olarak harfi harfine doğru olmakla birlikte, gerçeğe aykırı olarak kamuya malların menşeinin bir başka ülke olduğunu beyan eden coğrafi işaretler aleyhinde uygulanacaktır.” (Meran, a.g.e., s. 387). 555 sayılı KHK 3. maddesindeki tanımlar içerisinde üreticiyi, “tarım ürünleri, el sanatları ve sanayi ürünlerini üretenler veya doğal kullanıma hazır hale getirenler veya yukarıda sayılanların ticaretini yapanlar” olarak tanımlamıştır. Bugün tescilli olan coğrafi işaretlerden Erzincan Tulum Peyniri Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası adına, Kangal Türk Çoban Köpeği Askeri Veteriner Okulu Eğitim ve Merkezi Komutanlığı adına, Şanlıurfa Biberi Şanlıurfa Belediye Başkanlığı adına, Kangal Çoban Köpeği ise Kangal Kaymakamlığı adına tescillidir. Anamur muzu gibi şahıslar adına tescilli coğrafi işaretler de mevcuttur. (çevrimiçi) http://www.tpe.gov.tr (Siteye giriş: 04.05.2006) TPE, Marka ve Coğrafi İşaret Başvurularının Hazırlanması, Marka ve Coğrafi İşaret İşlemleri ile İlgili Bilgiler ve gerekli Belgeler, Temmuz 2004, s. 51. “...en az bir yaşındaki koyundan elde edilen et yağ, sinir, damar ve zarlarından ayrılır. Ayıklanan et parçalar halinde bir gün dinlendirilir. ...Bir buçuk tabir edilen Adana Kebabın eti 270-280 gramdan az olamaz...Adana kebabının koşullara uygunluğunun denetimi Adana Ticaret Odasının koordinatörlüğünde Adana Büyükşehir, Yüreğir İlçe ve Seyhan İlçe Belediyelerinden birer kişinin katılımı ile de oluşturulacak toplam altı kişilik Komisyon tarafından yapılacaktır..” (Adana Kebabı, Tescil Belgeleri) (çevrimiçi) http://www.tpe.gov.tr (Siteye giriş: 04.05.2006) 555 sayılı KHK, öz adı, ‘o ürünün ilk üretildiği veya pazarlandığı bölge veya yöre ile ilgili olsa da bir ürünün genel adı haline gelmiş olan adı’ olarak tanımlamaktadır. Aydın, a.g.e., s. 173. Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanlığı adına verilen ve 19.04.2004 havale tarihli Kanun Teklifi, Sayı: 805, (çevrimiçi) http:// www.tbmm.gov.tr (Siteye giriş: 20.06.2005) yTCK m. 38/3 hükmünde ‘azmettirenin ortaya çıkarılmasını sağlayan fail için ceza indirimi’ öngörülmesi benzeri bir tekliftir. Ancak bu suç teklifte, azmettiren değil yine failin bildirilmesinden söz edilmektedir. Doktrinde Ünver, yTCK 38. madde düzenlemesine yönelik eleştirilerinde ispiyonculuğu meşrulaştıracak bir düzenleme öngörülmesinin hatalı olduğunu, Devletin kendi hukuka uygun delil toplama işini vatandaşa havale edildiği, mağdurun rızası alınmaksızın bir nevi af öngörüldüğünü belirtmektedir. (Ünver, a.g.e. (“Deliller ve Değerlendirilmesi”), s. 2885. Kanımızca aynı eleştiriler bu teklif için de söylenebilecektir. (çevrimiçi) http://www.tpe.gov.tr (Siteye giriş: 17.02.2006) Taslağın 113. maddesinde “a- Doğal ortamından izole edilen veya daha önceden doğada var olduğu halde teknik bir işlemle üretilen biyolojik materyal, b- Teknik uygulanabilirliği belirli bir bitki çeşidi veya hayvan ırkı ile sınırlandırılamayan bir buluşla ortaya çıkan bitki veya hayvanlar, c- Mikrobiyolojik ya da diğer teknik bir işlem veya bir bitki çeşidi veya hayvan ırkı olmamak koşuluyla bu tür bir işlemle elde edilen bir ürün” patentlenebilir biyoteknolojik buluş olarak sayılmıştır. Şahin, a.g.e., s. 52. İstanbul Barosu kayıtlarına göre 1 Haziran –31 Aralık 2005 tarihleri arasında 100 uzlaşma talebinden 4’ü markalar aleyhine işlenen suçlarda, 2’si patent aleyhine işlenen suçlarda yapılmıştır. (İstanbul Barosu, CMK Uygulama Servisi Faaliyet Raporu 01.06.2005-31.12.2005, İstanbul, 2006). Topluluk markası, 20.12.1993 tarih ve 40/94 sayılı Topluluk Markası Hakkında Tüzük ile yürürlüğe girmiştir. Tüzük ile kurulan merkezi ofis (OHIM) 01.01.1996 tarihinden itibaren ofise yapılacak marka başvurularının tüm üye ülkelerde yapılmış sayılacağı kabul edildi. Böylece Ofise tescili yapılan Topluluk markası tüm AB çapında korunacaktır. Tüzüğün 5/1 (b) maddesinde Türk vatandaşlarının Paris Sözleşmesine ve DTÖ Kuruluş Anlaşmasına taraf olduğu için Topluluk markası korumasından yararlanabileceği hükme bağlanmıştır. (TPE, Sınai Mülkiyet Hakları ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar, s. 32). TPE, Sınai Mülkiyet Hakları ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar, s. 32. Alman Markalar Kanunu § 143 fıkra 1a., DANNECKER, Gerhard, “Topluluk Markasının Korunmasına Yönelik Bir Suç Tipi Tasarısı”, Suç Politikası, (çev. Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal YILDIZ), Ankara, 2006, Seçkin, s. 236. Dannecker, a.g.e., s. 229-241. Bkz. Editörler: DELMAS, Mireille/VERVAELE, J.A.E., Corpus Juris (Avrupa Birliğinin Mali Çıkarlarının Korunmasına İlişkin Ceza Hukuku Kuralları), (çev. Serap KESKİN, Hamide ZAFER, Ümit KOCASAKAL), Ankara, 2001. Bkz. Corpus Juris, s. 89 vd. Bkz. TEKİNALP, Ünal, Türk Hukukunun AB Hukukuna ve Avrupa Konvansiyonuna Uyumu Sorunu, Ankara, 2003, s. 23. Dannecker, a.g.e., s. 237. Dannecker, a.g.e., s. 237. Dannecker, a.g.e., s. 240. Dannecker, a.g.e., s. 236. Tasarı incelenmeye devam etmektedir. (ŞAHİN, Seyit A., “Avrupa Toplulukları Adalet Divanının Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarına İlişkin Verdiği Kararların İncelenmesi”, (Y. Lisans Tezi) A.Ü. S.B.E., Ankara, 2003, s. 47). Şahin, a.g.e., s. 48. Türk Ticaret Kanunu, RG. 09.07.1956-9353, Yürürlük Tarihi: 1.1.1957. Yargıtay 11. H.D. 27.2.1996, 1995/8218-1196 (aktaran Camcı, a.g.e., s. 193).
Tanınmış markanın tescilsiz korunması hakkında Bkz: yuk. Tanınmış Marka s.  35
 


 
Kitap
Bülten
Kitap
Kitap
İndirimli Kitaplar
 
 
Ana Sayfa | 2021 Kaynakça Dokümanı | Hakkımızda | Bülten | Kişisel Verilerin Korunması | Yardım | İletişim

Seçkin Yayıncılık San. Tic. A.Ş.
Copyright © 1996 - 2024