Bu kitap hukuk ve mimarinin ara kesitinde yer alan adliyelerin tasarım mantığını felsefi ve analitik olarak ortaya koymak, tasarım tipolojisi açısından farklılığını gerek örneklerle, gerek analizlerle desteklemek ve sonuçta bir adliye tasarımında genel ölçüleri belirlemek amacıyla hazırlanmıştır.
Hukuk ve mimarlık arasındaki ilişkinin kısa bir giriş bölümüyle açıklandığı metnin ikinci bölümünde; adalet binalarının anlamsal değeri tartışılırken, adliye binalarında anlam ve tipoloji kavramlarının birlikte ele alınması gerekliliği Gür tarafından savunulmuş, kanıtlanmış ve böylece kitabın en özgün bölümü ortaya çıkmıştır. Bu bölümde tipleştirme paradigmaları ve tipolojiler gibi öncüller ve diğer öncüller olan örnek projeler, formatlar ve tektonik ayrıntılar, kurallar ve ilkeler ayrıntılı olarak serimlenmiştir. Bölümde adalet binalarının evrimindeki tarihi tipolojilerin kronolojik olarak örneklenmesi bölümün tezini kanıtlamakta ve adalet binalarının işlevsel / sembolik anlamını açığa çıkartmaktadır.
Üçüncü bölümde; mahkeme salonlarının konumlandırmasına göre ön plan ve arka plan tipolojilerinden ayrıntılı olarak bahsedilmiş ve 44 adet adalet binası bu kriterlere göre analiz edilerek bu önemli tipolojik paradigmanın geçerliliği gözler önüne serilmiştir.
Dördüncü bölümde ise Türkiye özelinde adliye binalarında olması gereken mekânlar, binanın kullanıcıları ve örnek bir program üzerinden işlevsel şeması oluşturulmuştur. Bu bilgiler ışığında da adliye binaları için genel tasarım ölçütleri verilmiştir.
Beşinci bölüm olan sonuç bölümü işlev, anlam ve yaratıcılık bağlamında önemli bir tartışmayı gündeme taşımakta ve güncel tasarım yöntem ve teknikleri bağlamında bu yapıtın sunduğu bilgiyi değerlendirmektedir.
(Girişten)