Toplum çoğunluğunca itaat edilmeyen hiçbir devlet yöneticisi, iktidarda kalma gücünü kendinde bulamaz. Hangisi olursa olsun bir siyasal sistem her zaman meşruluk temeline dayanmak durumundadır. Bu dayanak geçmişte büyük ölçüde, din gibi metafizik göndermelerle oluşturulurdu. Modern devlette meşruluk kaynağı kâh sınıf kâh ulus olmuştur.
Devletin toplumla ilişkilerinde devlet adamlarının tutum ve davranışları, ideolojiler ve bilhassa toplumsal talepler belirleyicidir. Tarih, sadece devlet adamlarından ibaret değildir; ama onlarsız da fazlaca anlam ifade etmez. Her siyasal sistem bir dünya görüşüne dayanır; fakat bu, salt ideoloji değildir.
Siyasete ilgi duyanların devlet kuramı, siyaset, toplumsal çıkar çatışmaları, özgürlükçü ve totaliter rejimlerin düşünsel dayanakları konusunda derli toplu bilgilere ulaşabildiği bir eserdir.
(Önsözden)
Konu Başlıkları
| Toplumsal Yapı ve Siyasal Sistem Arasındaki İlişki |
| Batı Avrupa'da Liberal Devlet Modelinin Doğuşunu Hazırlayan Sosyal ve Tarihi Dinamikler |
| Devlet–Sivil Toplum Ayrımının Batı Avrupa'daki Düşünsel Evrimi |
| Devleti Sivil Toplıma Egemen Kılma Hedefi: George Wilhelm Friedrich Hegel |
| Karl Marx Öğretisinde Sivil Toplum – Siyasal Sistem İlişkisi |
| Sosyalist Siyasal Sistem Kuramına Farklı Bir Bakış Açısı: Antonio Gramsci |
| Liberal Siyasal Kuramda Sivil Toplumun Anlamı ve Türkiye'deki Yansımaları |