Şirketler topluluğu uygulama açısından oldukça önemlidir ve ekonomide de önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle birçok ülkede yasal olarak düzenlenmiştir. Ülkemizde de 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nu ile bu müessese yasal düzenlemeye kavuşmuştur. Şirketler topluluğu ekonomik merkezileşmenin en çok tercih edilen yöntemidir. Bu yöntemin tercih edilmesinin sebebi, diğer yöntemlere göre daha fazla yapı çeşitliliği ve imkanlar sunmasıdır.
Şirketler topluluğu çeşitli nedenlerden dolayı oluşturulabilir. Örgütsel yapı, finansal sebepler veya pazarlama nedeniyle böyle bir oluşum yararlı görülebilir. Bunun yanında özellikle, riskin sınırlandırılması veya o dönemdeki eğilim de rol oynayabilir. Şirketler topluluğu faydalı olmakla birlikte birçok sorunu da beraberinde getirmektedir.
Hakimiyet altına giren şirket artık bağımsız hareket edememekte, topluluğun politikalarına tabi olmaktadır. Bu ise hakim şirketin yönetimine, bağlı şirket üzerinde kendisine tanınan hakların kötüye kullanılması imkanını sağlamaktadır. Şirketler topluluğu hukuku, bu tehlikeleri ortadan kaldıran ve menfaat ihtilaflarını gideren koruma mekanizmaları öngörmelidir. Nitekim kanunda bu yönde düzenlemeler yapılmış önemli yükümlülük, sorumluluk ve sınırlar getirilmiştir. Bu düzenlemelere riayet edilmemesi halinde bağlı şirketin pay sahiplerine ve alacaklılarına, hakim şirket veya bunların yönetim kurulu üyelerine karşı dava açma hakkı verilmiştir.