Vergilendirme alanında kişisel veriler, Anayasa'nın 20. maddesine eklenen kişisel verilerin korunması hakkı ve bu hakkı düzenleyen 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce de vergilendirme alanında vergi mahremiyeti hükümleriyle korunmaktadır. Yine de teknolojide yaşanan gelişmeler ve giderek artan dijitalleşme veri koruma hukukunda yeni arayışları ve düzenlemeleri gerektirmiştir. Uluslararası düzenlemelere paralel bir çerçeve çizen 6698 sayılı Kanun, genel ve belirsiz istisna hükümlerine rağmen, gerçek kişilere ait kişisel veriler bakımından vergilendirme alanında da önem taşımaktadır.

6698 sayılı Kanun'un "İstisnalar" başlıklı 28. maddesinin düzenlemeleri vergilendirme alanında bu kanunun vergi ödevlilerine sağladığı güvenceleri bazen tamamen bazen de kısmen ortadan kaldırmaktadır. Devlet açısından vergi toplamak anayasal bir görev olduğundan vergilendirme alanında kişisel verilerin toplanması ya da işlenmesine ilişkin istisnalar olması olağan olmakla beraber devletin en büyük veri ambarı olan vergi idaresinin vergilendirme işlemleri sırasında veri koruma hukukunun gereklerini karşılayacak ve vergi ödevlilerinin haklarını gözetecek bir veri işleme, koruma usulü belirlemesi vergi ödevlilerinin temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve vergi idaresinin şeffaf ve hesap verebilir bir idare olabilmesi açısından önem taşımaktadır.

Bu çalışma vergilendirme alanında kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevcut durumu saptayarak, çeşitli öneriler sunmaktadır.