Neşe Kaplan kitabında, global kültürel üretim alanlarına odaklanıyor ve Derrida, Baudrillard, Bauman gibi araştırmacıların izinden giderek eleştirel bir bakışla “global dünya”, “global kültür”, “global kimlik ve temsil” kavramlarını inceliyor. Global dünyanın “çok kültürlü” ortamında, tüketim sarmalının kıskacında varlığını kanıtlamaya çalışan insanına dikkat çekiyor. Hızın, erişebilirliğin ve enformasyon bolluğunun içinde “özgürlük yanılsaması” yaşayan bu insanı ve onun gerçeklik algısını kurgulayan kitle iletişim araçlarını, mercek altına alıyor.

Televizyon ve sinemayı karşılaştırmalı metinler olarak kullanıyor ve çok kültürlü çağdaş Britanya toplumu üzerinden, “Globalleşme Sürecinde Kimlik Temsilleri” ni araştırıyor. BBC News televizyonunun haber akışını ve haber dilini incelediği altı aylık dönemde, gerçek olaylara ilişkin haberlerdeki kimlik temsilleriyle yaratılan, kurmaca gerçekliği gözler önüne seriyor. Televizyon haberleri aracılığıyla kapitalist liberal politikalar doğrultusunda kurgulanan gerçekliğe dikkat çekiyor.

Yazar, gerçeği yansıttığı savunulan televizyonun, yarattığı “kurmaca gerçekliğe” karşın; kurmaca olduğu bilinen sinemanın, Ken Loach’un eliyle nasıl “gerçeğin temsiline” dönüştüğüne tanık ediyor okuru.

Gerçeği ararken yanılmamakta, metnin doğru okunmasının önemini açığa çıkaran ve metni oluşturanın da okuyanın da sorumluluğunu anımsatan bu kitap, dünyanın ve toplumsal koşulların da doğru okunması için önemli bir çağrı metnidir. (Tanıtım Bülteninden)