Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş aşamasında yapılan devrimlerden belki de en önemlisi "hukuk devrimindir. Türkiye'de, toplumu ve sosyal düzeni modernleştirme istem ve çabalarını hukuka yansıtma, hukuku geleneksel toplumdan modern topluma geçişte bir araç olarak kullanma girişimleri Tanzimat Fermanı ile birlikte başlamış, Cumhuriyet Devrimleri ile doruğa ulaşmıştır. 1923'te başlayan, özellikle 1926 yılı ve sonrasında yoğunlaşarak Laik Türkiye Cumhuriyetinin temellerini atan ve "Türk Hukuk Devrimi" olarak da isimlendirilen hukuk reformları Türk toplumunun modernleşmesinde önemli rol oynamıştır.
Türk Ceza Kanunu da hukuk devriminin en önemli yapı taşlarından birisidir. 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanunumdan iktibas edilen kanun, 01 Temmuz 1926 yılında yürürlüğe girmiştir.1 İtalya, 1930 yılında yeni bir ceza kanunu meydana getirerek mevcut kanunu ortadan kaldırınca, Türkiye Cumhuriyeti de ceza kanununda yapacağı yenilikleri, değişen bu kanunu esas alarak yapmıştır.2 Türk Ceza kanunu günümüze kadar birçok değişiklikten geçmiştir.3 Bu kapsamda kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yarısından fazlasının değiştiği söylenebilir. Kanunda bu kadar çok değişiklik yapılmasına rağmen özellikle Türk Ceza Kanunundaki kavramların içi içtihatlarla doldurulmuş ve bu kapsamda yaklaşık 80 yıllık bir birikim sağlanmıştır. Fakat yasa koyucu, özellikle AB sürecinin de etkisiyle, dünyada pek de örneğin bulunmayan bir şekilde ve hızda, ceza ve ceza usûl kanunlarını yürürlükten kaldırarak yeni Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanununu kabul etmiştir.
26.09.2004 tarihinde TBMM'de kabul edilen, 12.10.2004 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu ile ceza mevzuatımıza yeni kavramlar girmiştir. Ancak bu kavramların içeriği zamanla yeni içtihatlarla doldurulabilecektir. Bu kapsamda özellikle suçun manevi unsurlarından kast ve taksir ile çeşitleri açısından yeni kavramlar getirilmiştir. Özellikle "olası kast"kavramı 765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu'nda yer almayan bir kavramdır. Bu kavram, gerek uygulama gerekse öğreti de, bilinçli taksirle çok yakın anlamlar içermesi nedeniyle tartışılmaktadır.
Konu Başlıkları
| Olası Kast |
| Bilinçli Taksir |
| Taksirle İşlenen Suçlar |