Entropi sadece termodinamik bilimi için önemli bir kavram olarak görülmemelidir. Büyük Patlama ile termodinamiğin yasalarının geri dönülmez bir şekilde işlemeye başlamış olduğu ve bundan kaçışın olanaklı olmadığı yaygın şekilde kabul edilmektedir. Entropi var olan her şeyi etkileyip şekillendirmektedir ve bu kapsamda hukuk bilimi ve özel olarak uluslararası hukuk bu noktada herhangi bir ayrıcalığa sahip görünmemektedir. Anılan nedenle bu çalışmada iklim değişikliği ve uluslararası hukuk etkileşimi entropi üzerinden oluşturulmakta ve değerlendirilmektedir. Böylelikle doğa bilimleri ile uluslararası hukukun işleyişi arasında bir bağlantı kurularak iklim değişikliği bütün yönleriyle ve verileriyle değerlendirilmektedir. İklim değişikliği uluslararası hukukun açmazlarını ve zayıf noktalarını, başka bir ifade ile uluslararası hukukun artan entropisini ortaya çıkarırken, entropinin işleyişi bakımından uluslararası hukukun doğasına farklı bir mercek ile bakma olanağını da sağlamaktadır.

Disiplinler arası bu çalışmanın odak noktasını ise elbette gezegeni ve onun ekosistemini tehdit etmeye başlayan iklim değişikliği, onunla mücadele ve gezegenin kendi kaderini tayin hakkı oluşturmaktadır. İklim Değişikliği nedeniyle artan entropiyi azaltmak; gezegenin ve ekosisteminin tüketilmemesi, korunması için agresif bir şekilde karbon enerjisine ve kapitalist üretim tarzına dayalı üretim, tüketim ve büyümeden vazgeçilmesi için negatif entropiye, bu amaçla doğru perspektiflerle hazırlanmış etkili hukuksal tedbir ve uygulamalara, yine bu doğrultuda ivedi olarak ekokırımın da evrensel bir suç olarak tanımlanmasına ihtiyaç duyulduğu açıktır.