İşlenen suçlar neticesinde olay yerinde bırakılan deliller günümüz bilimsel ve teknik yöntemler yardımıyla incelenip değerlendirilerek suç ve suçlunun kesin olarak ispatlanması suretiyle yargı organları karşısına çıkarılmasını, adaletin doğru ve süratli biçimde işlemesini sağlamak demokratik hukuk devletlerinin en önemli görevlerinden biridir. Bu hizmetin yerine getirilmesinde en önemli görev şüphesiz toplum düzeninin teminatı olan Emniyet Teşkilatına düşmektedir.

İşlenen suçların çözümü şüphesiz olay sonrası suçluların bırakmış olduğu delillerin iyi bir şekilde değerlendirilmesi, soruşturma ve sorgulama sayesinde mümkündür. Delillerin korunması, tespiti, toplanması ve incelenmek üzere laboratuara gönderilmesi aşamaları polisin bilinçli ve profesyonel olarak çalışmasını gerektirmektedir. Nelerin delil olabileceğinin ve nasıl değerlendirileceğinin bilinmesi suç ve suçlunun tespitinde atılacak ilk adımlardan biridir.
Ülkemizde polisin başarılı çalışmalarını akademik çevrelere kazandırmada geç kalınmıştır. Polisiye ve kriminal konularda araştırma yapanların da ülkelerin polis çalışmalarından haberdar olamayıp Avrupa devletlerinin ve ABDnin güvenlik olaylarını işlemekteler. Bu ülkelerin polis olayları dilimize çevrilip polisimize örnek olması istenirken araştırma ve yayın eksikliği sebebiyle başarılı çalışan kendi kurumlarımızdan bihaber kalmaktayız. Öyle ki, bugün, Kriminal Laboratuarlarımız dünyanın sayılı laboratuarları arasında gösterilmektedir.

Özellikle günümüzde polisin başarılı çalışmaları sonucu faili meçhul olayların aydınlatılması gerçekleşmiştir Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, A. Taner Kışlalı, Hizbullah Terör Örgütü. ABDdeki 11 Eylül Saldırısının benzeri İstanbul Paralel Seri Bombalama olayındaki polisin ve ilgili kurumlarımızın başarısı dünya çapında övgü gerektirici bir niteliktedir. Bu çalışma da Emniyet Teşkilatı ve bağlantılı kurumlarımızın başarılı çalışmaları sergilenmekte ve alanında yapılan sınırlı yayına bir ilave olmaktadır.