Uluslararası ölçekte yapılan araştırmalar ülke olarak matematik eğitiminde çok da iç açıcı bir konumda olmadığımızı göstermektedir. Bu olumsuz durumu iyiye çevirebilmek için eğitime, matematiğe ve matematik eğitimine bakış açımızda önemli değişiklikler yapmamız gerektiği anlaşılmıştır. Öğretim programlarında yapılan değişikliklerle eşzamanlı ve bununla ilintili olarak öğretmen yeterliklerinin belirlenmesi bir tesadüf değildir. Yeni gelişmeler öğretmenden beklentilerin gittikçe artmasına ya da farklılaşmasına neden olmuştur. Bu farklılıkların doğru algılanması girilen reform sürecinin başarısı açısından oldukça önemlidir.

Değişimle oluşan bu sancıların azaltılması ve nihayet giderilmesi değişimle oluşan bilgi ve uygulama eksikliğini gidermekle mümkündür. Bu kitap böyle bir gereksinimi gidermek arzusuyla yazılmıştır.

Her çocuk matematik öğrenebilir ancak bu aynı hız ve içerikte olmayabilir, olmak zorunda da değildir. Öğrenci merkezli bir eğitim yapabilmek için öğrencinin o anki bilgi ve becerilerini doğru tespit edebilmemiz ve onu bir adım öteye nasıl götürebileceğimizi bilmemiz gerekir. Bu kitapta matematiksel bilginin doğası ve bu bilginin çocukta nasıl bir gelişim evresi geçirdiği kilometre taşları ile ele alınmaktadır. Ayrıca çocuğun bu anlamlı keşfinde öğretmenin neler yapabileceğine ilişkin pratik örnekler sunulmaktadır. Kitap, kavramsal ve gerçekçi bir yaklaşımla çocuğun matematik öğrenmesini desteklemenin ve yönlendirmenin önemi üzerinde durmakta bu amacı gerçekleştirmenin araçlarına somut örnek etkinlikler sunmaktadır.