Günlük yaşantımızda "ortaklığın giderilmesi", "izale-i şüyu" gibi sözleri çeşitli ortamlarda sıkça duyarız. Hukukçu olmayanların bile hemen hepsi bu sözleri duymuş ve belirli anlamlar yüklemiştir. Paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti hukuk sisteminde sarsılmaz yerlerini eskiden beri korumaktadır. Ancak bir yandan da kişilerin doğasında eşya üze-rinde tek başlarına egemen olma arzuları bulunur. Onlar için çoğu zaman birlikte malik olmak, bir eşyayı başkasıyla birlikte sahiplenip, birlikte kullanıp yararlanmak çok arzu edilen bir durum değildir. Bu duruma bazen ortak menfaatler gereği olarak kendi rızalarıyla katlanırlarken bazen de ummadıkları ve arzu etmedikleri bir şekilde kendilerini bu ortak ilişkinin ortasında bulabilirler. Birlikte mülkiyet bir güç birliği doğurabileceği gibi bizzat kendi içinde bir çatışma ve huzursuzluk yaratma potansiyeli de taşır. Bu yüzden hukuk sistemlerinde eskiden beri kişilere bu ilişkileri sona erdirme yetkisi az ya da çok tanınmıştır.

Çalışmamızda paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti ile ortaklığın giderilmesi alanlarında kuramsal temeli henüz yeterince aydınlatılmamış bazı alanların bulunduğunu gördük. Bu konularda kendi görüşlerimizi hipotez niteliğinde de olsa yansıtmaya çalıştık.