Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Antakya, Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1936 yılında Hatay olarak adlandırılmıştır. Bu kadim kent, tarihten aldığı bilim, sanat, kültür, inanç ve gastronomi zenginliğini harmanlayarak ve çeşitlendirerek günümüze taşımasını bilmiştir. Hatay'ın her karışında, bağrında yükselen medeniyetlerin izlerini toprağın üstünde de altında da görmek mümkündür. Bu öyle bir zenginlik ki, bugün Hatay'da yaşayanların hayatında izler bırakırken aynı zamanda insanlık tarihinin birikimini de gözler önüne sermektedir.
Konu Başlıkları
İlk Çağlardan Roma Hâkimiyetinin Sonuna Kadar
VII. ve X. Yüzyıllarda Antakya'nın Sosyo–Kültürel ve Ekonomik Tarihi
Osmanlı Döneminde Antakya ve Çevresinde İpekçilik (XVI–XX. Yüzyıllar Arası)
Hatay Sorunu ve Türkiye–ABD Diplomatik İlişkilerinde Bir Parantez: Arkeolojik Faaliyetler
Dışişleri Bakanlığı Türk Diplomatik Arşiv Belgelerinde Hatay Sorunu: Türk–Fransız Diplomatik Mücadelesi (1936–1938
İnanç, Kimlik ve Aidiyet Bağlamında Kutsal Mekânın İnşası: Alevi Kozmolojisinde Üç Hızır Türbesi (Hatay)
Yaşam ile Uyku Arasında Bir Geçiş Ritüeli Olarak Ölüm: Rum Ortodoks Hıristiyanlarda Ölüm Ritüeli (Hatay
Hatay'ın Bağımsızlık Mücadelesinde Kültürel Bellek ve Temsili: İskenderun–Antakya Marşı