Ülkemizde, ilk başvurunun 24/09/2012 tarihinde alınmasıyla uygulamaya alınan bireysel başvuru yolu, bireylerin kamu otoriteleri tarafından bazı hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğine dair iddialarını Anayasa Mahkemesi'ne taşıyabileceği, ancak bu sürecin ikincil ve olağanüstü bir karakter taşıdığı ve ülke içerisinde son çare olarak başvurabilecekleri hak arama yöntemidir. Anılan başvuru yolunun son çare olması nedeniyle bireysel başvuru yoluna başvurulmadan önce iç hukukta mevcut olan idari ve yargısal başvuru yollarının tüketilmesi gerekmektedir. Bireysel başvuru mekanizmasının, kamu makamlarının ihlal iddialarının Anayasa Mahkemesi'ne taşındığı bir başvuru yolu olduğu düşünüldüğünde başvuru yollarının tüketilmesi kriterinin, hukuk ve ceza yargılamasının ötesinde idarenin eylem ve işlemlerinin özel bir yargılama usulü olarak yargılanmasını öngören idari yargı bağlamında büyük önem taşıdığı açıktır.

Bu bağlamda çalışmamız Anayasa Mahkemesi'ne yapılacak bireysel başvurularda başvuru yollarının tüketilmesi kriterini, idari yargılamanın kendine has dinamiklerini gözeterek ve Anayasa Mahkemesi'nin idari yargılama alanındaki kararlarını ele alarak incelemektedir. Yine çalışmamız ile bireysel başvurunun idari yargı bağlamında nasıl bir rol üstlendiği vurgulanmış ve bu suretle bireysel başvurunun, idari yargı alanındaki uygulamalarının aktarılması amaçlanmıştır.