Spor; boş zaman değerlendirmesi, gösteri, keyif alma gibi duyguları öne çıkaran bir etkinlik olarak zihinlerde canlansa da, sporun kurallara bağlı yürütülen ve dev ekonomi haline gelen bir yanı olduğu gerçeğini de göz ardı etmek mümkün değildir. Sporculuk deneyimini yıllar boyu sahada yaşamış, beraberinde spor yöneticiliğini gerek kamu kurumlarında gerekse de spor kulüplerinde tecrübe etmiş bir hukukçu olarak, sporun hukukla olan ilişkisini incelemek, özel bir deneyim hissine kapılmam için yeterli bir gerekçeydi.

Akademik çalışma alanını spor hukuku olarak belirlemiş, bu doğrultuda sayısız yayını literatüre kazandırmış yerli ve yabancı çok sayıda hukuk bilim adamı, en layık şekilde disiplinin devamı için düşünce geliştirmeye devam etmektedir. Dolayısıyla kitaplaştırdığım bölümlere ilişkin ifadelerim, bilim insanlarının fikirlerine ekleme yapma veya onları dönüştürme amacından öte, sporcu, spor yöneticisi, avukat, spor basın çalışanı gibi spor süjelerinin hukuki ihtilaflarda veya tanımlamalarda rehber olarak kullanabilecekleri bir başucu kaynak oluşturma gayesidir.

Ayrıca aktif sporculuk geçmişime ek olarak, spora ilişkin yöneticilik deneyimlerimi, hukukçu perspektif ile literatüre kazandırmak; bakış açısı farkı yaratmanın yanı sıra, sahadan gelen göz ile özellikle spor adamlarının hukuki yardım konusunda ihtiyaçlarına ilişkin önceliklerine yer vermek konusunda yazım tarzı belirlememde önemli başlangıç noktası oldu. Nitekim sporcu sözleşmelerinin hukuki niteliğinin belirlenmesi, yaşanılabilecek sporcu yaralanmaları vb. durumlarda sosyal güvenlik mevzuatı bakımından durumun tespitinin yapılabilmesi, çözüm önerilerinin geliştirilmesi konularında kitap, ihtiyaca cevap verecektir.