Fikri mülkiyet hukukunun doğma ve varlığını devam ettirme nedeni, zihinsel kapasitesi ve yaratıcılığını kullanarak fikri ürünler meydana getiren bireylerdir. Bütün sistem bu bireylerin haklarının en iyi şekilde korunmasını, böylelikle daha çok üretmeye teşvik edilmesini sağlayacak şekilde biçimlendirilmiştir. Ancak sistemde, konumu ve menfaatlerinin göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli aktör daha mevcuttur. Bu aktör, fikri ürünleri meydana getiren kişileri istihdam eden, böylelikle talimat verme yetkisiyle donatılmış olan işverendir. Zira günümüzde fikri ürünlerin %80'i çalışan vasfı taşıyan kişilerce, iş sözleşmesi gereği meydana getirilmektedir. Diğer bir ifadeyle, başlangıçta bağımsız hareket eden bir deha olarak görülen fikri ürün sahiplerinin pek çoğu bugün artık işe girmiştir. Hatta günümüzde yapay zeka tarafından tahtı zorlanmaktadır. Fikri ürünleri meydana getiren gerçek kişilerin yanı sıra onları istihdam edenlerin menfaatlerinin de korunma ihtiyacı, çalışanların fikri ürünleri üzerinde işverenlere hak ya da yetkiler tanıyan düzenlenmelerin yapılması sonucunu doğurmuştur. Patent hukuku, fikir ve sanat eserleri hukuku ve tasarım hukuku başta olmak üzere, fikri mülkiyet hukukunun birden fazla alanını düzenleyen kanunlarda bu konuya dair hükümler yer almıştır.
Bu çalışmada ise konu fikir ve sanat eserleri hukuku bakımından ele alınmıştır.
Konu Başlıkları
| Çalışanların Eserlerini Konu Alan Düzenlemelere Dair Genel Çerçeve |
| İşvereni Yetki Sahibi Kılan Sözleşmelerin Özellikleri |
| İşverenin Üzerinde Yetki Sahibi Olabileceği Eserler |
| Çalışan ve İşverenin Haklarının Kapsamı |