Bu çalışmanın amacı, 1990'da SSCB'nin dağılmasıyla küreselleşme adı altında ABD'nin kontrolüne giren dünyadaki hızlı gelişmelerin ortaya çıkardığı sorunları ve özellikle 2008 yılında finans piyasalarındaki patlamaların oluşturduğu küresel krize çözüm aramada "Sürdürülebilirlik ve Sosyal Sorumluluk" anlayışının, ne derece ekonomik, sosyal ve politik istikrara yol açacağını ve bu konuda yapılan çalışmaları araştırmak, sermaye piyasalarının ve borsaların rolünü bu çerçevede incelemektir.
Bugüne kadar sermaye piyasalarında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu çalışmada söz konusu gelişmelerin, kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik kavramlarının gündeme gelmesini ne derece sağladığı, yatırımcılar ve şirketler için tasarrufların değerlendirilebileceği güvenilir bir yatırım alanı oluşturup oluşturmadığı irdelenecektir. Böylece sermaye piyasası ve borsaların, ekonomik, sosyal ve düzenleyici rolü-etkileri nedeniyle bazı fonksiyonları ne derece üstlendikleri de araştırılacaktır. Özellikle borsaların, bu fonksiyonunu yerine getirmekle hem ekonomik kalkınmaya hizmet edeceği hem de toplumda sosyal dengelerin kurulmasını kolaylaştıracağı öngörüsünün ne derece gerçekçi olduğu araştırılacaktır.
Çalışmada, başta politik, genel ekonomik ve sosyal konular ve yansımaları zorunlu olarak konunun dışında tutulmaya çalışılmıştır. Ancak çalışmanın sadece finansal ekonomi ile sınırlandırmanın zorluklarının görüldüğü de ayrıca belirtilmelidir. Bu amaçla genel olarak ekonomide sürdürülebilirlik kavramı ve oluşumu, daha sonra borsaların söz konusu rolleri ve son olarak Türkiye'de bu konuyla ilgili yaşanan gelişmeler ve Borsa İstanbul örneği incelenmeye çalışılmıştır.