Bu çalışmada sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirme yükümlüğü, sır saklama yükümlülüğü ekseninde ele alınmıştır. Sağlık mesleği mensuplarının Hipokrat'tan bu yana var olan sır saklama yükümlülüğü, günümüzde özel yaşamın gizliliği gibi bir takım hukuki değerlerin de korunmasına hizmet etmesi sebebiyle hukuk sistemleri tarafından çeşitli hukuk normlarıyla korunmaktadır. Ancak bu kişilerin sır saklama yükümlülüğünün yanı sıra belirli hususları da bildirmekle yükümlü kılınması, çözülmesi gereken önemli bir meseleyi oluşturmaktadır.
Bilhassa bu kişilerin suçu bildirmekle yükümlü kılınması, öğretide farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirme ile yükümlü kılınmasının esasının daha iyi ortaya konulabilmesi için karşılaştırmalı hukukta sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirme yükümlülüğünün kapsamının belirlenmesinde yer verilen çeşitli ayrımların ortaya konulmasına gayret edilmiştir.
Türk Hukuku bakımından ise, suçu bildirme yükümlülüğüne yer veren düzenlemelerden 5237 sayılı TCK'nın 280. maddesi incelenmiş ve yeri geldikçe kamu görevlisi olan sağlık mesleği mensupları açısından ayrıca TCK'nın 279. maddesine de değinilmiştir. Daha sonra bu maddelere yönelik getirilen eleştirilere yer verilmiştir.
Çalışmada sağlık mesleği mensuplarının sır saklama yükümlülüğü karşısında suçu bildirmekle de yükümlü kılınmasının esası karşılaştırmalı hukuka yer verilmek suretiyle ele alınmıştır.
Konu Başlıkları
| Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirme Yükümlülüğü Hakkında Genel Bilgiler |
| Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirme Yükümlülüğüne İlişkin Görüşler ve Karşılaştırmalı Hukuk |
| Türk Hukukunda Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu |