Dil, bir toplumun kültür birikiminin sözcüklere yansımasıdır. Toplumlar birbirleriyle ticari, askerî, siyasal ilişkiler kurmaya başladıklarında aralarında bir kültür etkileşimi de başlar. Kültür etkileşimi her ne kadar iki yönlü bir kültür alışverişini çağrıştırsa da genellikle gelişmiş toplumların kendi kültürlerini diğerlerine aktarmaları biçiminde ortaya çıkar. Kültür aktarımı için bu toplumların özel bir çaba göstermesi de gerekmez. Genellikle gelişmiş ülkeler teknolojik ilerlemelere imza atan ülkelerdir. Teknolojik gelişmeleri gerçekleştiren ülkeler, o teknolojik gelişme sonucu ortaya çıkan yenilikleri kendi dillerinde isimlendirirler. Yeni teknolojiyi aktarma durumunda kalan ülkeler de aynı isimleri, aynı kavramları ve aynı terimleri teknoloji ile birlikte aktarmış olurlar

Atatürk'ün başlattığı dilin yalınlaştırılması hareketi bu nedenle çok önemli bir devrimdir. Türkçenin bilim dili olması yönünde atılmış en somut ve en önemli adımlardan biridir. Türk Dil Kurumunun bugün sürdürmekte olduğu terim sözlüğü çalışmalarını da bu bağlamda değerlendirmemiz gerekir. Özel uzmanlık alanlarına giren terimlerin tanımını ders kitaplarında veya ansiklopedilerde bulmak mümkündür. Önemli olan yabancı dillerde kullanılan yeni terimlere kendi dilimizde karşılık bulmak ve önermektir. Böylece kolaycılığa kaçmadan bilim dilimizi ve bilimsel düşünme yeteneğimizi geliştirecek yolu açmış oluruz.

Kuşkusuz, terimler sözlüğü çalışmalarında bulacağınız karşılıklar birer öneridir. Her öneri gibi benimsenir veya benimsenmez ama karşı karşıya kaldığımız yenilikleri kendi dilimize yani kendi düşünce yapımıza yerleştiremediğimiz sürece Türkçe düşünemeyiz, Türkçe ile bilim üretemeyiz.

İktisat terimleri, dilde sadeleşme hareketi sonucu eski Türkçe karşılıklarından büyük ölçüde arındırılmıştır. İktisat terimlerini içeren Türkçe ve yabancı dilde daha önce yapılmış sözlük çalışmaları bulunmaktadır.

Not: Özel indirime giren kitapların kapaklarında, normal kullanımını engellemeyecek şekilde, yıpranma veya küçük hasarlar bulunabilir.