Öğretim Üyeliği ya da toplumdaki en bilinen ismiyle hocalık mesleği bilim üretme, çeşitli düzeylerde bunu aktarabilme ve en önemlisi arkadan gelenleri yetiştirme becerisidir. Bu özelliklerin hepsini bünyesinde toplayan kişi başarılı olarak tanımlanabilir. Bilim üretmek başlı başına önemli bir meseledir, doğru soru sorma yeteneğinin gelişmiş olması bu işin olmazsa olmazıdır. Doğru soru cevaptan önemlidir, çünkü bilimde mutlak doğru yoktur. Doğru soruyu sorabilmeyi başarırsanız siz ve sizden sonrakiler o soruya cevap üretmeye çalışarak bilimin ilerlemesini sağlarlar. Gerçek bilim insanı bulduğu cevabın sorgulanabilir olduğunu bilendir, bu yüzden de yapması gereken bu soru ve cevapları çeşitli düzeylerde anlatmayı başarabilmektir. Elbette bilimsel bir toplantıda konuyu bilenlere yapılan anlatım, konuya yabancı kimseler karşısında anlaşılmaz olacaktır.
Bu iki uç arasında da çeşitli katmanlar vardır, örneğin lisans düzeyinde anlaşılır olan yüksek lisans düzeyinde tekrar ve sıkıcı, doktora düzeyinde ise gereksiz zaman kaybı olarak adlandırılabilir. İşte bu yüzden bilim insanı her düzeyde sorusunu ve cevabını anlatmayı başarmalıdır. Bilimsel bir sorunun cevabının her düzeyde aranmasının hatalı olacağı düşünülebilir ve bu nedenle her düzeyde anlatmanın gereksiz olduğu savunulabilir. Bu genellikle doğru da olabilir. Ancak beynin üretme ve çalışma mekanizmasının gereği olarak konunun her düzeyde sorgulanması, farklı yapılardan soruya ve cevaba yöneltilecek beyanların varlığı çok kıymetlidir çünkü uzmanlaşma aynı zamanda dikkatin sadece bir alana toplanmasını sağlayarak detayın gözden kaçmasına sebebiyet verebilmektedir. Beklenen, bilimsel bir sorunun cevabının en alt düzeyde anlatılırken ortaya çıkması olmamakla beraber, buradan sezgi yoluyla ilham alınmasına mani değildir ki, istisna olarak gerekçesi açıklanamasa da cevap buradan da ortaya çıkabilir. İşte bu yol ve yöntem aynı zamanda sorunun cevabını arayan yeni bilim insanlarının oluşmasına da sebep olacaktır.
Bu kitapta, bu gayret içinde olan genç insanların üretimleri yer almaktadır. Bir öğretim yılı boyunca doktora derslerimiz sırasında sorduğumuz sorulara cevap arayan genç bilim insanı adayları geleceğin dünyası için cesur fikirler ileri sürerek bu kitaptaki çalışmaları meydana getirmişlerdir. Biz de yeni bilim insanlarına sorularımızı devrederek bilimsel ilerlemenin önemli taşlarından birini yerine koymak imkanını böylece bulmuş olmaktayız.
Konu Başlıkları
| Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Borçlanma Araçları (Senetleri) ile Borçlanmanın Sınırı, Abulfaz SADIKHZADA |
| Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Anonim Ortaklıklarda Sermaye Artırımı Kararının Hükümsüz Kılınması ile Hükümsüzlüğün Sonuçları ve Kararın Geri Alınması, Ahmet ÖZSOY |
| TK m. 348 Kapsamında Kurucuya Sağlanan Menfaatler, Begüm KAYA |
| Anonim Ortaklıklarda Tasfiye Payının Belirlenmesi ve Dağıtımı, Esra TEYMEN |
| Anonim Ortaklıkta İhtiyari Yedek Akçeler, İclal Nihal BARAÇ EVCİ |
| TK m. 519 Çerçevesinde Anonim Şirketlerde "Kanuni Yedek Akçe" Kavramı Üzerine Değerlendirmelerimiz, M. Enes YILDIZ |
| Anonim Şirkette Finansal Tablolar, Mahmut Arif KOÇAK |
| Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Anonim Şirketlerde Karın Tespiti ve Dağıtılması, Nurben Leticia BİLİCİ |
| Konsolide Finansal Tablolar, Nurgül YILDIZ |
| Yönetim Kurulu Üyelerinin Mali Hakları, Tuğba ÖZDOĞAN DALOĞLU |
| Anonim Şirketin İktisap Ettiği Kendi Payları İçin TTK 520–I Uyarınca Ayrılan Yedek Akçe, Zeynep Şeyma CEYLAN |