Türkiye'ye başkanlık sisteminin getirilmesine yönelik taleplerin tekrardan dillendirilmeye ve daha somut adımların atılmaya başlaması ile birlikte bu konuya ilgi ve alakamız daha da ziyadeleşti. Dahası, ülkemizdeki Latin Amerika ülkelerine yönelik yaygın kanaatlerin çok arkaik kaldığı, bu ülkelerin bir kısmında ABD ile yarışır düzeyde demokratik gelişmelerin meydana gelmiş olduğu, bu ilgi ve alaka döneminde en azından kendi zaviyemizden gün yüzüne çıktı.

Nitekim Latin Amerika hakkındaki yaygın ve arkakik düzeyde kalan bu algıları büyük ölçüde giderici yöndeki "ABD ve Latin Amerika Ülkelerinde Başkanlık Sistemi ve Uygulamaları" isimli kitabımız yakın geçmişte yayımlandı. Bu kitapta, esasen Latin Amerika ülkelerinin büyük ekseriyetinde uygulanan başkanlık sisteminin, bu ülkelerde yaşanan askeri darbelerin tek müsebbibi olmadığı, başta her bir ülkeye mahsus siyasî, sosyal, kültürel sebepler, harici müdahaleler vb. çok daha başka etkenlerin de bu darbeler üzerinde etkili olduğu gün yüzüne çıkarıldı.

Bütün bu fikrî yoğunlaşma neticesinde, Türkiye'de de başkanlık sisteminin başarılı olabileceği, hatta parlamenter sisteme kıyasla çok daha işler bir sistem olacağı kanaati bizde hâsıl oldu. Bu kanaatle birlikte, "Türkiye'de Başkanlık Sistemi" isimli kitabın yazılma serüveni de başlamış oldu. Umarım bu kitap, ülkemizde 2017 Anayasa değişikliği ile kabul edilen ve fiilen de uygulanmaya başlayan başkanlık sisteminin işleyişine olumlu yönde katkılar sağlar.

Üçüncü Baskıda bazı kısmi değişiklikler yapıldı. Özellikle ilk ve ikinci baskılarda gözden kaçan bazı eksiklikler tamamlandı, bazı güncel tashihatlar yapıldı.