Bu çalışmada, bölgesel bir insan hakları koruma sistemi öngören AİHS özelinde, savaş, seferberlik, doğal afet (6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri), askeri darbe teşebbüsü (15 Temmuz darbe teşebbüsü), salgın hastalık (COVID - 19pandemisi) veya ağır ekonomik bunalım gibi ulusun varlığını tehdit eden genel bir tehlike durumunda uygulanmak zorunda kalman, bir bakıma taraf devletler yönünden bir can simidi niteliğinde olan "olağanüstü hâllerde Sözleşme'den doğan yükümlülüklerin azaltılması /askıya alma /derogasyon" müessesesi inceleme konusu yapılmıştır.
Söz konusu bu inceleme sürecinde özellikle Avrupa Konseyimin yargılama makamı olarak başta AİHM kararları olmak üzere Avrupa Konseyinin diğer organlarının derogasyona yönelik rapor, görüş, açıklama gibi çalışmaları ile Türk Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye'de ilan edilen OHAL kapsamında alman tedbirlere / kısıtlamalara yönelik başvurularda vermiş olduğu kararlar analiz edilmiştir. Uygulamanın aksayan yönleri ise çözüm önerileri ile birlikte ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Askıya alma (derogasyon) uygulamasının gündeme geleceği kriz / istisnai hallerin yaşanmaması en büyük temennimiz olmakla birlikte, böyle durumlarda da hukukun üstünlüğüne olan inançla ve hukukun çizdiği sınırlar içerisinde hareket etmek bir beklentiden öte bir zorunluluktur. Uygulayıcılar ve akademisyenler için çok faydalı olacağına inandığım bu eser, alanında da önemli bir boşluğu dolduracak derecede kapsamlı şekilde hazırlanmıştır.
Konu Başlıkları
| Derogasyon Bağlamında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Sistemi ile Türk Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sistemi |
| Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 15. Maddesinin Uygulanması |
| Olağanüstü Hal Rejimleri ve !5 Temmuz Darbe Teşebbüsü Sonrası Türkiye'de Uygulaması |