İnsanlık tarihi ile yaşıt olan göçler, etkileri bakımından sadece ortaya çıktıkları zaman dilimi ve coğrafya ile sınırlı kalmamakta ayrıca geleceğin toplumsal, siyasal ve ekonomik yapılarını dönüştürebilmektedirler. Kimi zaman gönüllü etkenlerle kimi zamansa zorunlu nedenlerle ortaya çıkan ve hem göç alan hem de göç veren ülkeler açısından pek çok olumlu ve/veya olumsuz etkileri olan göçlerden zorunlu göçleri ve bunlara muhatap olan yerinden edilmiş kişileri inceleme alanı olarak belirlemiş olan elinizdeki bu eser, iki temel amaç taşımaktadır: Küreselleşme süreciyle birlikte pek çok alanda olduğu gibi göçler konusunda da önemli değişimlerin yaşanmakta olduğu günümüz dünyasında, zorunlu göçlere maruz kalan yerinden edilmiş kişilerin özellikle uluslararası hukuk kapsamında sahip oldukları hak ve yetkiler konusunda yaşanan gelişmelerin geçmişten bugüne uzanan bir tarihsel perspektif içerisinde değerlendirilmesi bu çalışmanın söz konusu amaçlarından ilkidir.

Sığınmacılar, mülteciler ve ülkesinde yerinden edilmiş kişiler olarak günümüz uluslararası hukuk konseptinde üçlü genel bir ayrım altında değerlendirilen yerinden edilmiş kişilerin, yaşadıkları zulüm, acı ve sıkıntıların özdeş olduklarını ve ayrımlardaki kıstaslardan öne çıkanının kaçılan ülke sınırlarının geçilip geçilmemesi olduğu göz önüne alındığında, gerek zorunlu göçlerin gerekse uluslararası hukukun değişen ve gelişen doğasının yerinden edilmiş kişilere yönelik daha kapsamlı ve bütüncül yaklaşımları gerektirdiği ve bu yöndeki çalışmalara öncelik verilmesini zorunlu kıldığı görülmektedir ki, söz konusu husus da çalışmada göz önünde bulundurulan amaçlardan bir ikincisi olarak karşımıza çıkmaktadır.