Fiziksel deneyimlerin yerini sanal deneyimlere bıraktığı günümüz iletişim ortamında zorunlu değişimler yaşanmaktadır ve bu değişimler yeni bir kültürün de habercisi olmaktadır. Dijitalleşme ve sanal dünyanın getirisiyle oluşan yeni kültür, insanların günlük yaşantısının hemen hemen her alanında gelişim göstermektedir. Dijital kültür veya sanal kültür olarak adlandırabileceğimiz bu yeni anlayış biçimi, hem günümüzün gerektirdiği yenilik ve değişimleri hem de gündelik hayatlarımızda teknolojiyi kullandığımız her eylemi kapsayıcı bir biçimdedir. Dijitalleşme ile birlikte sosyalleşme, oyun, haberleşme gibi pek çok temel kavram da kendisine sanal dünyada bir yer hazırlamıştır. Bu nedenle gündelik hayatın büyük bir parçası da dijital kültürün içerisinde yer almaktadır. İş hayatının, eğlencenin ve daha pek çok farklı aktivitenin fiziksel deneyimleri, zaman içerinde sanal deneyimlere dönüşmüştür.

Bu sanal deneyimleri kişilerin ağ ortamında kullanıcı olarak adlandırılmasına neden olmuştur. Kullanıcılar internet aracılığıyla bağlandıkları sanal dünyada, kendilerine özel her türlü bilgi ve etkinliği çevresindeki arkadaşlarıyla yani takipçileriyle paylaşmaktadır. Kullanıcının gerçek ve sanal dünyalar arasındaki bu iletişim bombardımanı içerisinde hazırladığımız bu çalışmada medyadan yeni medyaya dönüşüm sürecinde kuramsal çalışmalar egemen ve eleştirel yaklaşımlar doğrultusunda açıklanmaktadır. Yeni iletişim süreci noktasında ortaya çıkan yeni terminolojiler de bu çalışmada tanımlanmaktadır.

İletişim ve Teknoloji serisinin ilk kitabı olan YMK 101 kısaltması hem yeni medya kuramına girişi hem de sıfırla birlerle ifade edilen dijital dünyayı temsil etmektedir. Bu doğrultuda; kitabın iletişim çalışmalarına ilgi duyan, yeni çalışmalara ve terminolojilere destek vermek isteyen akademisyenlere katkı sunması hedeflenmektedir.